2023 YKS tercih sonuçlarının açıklanmasının ardından öğrenci ve ailelerini daha hummalı bir maraton,aşılması güç bir uğraş karşıladı. Öğrencilerin öğrenim görmeye hak kazandıkları yüksek öğretim kurumlarında eğitim sürecine başlayabilmeleri için evlerinden uzakta yeni bir hayat kurmaları ise bu uğraşın başlıca sorunsalı.

Yılın son çeyreğine girerken yaşanan ekonomik buhran, hayatın her alanında kendini gösteren enflasyon öğrencilerin en temel gereksinimlerini dahi karşılamalarını oldukça güç hale getiriyor.
Sosyoekonomik durumu görece daha iyi pozisyonlarda olan aileler çocuklarının ekonomik açmazını çözmek için desteklerken, bu konuda daha talihsiz olan kesimler hem rutin giderler hem de  barınma ihtiyacı için T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’nün kapısını çalıyor.


Barınma ve yurt temini konusunda yaşanan sorunlara daha önceki yazılarımızda değinmiştik.(www.habertire.com)  Bu yazımızda ise Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’nün 1962 yılından itibaren yüksek öğretim programlarında yer alan öğrencilere sağlamış olduğu öğrenim kredisi ve başarı/ihtiyaç burslarına değineceğiz.


Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü; 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu gereğince 1962 yılından itibaren öğrenim kredisi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu gereğince 1985-2012 yılları arasında katkı kredisi, 5102 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs, Kredi Verilmesine İlişkin Kanun gereğince 2004 yılından itibaren de burs vermektedir.


Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun öğrencilere sağlamış olduğu öğrenim ve burs miktarları ise ekonomik veriler ve enflasyon değerleri gözetilerek revize edilmiştir. 
2002 yılında 45 TL ile başlayan öğrenim kredisi yıllık ortalama %38-44 bandındaki artışlarla 2023 yılına 1250 TL bazında girmiştir.
2024 yılı eğitim öğretim döneminde burs ve öğrenim kredilerinin yaklaşık %60 zamlanarak 2000 TL nin üzerine çıkması beklenmektedir.
Şüphesiz ki Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’nün öğrencilere sağlamış olduğu burs ve barınma imkanı can simidi niteliği taşırken, geri ödemeli nitelikte olan öğrenim kredisi ise okul sonrası çalışma hayatına başlayan/başlayamayan gençler için bir çıpa özelliği gösteriyor.


Okul programlarının tamamlanmasını takriben 2 yıl içerisinde geri ödeme programlarının başladığı öğrenim kredileri mevcut faizleri de hesaba katarak , yeni istihdam olmuş gençlerin zorlukla hayatlarını idame ettirdikleri kazançlarından kesinti şeklinde geri alınıyor. 


İstihdam edilen gruplar için bu süreç her ne kadar atlatılabilir özellikte ise de istihdam olanaklarından faydalanamamış gençler için oldukça zor günlerin yaşanmasına sebep olabiliyor.
Son yıllarda artış oranlarının yetersizliği ile gündeme gelen burs ve  öğrenim kredisinin ve geri ödeme şartlarının  yaşanan ekonomik problemler ve işsizlik sorununun da göz önünde bulundurularak tekrar gündeme alınmasının yüksek öğretim için başat bir problem olduğu aşikar.