Günün ve haftanın anlamına uygun olacağını düşündüğüm bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Gökçen Lisesi 12 TM sınıfı öğrencilerinden Melahat Yılmaz isimli kızımızın yazdığı ve “Engel” kavramına farklı bir bakış açısı getirdiği yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bakalım ne demiş güzel kızımız;

    “İnsanların o bakışları var ya…Hangi bakışları diyeceksiniz siz?Hemen söyleyeyim:Acıma dolu,delici bakışları…Kime mi bakıyorlar?Kardeşime benim dünya güzeli kardeşime Down sendromlu kardeşime.Zannediyorlar ki kardeşim hissetmiyor o bakışların altında yatanları,gülücükleri yarım kalıyor keskin gözler ona odaklanınca.Oysa ben hep onu gülümsetmek istiyorum, onun da topluma kazandırılmasını ,onun da hayatını yaşamasını istiyorum.Ama bu keskin gözlerden imkansız bir hal alıyor.Keşke insanlar kardeşime ve diğer engelli kardeşlerime daha iyi gözle baksa.Hiç düşünmüyorlar onlar da bu durumda olabilir.

     Bugün biraz daha umutluyum hem kardeşim hem de diğer engelli bireyler için .Pek çok kurum , kuruluş  bu konu da duyarlı olmaya başladı,”Sosyal Sorumluluk Projeleri” başlatıldı.Engellilerin eğitimine daha fazla nem veriliyor ülkemizde.Kardeşim gibi bir çok engelli birey fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri vasıtasıyla tutunuyor hayata.Onlar için yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen spor müsabakalarına katılıp madalya almanın onurunu yaşıyor.Resim yaparak,el işleri ile uğraşarak kendilerine olan güvenlerini arttırıyorlar.”İşte ben buyum,başarıyorum”deme fırsatı geçiyor ellerine.Yurdun değişik yerlerinde engelli kafetaryaları ,kütüphaneleri açılıyor.Bunların olması sevindirici ve diliyorum ki bu alanların ve düzenlenen faaliyetlerin sayısı artar.Ben hayatta şunu çok iyi biliyorum:Bir gün herkes engelli olabilir.Önemli olan zihinlerin,bedenlerin engelli olması değil gönüllerin engellerle dolu olmaması.                                                                                                                                                              
     Ben,kardeşim ve ailem engellerle yaşamayı “Engellere Hayır!”demeyi örgendik.Garipseseler de kardeşimle parka gidiyorum ,kardeşimi alışverişe götürüyorum.Ona kendi gibi şeker,pamuk şekeri almak için;her engelli birey aynı olanaklara sahip değil,önce aileleri dışlamış onları.Etrafı duvarlarla çevrili hayatlarına bir duvar da onlar ekliyor.Onları karanlıklara itip”Ne olursa olsun”diyor.Gözyaşlarının dolu,olup yağmur şeklinde aktığını görüp ,elinin ayağının buz kütlesine döndüğünü görseler bile hiçbir şey yapmıyorlar.Bunlar nasıl anne-baba ,kardeş?diye düşünüyorum.Buradan sesleniyorum yetkililere de engelli bireylerin ailelerine de sizler de lütfen benim ailem gibi olun.
     Engelli bir çocuğa nasıl daha fazla faydalı olunabilir,ona nasıl iyi bir gelecek sağlanır diye önce siz bilgilenin ve diliyorum ki en kısa zamanda küçük ilçeler de bile engelli ailelerini ,bilgilendirecek seminerler.kurslar düzenlenir.
    Evet! Hayat engelli bireylerle dolu.Ne olur biz onlara yüz çevirmeyelim.Bir ışık tutalım onlara.Onlar o ışığa doğru yürüsün.Ben her zaman dediğim gibi “Tek başıma da olsam hem kardeşim hem de diğer engelli bireyler için bu dünyayı yaşanacak hale getirmek için çalıştım ve çalışacağım.”

Melahat YILMAZ

Gökçen Lisesi
12 TM