Yine bir Ramazan Ayı’na kavuşmayı bizlere nasip eden Allah’a sonsuz şükürler olsun.  On bir ayın manevi boşluktan kaynaklı yorgunluğunu, stresini ve iliklerimize kadar hissettiğimiz dünyevileşme ağırlığını bu Ramazan ayı ile birlikte bertaraf etmeyi arzu ediyoruz tüm müslümanlar olarak. Varoluş sebebimizi daha fazla sorguladığımız, varlığa gelişimizin anlamını irdelediğimiz, bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızın bilincine varacağımız bir Ramazan ayı olmasını temenni ediyoruz Rabb’imizden.

    Geçtiğimiz Ramazan ayından bu yana daha iyiye gitmesini umduğumuz dünya ve insanlık daha da geriledi. Devam eden corona virüs illeti, yaz mevsiminde ülkemizin dört bir yanında vûku bulan orman yangınları, küresel ölçekte gerçekleşmesine rağmen etkisi ülkemizde daha fazla hissedilen hayat pahalılığı ve belki de bunlardan daha önemlisi insanlık, insani değerler maalesef bir arpa boyu yol alamadı. Mevcut hükümetin yirmi yıllık karnesindeki en kırık notu toplumsal sağduyu ve erdeme bir katkı sağlayamamaları noktasında olduğunu söylesek herhalde bir çoğunuz katılacaktır. Topluma nüfuz edebilecek bir çok aygıtı (en basit örnek medya) kontrol altında tutmalarına rağmen bireylerine merhameti telkin eden bir politikasına şahit olamadık hükümetin. Daha ziyâde gayrimeşru ilişkileri konu edinen diziler, birilerinin adamı olanların sübvanse edilerek güncel konuların hükümet lehine hep tek taraflı konuşulduğu tartışma programları, toplumu ayakta tutacak aile kavramının ne seviyelere düştüğünü gösteren gündüz programları, ahlakî hassasiyetin göz ardı edildiği diğer programlar ve tüm bunların yanında bir de bitmeyen kadın cinayetleri…

   Ülkemizde geçtiğimiz bir yılın kısa özetini bu şekilde ifade ederken dünya ölçeğinde de farklı bir durum gerçekleşmedi diyebiliriz. Yine dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen orman yangınları herhalde en fazla akıllarda kalan hadiseler olarak kayda geçti. Yaklaşık kırk gün önce Rusya’nın, NATO’nun ilerlemesini bahane ederek Ukrayna’ya açtığı savaş ve ölen mazlumlar, dünyada son bir yılın en dikkat çekici olayıydı. Savaş esnasında basına yansıyan karelerde her yaştan insanın yaşadıkları kalbimizi sızlatacak türdendi. Diğer yandan ABD’li bir muhabirin yaptığı açıklamalar ise Ortadoğu halkları ve müslümanlar söz konusu olunca nasıl da çifte standart uygulandığını gösterdi bizlere. Amerikan CBS NEWS muhabiri Charlie D’Agata şöyle diyor: “Burası on yıllardır kaosla yaşayan Irak veya Afganistan değil. Burası böyle şeyleri hiç ummadığımız medeni Avrupalılara has bir kent. Burada ölenler sarı saçlı, mavi gözlü Avrupalılar…” söz konusu açıklamalar geçtiğimiz yıla damgasını vuran en önemli olaylardan biriydi. Bu ve savaşın dünya medyasında yarattığı yankı Ortadoğu’da yıllardır devam edem emperyalist zulmün nasıl da görmezden gelindiğini nasıl da çeşitli uydurma bahanelerle dünya halklarının manipüle edildiğinin resmi gibiydi. 

“Orucun, açların ve yoksulların halini anlamakla ilgisi yoktur, öyle olsaydı oruç yoksullara da farz kılınmazdı.

Yoksullarla eşitliği oruçta arama ey talib, sahur ve iftarda yoksullarla eşit misin, sen önce ona bak!”

                                               Dücane Cündioğlu

 Bu Ramazan’da kalplerimize merhamet çisiltilerinin düşmesini istiyoruz, 

Bu Ramazan’da sağduyuya, erdeme, fazilete yak(ın)laşmayı temenni ediyoruz, 

Bu Ramazan’da varoluşa dâir daha derin duyarlılık göstermesini bekliyoruz insanlığın,

Bu Ramazan’da özümüze yaklaşmayı ve yönümüzü dosdoğru yola, sıratel müstakime çevirmeyi can-ı gönülden istiyoruz, 

Bu Ramazan’ın yoksulların daha fazla ve sürekli olarak hatırlandığı bir dönemin miladı olmasını arzuluyoruz,

Bu Ramazan’ın sonunda bayrama kavuşmayı Rabb’imizden niyaz ediyoruz…

Hayırlı Ramazanlar dilerim efendim…

--

E-mail: [email protected] 
Twitter: @kadirturan_