Ercan ÇELİK

Tarım yapılan toprakların hızla artan nüfusun gıda gereksinimini karşılamayacağı düşüncesi ile birlikte ortaya çıkan topraksız tarım uygulamaları, geleneksel yöntemlerle yapılan tarıma göre önemli üstünlükleri barındırıyor.  Bitkilerin gelişimi için gerekli olan bitki besin elementi ve suyun kök bölgesinde, toprak dışında farklı katı veya sıvı ortamlar kullanılarak bitki yetiştiriciliğinin yapıldığı gelişmiş üretim tekniği olarak tanımlanan topraksız tarım uygulamaları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de yaygınlaşıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki yöneticilik görevinde istifa ederek, İzmir’in Tire ilçesinde 21 bin metrekare alanda yaklaşık 400 bin dolarlık yatırımla bölgenin en büyük tesislerinden birini kuran Kemal Kirezci, topraksız tarım tekniğiyle ürettiği çilekleri İngiltere, Almanya, Kazakistan ve Rusya gibi ülkelere ihraç ediyor.

“SEKTÖRDEKİ AÇIĞI, SALGIN SÜRECİNDE GÖRDÜK”

Koronavirüs salgını sürecinde artan tarım ihtiyacının kendisini bu sektöre yatırım yapmaya yönlendirdiğini söyleyen Kemal Kirezci, “Pandemiyle birlikte tarımdaki büyük açığı fark edip, biz de topraksız tarım ve çilek üretim işine girmeye karar verdik. Bununla ilgili yaklaşık 1 buçuk yıl kadar araştırmamız oldu. Arazi yapısı, bölge yapısı, bölgedeki suların sistemimizde kullanabileceğimiz yapıya uygunluğu gibi detayları araştırdık. Bunun sonucunda en mantıklı bölge Tire geldi bize. Üretime Tire’de başladık.  Geçen yıl mart ayında tesis kurulumuna başladık. 3 Kasım’da çileklerimizin ekimini gerçekleştirdik. Yaklaşık 35-40 kişilik bir ekiple çalıştık. Yaklaşık 2 aylık üretim sürecinde ürünlerimiz hasat olgunluğuna erişti.” dedi.

HEM SAĞLIKLI, HEM DE VERİMLİ ÜRETİM

Yurtdışında, ürünlere yoğun ilgi olduğunu söyleyen Kirezci, “Şu anda 4 ülkeye ihracat yapıyoruz. İngiltere, Almanya, Kazakistan ve Rusya’ya ürün gönderiyoruz.  Topraksız tarım, konvansiyonel tarıma göre hem ürün kalitesi, hem de ürün verimliliği olarak çok daha ileri bir teknoloji. Biz burada bitkinin bütün bakım ihtiyaçlarını, sulaması, besin değerlerinin takibini, hepsini otomasyon sistemiyle yapıyoruz.  Gerek ürün kalitesi, gerekse çileğin olmadığı dönemde çilek üretebilmek adına topraksız tarım yapmaya karar verdik. Ürünlerimiz zaten özel kokopitlerde Hindistan cevizi torflarında yetiştiriliyor. Bunun yanı sıra yerli organik besin takviyeleri kullanmaya gayret ediyoruz. Kullandığımız tüm ürünler zaten bakanlık onaylı. Ekstra büyümesi için gübre gibi bir takviye kullanılmıyor. Tarlada yetişen bitkilerde bulunan, topraktan gelen bazı hastalıklar var. Burada streril bir ortamda üretim yaptığımız için o hastalıklardan da korunmuş oluyor. Dolayısıyla o zararlı hastalıklardan korunmak için ürünlerde ekstra bir ilaç ya da hormon kullanılmıyor.” Şeklinde konuştu.

150 BİN FİDEDEN 105 TON ÜRÜN ALINACAK

Aynı zamanda tarım teknolojileri ve otomasyon konusunda da yatırım yaptıklarını belirten Kemal Kirezci, “Şirketimiz, tarım teknolojileri üzerine de yatırım yapıyor. Sera otomasyon ve sera iklimlendirme sistemleriyle ilgili de yerli çözümlerin geliştirilmesine başladık.  Arazimiz 21 bin metrekare. Bunun 10 bin metrekaresi örtü altı yetiştiriciliği için kullanılıyor. Burada uygun koşullar sağlandığında bir fideden 700 gram ürün almayı planlıyoruz. Burada 75 bin saksı, 150 bin kök fidemiz var. Bunlardan da hasatta 105 ton civarı ürün almayı hedefliyoruz.” Dedi.

GELECEĞİN ÜRETİM MODELİ: TOPRAKSIZ TARIM

Geleneksel tarıma kıyasla topraksız tarımın avantajlarına dikkat çeken Kemal Kirezci, “Türkiye bir tarım ülkesi. Ama konvansiyonel tarım olarak yapıldığı için ürünlerin topraktan gelen zararlıları alması gibi sorunlar karşınıza çok çıkıyor. Fakat topraksız tarımda, nasıl ürün istiyorsanız o şekilde yetiştirebiliyorsunuz. Bitkinin DNA’sına kadar çözülmüş durumda burada. Buna uygun periyodlar ve besinlerle yetiştirildiğinde hem daha kaliteli hem de daha lezzetli ürünler elde edilecek. Yurtdışında ürünlerimize ciddi ilgi gösteriyorlar.” Dedi.

Editör: Haber Merkezi