Uzun zaman oldu yazmayalı… Önce bayram geçsin dedim, telefonuma gelen mesajlar gibi ‘’Şeker tadında bayram’’ geçirmek istedim. Tatlı yiyip tatlı konuşarak sıkıntılarımdan kurtulmak, kimsenin de tadını kaçırmamak istedim. Tam da ‘’değmez be’’ dediğim anlarda da ani bir rahatsızlık yaşadım. Huyum değildir rahatsızlanınca doktora, hastaneye gitmek, genelde kendi yöntemlerimle iyileşmeye çalışırım ve çoğu hastalığımı da ayakta geçiririm. Ama baktım bu sefer olacak gibi değil hastanenin yolunu tuttum.

 

 İlk defa alıcı gözle bakarak gittim hastaneye, genelde eş dost ziyareti için gittiğimden çok da dikkatli incelememiştim. Her yeri ayrı bir hizmet her yeri ayrı bir güzellik. Sonra utandım kendimden 2008-2009 yıllarında yeni hastanemizle ilgili söylediklerim geldi aklıma,’’ah’’ dedim kendi kendime ‘’ah’’ emeği geçen herkesden Allah razı olsun.

 

            Gerekli kayıt işlemlerini yaptırdıktan sonra(Yaklaşık 30 saniye kadar) doktora derdimi anlatmaya başladım. ‘’Geleceğini biliyordum, Nerem dedin?’’ diye sordu doktor‘’Nerem mi’’ diye cevapladım. Hangisinden başlayacağımı şaşırmıştım, çünkü sanki vücudum iflas noktasında gibiydi. Her yerimde ayrı şikâyet her yerimde ayrı bir sızı.

 

"Sırtım" dedim önce ‘’Sırtım üşüyor’’ ve devam ettim "kulaklarımda bir uğultu, karnımda feci bir ağrı, başım çok dönüyor durduramıyorum ve içimde hep bir titreme.Kendimi yaramaz mız mız çocuklara benzettim o an, belki de doktor sorduğuna pişman olmuştu. Baştan aşağıya inceledi. Nerem dediğiysem oraya baktı, hatta en son gözlerimi bile kontrol etti. Ve dedi ki;

 

-Sırt üşümenden başlayalım önce. Çok normal zamanında güvenip de yaslandığın dağlara karlar yağmış o yüzden sırtın üşüyor. Kulaklarındaki uğultuya gelince, ‘’Yalan’’ kaçmış içine! Sevdiğin güvendiğin insanların yalanları, arkandan konuşmaları kaçmış kulağının içine! O yüzden kulakların uğulduyor. Karnının ağrıması yediğin dost kazıklarından. Başının dönmesi de çok çok normal. Etrafta o kadar dönme dolap gibi dönen insanlar olduğu için başın dönüyor ve içindeki titremeye gelirsek; hep bu olanlar yüzünden özgüvenini yitirmişsin bak işte bu en kötüsü toparlanman lazım.

 

Peki dedim, gözlerime niye baktınız. Gözlerimde problem yoktu ki?

-Bir umut, bir ışık aradım. Senin halen bir umudun var, o umuduna sarıl ve devam et.

Anlaşıldı, anlaşıldı diye tekrarladım. Peki tedavim? Ne önerirsiniz? Diye sordum.

Gülümsedi, elini omzuma koydu 10-15 saniye sessiz sessiz bana baktıktan sonra;

‘’Zaman’’ dedi’’Zaman her şeyin ilacı, hiç canını sıkma…

 

Tekrar görüşmek dileğiyle eyvallah…

Saygılarımla…

Editör: Haber Merkezi