“NEVRUZ MİLLİ KÜLTÜR ÇALIŞMALARINDA YOL HARİTAMIZ OLMALIDIR.”

Tire Kültür Derneği Başkanı Seyfullah Ayvalı, hazırladıkları  Nevruz Projesi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen III. Milli Kültür Şûrasının açılış programında yaptığı konuşmada “Kültürün her alanındaki birikimlerimizi ön palana çıkarmalı ve desteklemeliyiz. Kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli olmalıyız.  Benim sizden ricam: Bize 2023 vizyonumuza uygun, derinliği, gelecek vizyonu olan uygulanabilir bir yol haritası hazırlayın” şeklinde yapmış olduğu çağrıya katkı sunmak istediklerini söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın III. Milli Kültür Şûrasında yaptığı çağrıyı son derece değerli bulduklarını ifade eden Tire Kültür Derneği Başkanı Seyfullah Ayvalı, “Dernek olarak 3 yıldır Nevruz’un Kenti Tire isimli projeyi uyguluyoruz. Esasen ilçemiz Tire, önceki yıllarda da defalarca İzmir’deki resmi Nevruz etkinliklerinin merkezi olmuştu. Nevruz gibi önemli bir kültür değerimizi tüm özellikleri ve içeriği ile ülkemizde en çok katılımla yaşayan ve yaşatan bir ilçe olan Tire’nin,  bu kültürel değerimizi, Milli kültürümüzün merkezine taşıyacak misyon ve vizyonda olduğunu düşünüyoruz” dedi.   

TÜRKİYENİN EN BÜYÜK NEVRUZ KUTLAMASI TİRE’DE YAPILIYOR
Kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli olmanın Türk tarihindeki en büyük sembolünün  Nevruz Bayramı olduğunu sözlerine ekleyen Ayvalı, “  Nevruzun Kenti Tire  isimli projemizde  Nevruz’un  hayvancılığa dayalı bir üretim kültürü olduğunu vurgulamak istiyoruz. Tire’nin ve ülkemizin tarımsal değerleri ile ön plana çıktığını dikkate aldığımızda Nevruz Kültürünün önemi bir kez daha anlaşılmaktadır. Tire ilçemizde yüzyıllardır sürdürülen Nevruz kutlamalarının,  katılımcı sayısı bakımından Türkiye’nin en büyük Nevruz kutlaması olması da tarım ve hayvancılığa dayalı tarihsel gelişimi ile doğru orantılıdır.” Şeklinde konuştu. 

NEVRUZ KÜLTÜR, TARIM VE ÜRETİM POLİTKALARINA İLHAM VEREBİLİR.  
Ayvalı, insanlık tarihinde hayvancılığı ilk kez sektör haline getiren Türk milletinin , mevsimsel dönüşümlerin önemini fark ederek kutladığı Nevruz Bayramının, aynı zamanda tarım ve hayvancılık etkinliklerinin başlangıcı ve esası niteliğini taşımakta olduğunu söyleyerek,  “Türkler bu nedenle 21 Mart tarihini “Ulu Gün” olarak benimsemiş ve tarih boyunca “En Büyük Bayram” olarak kabul etmiştir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de 21 Mart tarihini bir bayram olarak kabul edip, kutlamalara bizzat katılmıştır. Günümüzde barışın, sevginin, doğaya saygının,  bereketin, sağlığın, huzurun, sevincin, mutluluğun kaynağı ve sembolü olarak Asya’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada bilinen ve kutlanan Nevruz Geleneğinin, özelde bir hayvancılık ve doğa bayramı olarak Türk Milletinin insanlığa sunduğu köklü bir milli gelenek olduğunu unutmamalıyız.  Öte yandan Nevruz kültürü, insanların tabiatı doğru anlaması ve koruması, doğanın nimetlerinin adil bir şekilde bölüşülmesi, barış ve sevginin yaygınlaşması gibi oldukça önemli evrensel mesajları ile başta ülkemiz olmak üzere tüm insanlığın öncelikli ihtiyacıdır. Nevruz ülkemizin ulaşmak istediği medeniyetin adeta bir okulu gibidir diyebiliriz.  Unesco’nun 2009 yılında Nevruz’u İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesine kaydetmesi de bu görüşü doğrulamaktadır” dedi. 

NEVRUZUN TİRE’DEKİ TARİHİ YÜZYILLARA DAYANIYOR 

Nevruz’un Türkiye’de en canlı ve coşkulu kutlandığı yerleşim merkezinin Tire ilçesi olduğunu hatırlatan Seyfullah Ayvalı, “Tire bu köklü Asya kültürünü, Ankara savaşında Yıldırım Beyazıt’ı mağlup eden Timur’un Batı Anadolu’ya geldiğinde ordusu ile Tire’de konaklaması sonucunda öğrenmiş ve yaşatmaya başlamış. Daha sonraki süreçte bu geleneği artan bir coşku ile kutlamayı sürdüren Tire ilçesindeki Nevruz kutlamaları, 1521 yılında Rodos Seferi sonrasında ordusunu Tire’de dinlendiren büyük Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın da dikkatini çekmiş ve bir ferman ile bu kutlamaların sürdürülmesini istemiş. Tire ilçesi tarihte olduğu gibi bu gün halen aynı coşku ve katılım ile Nevruz bayramını kutlamaktadır. On binlerce insan Nevruz geldiğinde Tire’nin tüm yaylalarını doldurmakta, toprağın ve tabiatın yeniden canlanmasını kutlamaktadır. Bir bayram havasında geçen kutlamalarda herkes çeşitli eğlenceler tertip etmektedir. Tire Nevruzu bu bakımdan toprağa ve doğaya verilen değerin sembolü gibidir.” şeklinde konuştu.   
 
NEVRUZDAN ÖĞRENECEK BİR ÇOK DEĞER VAR. 
Seyfullah Ayvalı, Tire’deki Nevruz kutlamalarında insanlar arasında sevgi ve saygının hakim olduğunu ifade ederek sürdürdüğü açıklamalarında, “Milli Kültür Şuramızın dikkatini Tire’deki Nevruz kutlamalarına çekmek istiyoruz. Nevruz sadece kültürel bir değer olarak değil aynı zamanda tarım ve hayvancılık politikalarımızı da  belirleyebilecek zengin ve köklü mesajlar içermektedir. Ülke olarak bu güçlü mesaja, milli değerlerimizin merkezinde  mutlaka yer vermeliyiz. Çünkü Nevruz’un bize ve tüm insanlığa öğreteceği daha bir çok değer var”dedi. 

Editör: Haber Merkezi