Karne sevinci, çocuklar için yılın en heyecanlı anlarından biri. Aileler de bu mutluluğu taçlandırmak için hediyeler alıyor. Ancak son dönemde, 11-15 yaş arası çocuklara saatte 40 km hıza ulaşabilen elektrikli bisiklet ve scooter’ların hediye edilmesi, büyük bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Ne yazık ki, bu "hediyeler", trafikte ölümlü ve yaralanmalı kazalara yol açarak, sevinci gözyaşına çevirebiliyor. 

Bu araçlar, çocuklar için son derece çekici. Hızlı, özgür hissettiriyor ve arkadaşlar arasında popüler olmalarını sağlıyor. Ancak, trafik kurallarını tam olarak bilmeyen, refleksleri yetişkinler kadar gelişmemiş çocukların bu kadar güçlü araçları kullanması, büyük bir risk. 

Kontrolsüz hız, ani frenlerde düşmelere, ciddi yaralanmalara neden olabiliyor; trafikte deneyimsizlik, otomobillerle çarpışmalara yol açıyor; kask ve koruyucu ekipman kullanılmaması, en ufak kazalarda bile kalıcı hasarlara sebep olabiliyor. 

Tüm bu risklere karşın birçok ebeveyn, çocuğunun isteğini yerine getirirken, "Nasıl olsa kullanır, bir şey olmaz. Benim oğlum/kızım halleder" diye düşünüyor. Oysa trafikte ulaşım, bu yaş grubunda mutlaka ebeveyn gözetiminde olmalı. Bir anlık mutluluk uğruna, çocuğun hayatını riske atmak, sorumluluktan kaçmak anlamına gelir. 

Peki karne hediyesi olarak ne alınmalı? Ne yapılmalı?

Yaz kampları, spor kursları (yüzme, basketbol, futbol)  çocuklarımız gönderilebilir.

İlgi alanı ve yeteneğine göre kitap setleri, sanat malzemeleri alınabilir, ailece gidilecek bir tatil veya deneyim hediyesi muhteşem olabilir. Güvenli, yaşına uygun bir bisiklet hem dinamik sağlıklı bir vücut hem de mutluluk kaynağı olabilir.(elektrikli değil!) 

  Çocuklarımızın mutluluğu elbette önemli. Ancak onların güvenliği ve geleceği, anlık heveslerden çok daha değerli. Karne hediyesi alırken, "Acaba bu hediye, bir gün gözyaşına dönüşür mü? “diye soralım. Unutmayalım ki, çocukların en büyük hediyesi, sağlıklı ve güvende olmalarıdır.