Çocuk ihmali ve istismarlarını önlemek ve aileleri bu konularda uyarmak amacıyla HaberTire Gazetesi’ne konuşan Mavi İnci Psikolojik Danışmanlık Merkezi Kurucusu İnci Becerik ihmal ve istismarlara ilişkin birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Son zamanlarda artan istismar olaylarına dikkat çeken Becerik, yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi;

“Ellerim küçük, sütü kasten dökmüyorum. Bacaklarım kısa, lütfen yavaş yürü ki sana yetişebileyim. Parlak ve güzel bir şeye dokunduğumda ellerime vurma, neden vurduğunu anlamıyorum. Lütfen seninle konuştuğumda bana bak, o zaman gerçekten dinlediğini anlıyorum. Duygularım hassas, beni bütün gün azarlama, kendimi aptal hissetmeden hata yapmama izin ver. Yaptığım yatağın ya da çizdiğim resmin mükemmel olmasını bekleme, yapmayı denediğim için beni sev. Unutma, ben çocuğum; küçük bir yetişkin değilim. Bazen ne dediğini anlamıyorum. Seni çok seviyorum, lütfen beni ben olduğum için sev; yapabildiğim şeyler için değil”

Çocuklarımızın biz telefon ile ilgilenirken kardeşinin saçını çekmesinde, parktayken aniden ağlama krizine girmesinde ya da okulda problem davranış sergilemesinde bize vermek istediği yukarıdaki gibi bir mesaj olabilir. İşte bu yüzden çocuklarımızı dinlemeli ve sevgiyi koşulsuz vermeliyiz.

Çocuk istismarı ve ihmali sadece ülkemizde değil dünyada da çok sayıda çocuğu ve ailelerini etkileyen önemli bir toplumsal sorundur. İstismar ve ihmalin çocuklar üzerinde bilişsel, duygusal, fiziksel ve sosyal etkileri olmaktadır ve çocukların yaşamlarında onarılmaz sonuçlara yol açabilmektedir. İstismar ve ihmal denildiğinde akla ilk gelen cinsel istismar olsa da ihmal ve istismarın fiziksel istismar, cinsel istismar ve duygusal istismar ve ihmal gibi çeşitleri bulunmaktadır.

Bakım vermek ve korumakla yükümlü olduğumuz çocuklarımız için anne-babalara düşen ilk ve en önemli görev, okul öncesi dönemden itibaren, adı tam olarak kullanılmasa da "cinsel istismar" konusuna değinmektir. Çocuğunuzun kendini korumasını sağlamak amacıyla yapılacak bilgilendirici konuşmada bedenimizin özel olduğunu ve oyun oynamak için kullanmayacağımızı, başkalarının da oyun oynamak için kullanmasına izin vermemiz gerektiğini ifade edebiliriz. Ayrıca çocuklarımıza iyi dokunuş ve kötü dokunuş kavramlarını öğreterek ( bu konuda Ola ile 15 Dakika Etkinlik kitabından faydalanılabilir ) ; sınırlar konusunda bilgilendirmeliyiz. Çocuklara yapılabilecek en büyük iyilik onları dinlemek ve birey olduklarını kabul etmektir. Çocuklar;

             Kendilerine inanılmayacağını düşündüklerinde

Başlarının belaya gireceğinden korktuklarında

İstismarcıyı korumak isteyebilirler; istismarcıyı sevebilir ama yaptıklarını sevmezler.

Nasıl anlatılacağını bilemediklerinde

              Dışlanacaklarını düşündüklerinde

              Sevgi öğesini kaybetmek istemediklerinde

istismarı ifade etmekten kaçınırlar. Bu sebeple çocuk ile aktif iletişim oldukça önemlidir.

Ailelere öneriler;

Çocuğun seyredebileceği programları ve oynayabileceği bilgisayar oyunlarını belirlemek ve sınırlamak gerekiyor. Böylece çocuklarımızın alacağı uyaranları filtrelemiş oluyoruz. Çocuğumuz televizyonda şiddet içeren bir sahne gördüğünde kanalı değiştirmek yerine, bunun hakkında konuşmaya teşvik etmek ve eleştirel düşünmesi konusunda cesaretlendirmek gerekiyor.

Bizimle iletişime geçtiklerinde susturmak ya da dinliyor gibi yapmak yerine dikkatimizi gerçekten vererek dinlemek ve sırf teselli olsun diye ‘’yok bir şey, buna mı ağlıyorsun’’ gibi cümleler kurmak yerine onun hissettiği duyguyu ve yaşadığı durumu sözcüklere dökmesine izin vermeye teşvik etmek; önemli bir sorunla karşılaştığında bizimle paylaşması konusunda çocuğu bilinçlendirir.

Çocuklarımızı yaş düzeylerine göre, kendi bedenlerini koruma, iyi ve kötü dokunuşu ayırt etme, beden sınırlarını koruma konusunda eğitmek oldukça önemli. Herhangi birisi onlara istemedikleri şekilde dokunduğunda veya onların kendilerine/başkalarına dokunması istenildiğinde “hayır” demeyi öğretmeliyiz.

Her şeyden önce ebeveynler olarak kendimizi geliştirmeye açık olmalıyız. Çocuklarımızı gözlemlemeli ve gerekli durumlarda uzmanlardan yardım almayı ihmal etmemeliyiz. Çocuk ile etkili iletişim konusundaki seminer ve çalışmalara aktif olarak katılmak değişen z kuşağını anlamaya ve iletişimi güçlendirmeye yardımcı olacaktır.

Editör: Haber Merkezi