Anayasamızın 10. maddesi der ki: “Herkes, dil, ırk, cinsiyet, din, mezhep, siyasi düşünce, felsefi inanç ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeden yasa önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”
Peki, bu eşitlik milletin aslı ile vekillerine uygulanıyor mu? İşte o biraz zor. Bir düşünelim. Önce kendi maaşlarımızla milletvekili maaşlarını bir karşılaştıralım. Ülkemizde bir memur maaşı ortalama 1 500 TL. Sayın vekillerimizin ise memura çok gördükleri % 10 zamma karşılık, son düzenleme ile kendilerine % 100 zam yapmaları sonucu 12 000 TL. Ayrıca 2 yıl milletvekilliği yapanlar bunun üstüne bir de 7 700 TL emekli aylığı alıyorlar. Bazı vekillerimiz hala sızlanıyor, “Bu maaş bize 2 gün anca yetiyor.” diye. Bir vekilimiz de açıklamış, “kredi kartı borçlarını bile ödeyemiyorum.” Sayın vekiller, 700 TL asgari ücret alan ne yapsın? İsterseniz vatandaş kendi kredi kartı borcunu rahatça ödedikten sonra sizinkini de ödeyiversin. Ne de olsa mecliste bizi layığı ile temsil ediyorsunuz. Ne yükü olur ki.
Gerekli yaş ve prim koşullarını taşıyan vekiller, iki yıl milletvekilliği yaptıktan sonra emekli oluyorlar. Vatandaş ise kadınlarda 58, erkeklerde 61 yaşını bitirmeyi beklemek zorunda. Ancak o zaman emekli aylığı ve ikramiyesi almaya hak kazanıyor. Ne eşitlik değil mi? Bir de Avrupa’ya bakalım. Bir milletvekili Norveç’te 65 yaşından sonra, İngiltere ve Hollanda’da memur gibi emekli oluyor. Danimarka, Avusturya, İsviçre, Belçika, Çekoslovakya, Litvanya, Polonya ve Ermenistan gibi ülkelerde vekillerin emeklilik hakları yok. Bir de Küba’da milletvekilleri aylık almıyor, beceriksiz çıkarsa, halkın geri çağırma hakkı var, emekliliği, harcırahı, yolluğu yok. Yalnızca Küba halkına hizmet etme onuru var.
Atatürk Döneminin Maliye Bakanı Hasan Fehmi Ataç, TBBM’de Atatürk’e sorar: "Paşam; vekil maaşlarını düzenleyeceğiz, ne kadar verelim?" Atatürk’ün cevabı şu an öğretmenlerin sıkıntılarını anlamak istemeyen birçok insana tokat gibidir: " Öğretmen maaşlarını geçmesin."
Devam edelim vekillerimize sağlanan kıyaklara. Şu an emekli maaşları ortada. Diyelim size yetmiyor çalışmaya kalktınız. Aldığınız ücretten %15 sosyal destek payı alınır. Oysa çalışan bir vekil emeklisi 19 bin TL alır, bir kuruş kesilmez. Hastanelerde katkı payı ödemeden her türlü sağlık giderleri karşılanır. Vekil ve emeklilerinin; kendileri ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin; yurt içi ve dışı, ilaç ve tedavi giderleri sınırsız olarak ödenir. Gözlük ve gözlük camı giderleri bile ayrıcalıklı tutarda belirlenip, meclis tarafından karşılanır. Her vekile sekreter, danışman, şoför tahsis edilir. Vekil trafik cezası ödemez. Yılda iki maaş tutarında özel telefon parasını yaklaşık 23 bin TL meclis öder(Bu para ile ülkemizdeki yaklaşık 10 milyon emekliye ayda 1265 TL maaş ödenebilirmiş.). Meclis lokantasında neredeyse bedavaya yemek yerler. Memleketlerine ailelerini ziyarete giderler, benzin faturasını devlet öder. Milletvekillerine ait kırmızı plakalı araçlar için(kiralama ve yakıt) ödenen bir yıllık ücret 454 bin(eski para ile 454 milyar) TL imiş. Benzin rekoru Başbakan Erdoğan’ın Meclis grubunda yaptığı konuşmada gözyaşlarını tutamayan AKP’li Şanlıurfa Milletvekili olan Uslu’da. Yalnız Sayın Uslu 30 880 TL yakıt harcamış.
Bir de dokunulmazlık zırhı var. Benim en kabullenemediğim şey. Herkes iktidara gelince kaldıracağını söyler, sonra umursanmaz. Fırından ekmek çalan çocuklar ellerine kelepçe takıp ıslahevine gönderilir. Bir trafik kazasına karışan yıllarca adliyelerde sürünür. Ama milletvekili veya bakan iseniz her türlü alavere, dalavere çevirir, yolsuzluk yaparsınız, elinizi kolunuzu sallayarak, TBMM koridorlarında dolaşabilirsiniz. Suçlu olmak sadece ülkemizde milletvekilleri için normal. Her gün devlete küfredenler mecliste arzı endam etmiyor mu? TBMM’de kaç milletvekilinin suç dosyası var? Kısacası milletvekili isen, ne kadar suçlusun, ne kadar dosyan kabarık o kadar itibarlısın, maalesef. Bir öğretmen dersine, memur işine 10 dakika geç başlasa kendisine hemen sarı zarf verilir. Bir milletvekili yılda kaç kez meclis oturumuna katılıyor, araştırmak gerek. Yine de hakkında işlem yapılmaz "Milletin aslına dayak, vekiline kıyak gibi bir şey.”
Düşünürsek milletvekillerimiz meclisteki davranışlarıyla, anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı hakları ile halkın çıkarlarını mı temsil ediyorlar, yoksa bir eli yağda bir eli balda yaşayan ayrıcalıklı bir zümreyi mi?
Saygılarımla. Hoşça kalın.