Özellikle "Değerler Eğitimi" adı altında yürütülen çalışmaların önceden tarikatlarla gerçekleştirilen protokollerle başladığını belirten Eğitim-Sen, bugün ise "Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum" (ÇEDES) adlı protokol kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından okullara din görevlilerinin atanmasının endişe verici olduğunu vurguladı. İzmir'de sadece bu protokol kapsamında 842 ilkokul, ortaokul ve liseye manevi danışman atandığına dikkat çekildi.


Eğitim-Sen Tire Temsilciliği, bu atamaların akademik seçimlerle değil, sadakate dayalı bürokratik atamalarla gerçekleştirildiğine işaret ederek, bu durumun milli eğitim temel kanununa ve laiklik ilkesine aykırı olduğunu ifade etti. Ayrıca, daha önce imam hatiplerle ilgili yaşanan tartışmalara benzer bir müdahalenin okullarda nesnel, tarafsız ve bilimsel bilgi verme alanına yapılan bir saldırı olduğunu savundu.
Temsilcilik, okullarda danışmanlık hizmetinin rehber öğretmenlerin sorumluluğunda olduğunu vurgulayarak, on binlerce rehber öğretmen ve yüzbinlerce öğretmenin atama bekleyişi sürerken, böyle bir kadroya neden gereksinim duyulduğunun düşündürücü olduğunu belirtti. Eğitim-SEN, eğitimin tüm kademelerinde niteliği artırmak ve çocukları özgür, sağlıklı bireyler olarak yetiştirebilmek için somut adımlar atılmasını talep etti.


Milli Eğitim Bakanlığı'nın tek din, tek mezhep yaklaşımıyla hareket ederek okullarda dini ve manevi değerleri aktarma görevini üstlendiğini ifade eden temsilcilik, okulların siyasi amaçlara hizmet eden bir araç olmaması gerektiğini ve çocukların bu tür projelerle siyasal iktidarın ideolojik hedeflerinin bir parçası haline getirilmemesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak, Eğitim-Sen Tire Temsilciliği, eğitim emekçileri, öğrenciler, veliler ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye çağırdı. Gerici uygulamalara karşı mücadeleden asla vazgeçilmeyeceği vurgulandı.

Çocuklarda görülen "Kelebek Kusuru" nedir? Çocuklarda görülen "Kelebek Kusuru" nedir?


 

Editör: Haber Merkezi