Hicri Takvime göre Muharrem ayının 10. gününde gerçekleşen ve İslam tarihinin kara günü, yas günü olarak kabul edilen Kerbala Katliamı’nın 1333. anma ve yas yıl dönümünü dün bir kez daha yaşadık.


Kamuran KIZILBOĞA


İslam Dini’nin peygamberi Hz. Muhammed’in torunu olan Hz. Hüseyin ve onun aile üyeleri (Ehli Beyt) ile yakınlarının katledildiği Kerbela Savaşı, İslam dünyasında günümüzde bile kapanmayan büyük yaralara sebep olmuştu. Bu büyük yas günü, birçok yerde olduğu gibi ilçemizde de bir grup vatandaş tarafından yapılan ve geleneksel hale gelen ‘matem yemeği ve yas hali’ ile anılarak bir kez daha canlı kılınmaya çalışıldı.

Tire Turan Mahallesi’nde bulunan Ehli Beyt Camii’nde yapılan çok sayıda vatandaşın yanı sıra protokol üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katıldıkları matem yemeği ve anma programında 13 asır önce yaşansa da Ehli Beyt’in (Peygamberin ailesi üyeleri) katledilişi, programa katılan vatandaşların yüreklerin en derin noktalarında hissedildi. 


BİN KİŞİLİK YEMEK HAZIRLANDI
2001 yılında kurulan ve şuan 300 civarında üyesi bulunan Ehli Beyti Yapma ve Yaşatma Derneği tarafından, kurulduğu günden bu yana her yıl Muharrem ayının 10. gününde gerçekleştirilen, Kerbela Katliamını anma günü ve matem yemeği bu yıl da gerçekleştirildi.
Bin kişiye yetecek şekilde hazırlanan matem yemeği öncesinde Ehli Beyt Camiinde toplanan erkek ve kadınlar dualar ve zikirler ile göz yaşları içerisinde Hz. Hüseyin ve yakınlarını andı. Öğlen namazı sonrasında ise hep birlikte cami bahçesinde matem yemeği yenildi. 


PROTOKOL DA MATEM YEMEĞİNDE YER ALDI
Yemeğe katılanlar arasında; Kaymakam Hüseyin Ergi, Garnizon Komutanı Serhan Varol, Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, Emniyet Müdürü Fatih Kiremitçi, Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Fatih Hayali, Müftü Salih Sağlam, Diyanet Eğitim Merkezi Müdürü Ramazan Bozkurt, AK Parti İlçe Başkanı Kamil Yaldız ve AK Parti Belediye Başkan aday adayları M. Sıtkı İçelli ve Mehmet Çeltikcoğlu, CHP İlçe Başkanı Şenol Sardoğan ve Saadet Partisi İlçe Başkanı Tahir Ekmen gibi önemli isimler yer aldı. 

 ‘KERBALA KATLİAMI’NIN TARİHÇESİ
Kerbelâ olayı, Kerbelâ Savaşı yada Kerbela katliamı, Miladi 10 Ekim 680 tarihinde (Hicri Takvim'e göre Muharrem ayının 10. Günü), bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin bin Ali'ye bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi I. Yezid'e bağlı ordu arasında cereyan etmiştir.

Bu savaş Şiî ve Alevî inanışının belkemiğini oluşturan en önemli olaylardan biridir. Muhammed'in kızı Fatıma'nın Muhammed’in kuzeni Ali'den olma oğlu İmam Hüseyin'in ölümü, Şiîlerce her sene Aşûre Günü'nde yâd edilir.

Olayların gelişimi eldeki kaynaklara göre şöyledir; Hz. Muhammed'in 632 yılında vefat etmesinden sonra Müslüman toplumunun başına kimin geçeceği kaygısı baş gösterdi. Müslümanların bir kısmı ilk olarak Hz. Ebu Bekir'in halifeliğini kabul ettiler. Hz. Ebu Bekir'den sonra sırasıyla Hz. Ömer bin Hattab, Hz. Osman bin Affan ve Hz. Ali bin Ebu Talib'in halifeliğini kabul ettiler. Bununla beraber bir kısım Müslümanlar Hz. Muhammed'in kuzeni ve damadı olan, çocukluğundan itibaren evinde büyümüş ve onu korumak için kendi hayatını tehlikeye atmış olan Hz. Ali'nin ilk halifelik için daha doğru bir seçim olduğunu düşünüyorlardı.

Müslümanların bir kısmı Hz. Ali'nin yanlış olduğunu düşünmekle beraber kendinden önceki halifeleri kabul ettiğine inanırlar. Bununla beraber kendi halifeliğine kadar hiçbir savaşa katılmayışı diğerlerini halife olarak kabul etmediğine yorulur. Hz. Osman asiler tarafından öldürülünce Hz. Ali başa geçti. Osman'ı halife kabul edenler onun katilini bulana kadar Hz. Ali'yi halife olarak kabul etmeyeceklerini söylediler ve Müslüman toplumu ilk kez iç savaşa sürüklendi. İslam Devleti, Hz. Ali ve Muaviye önderliğinde ikiye bölündü. Hz. Ali, 661 yılında Haricilerden Abdurrahman ibn-i Mulcem tarafından gerçekleştirilen bir suikastte hayatını kaybetti ve iktidar 20 yıllığına düşmanı Muaviye'nin eline geçti.

Muaviye, oğlu Yezid'in kendinden sonraki halife olarak kabul edilmesini daha hayatteyken garantiye almaya çalıştı. Taraftarlarına Yezid'e bağlılık yemini ettirdi. Yezid başa geçince ilk iş olarak Medine valisine bir mektup yazarak Hz. Hüseyin bin Ali'ye değil, kendisine itaat etmesini, aksi takdirde bunu canıyla ödeyeceğini bildirdi. Bu arada Hz. Hüseyin Kûfelilerden kendisine bağlılıklarını sunan mektuplar alıyordu. Kûfe'ye gelip halife olduğunu ilan ederse Hz. Hüseyin'i destekleyeceklerini söylüyorlardı. Hz.  Hüseyin bu teklifleri ciddiye aldı ve Kûfe'deki taraftarlarının gerçekte olduğundan çok daha fazla olduğunu zannetti. Yaklaşık 70 taraftarı ve ailesi ile Kûfe'ye doğru yola çıktı.
Sayıca fazla olmayan Kûfeli taraftarları Yezid'in yandaşları tarafından bastırıldı. Hz. Hüseyin ve beraberindekiler Kerbelâ'da Yezid'in 4500'e yakın adamıyla karşılaştılar. Burada meydana gelen savaşta Hz. Hüseyin ve taraftarlarının hepsi öldürüldü ve ailesi esir alındı.

Şiî ve Alevî Müslümanlığında bu olayın çok önemli yeri vardır. Onlara göre Hz. Ali'nin oğulları yenilmez savaşçılardır, çok yüce şahsiyetlerdir ve halifelik makamının su götürmez sahibidirler. Sünni Müslümanlığında da en yüce sahabelerden ve dört büyük halifeden birinin oğulları oldukları için çok yüce şahsiyetlerdir ve dini liderler olarak kabul edilirler. Sünnilere göre de seçilmemiş ve zorla başa gelmiş bir halife tarafından katledilmişlerdir.
Editör: Haber Merkezi