Eren ve evliya şahsiyetlere büyük önem atfeden toplumumuzda, böyle kişilerin kabirlerine ve türbelerine de sıkça ziyaretler bulunulur. Sıkıntısı olan insanlar, dileklerde bulunarak, bu manevi şahsiyetlerin ruhlarından medet umarlar.

Kamuran KIZILBOĞA / Büyük Tire Gazetesi

Özellikle ilçemiz Tire gibi yatırı, türbesi ve zamanında yaşamış yüce şahsiyetleri bol olan bir kentte bu görüntülere sıkça rastlamak mümkün. Balım Sultan Türbesi, Buğday Dede Türbesi, Ali Baba Türbesi, Çıtlık Dede Kabri, Sır Hatunlar kabirleri gibi bilinenlerin yanı sıra; ilçemizde içinde kimin yattığı tam olarak bilinmeyen veya herkesin farklı hikayeler anlattığı kabirlerde yer alıyor.

 

 

KABRİN BAŞINDA KURUMUŞ BÜYÜK BİR MEŞE AĞACI YER ALIYOR

Bu kabirlerden biri olan ve halk tarafından günümüze kadar hikayesi, belki zamanla değişmiş de olabilir, gelen bir kabir de ilçeye bağlı Akkoyunlu Köyü sınırları içerisinde yer alır. Köylülerin ‘Alperen Dede’ olarak bildikleri, köyün hemen üst tarafında bulunan, meşe ağaçlarının yer aldığı küçük bir tepecik üstünde yer alan yatır kabir, yukarıda saydığımız türbe ve kabirler kadar bilinmese de, her geçen gün ziyaretçisi artmakta.

Dilek dilemeye ve çaresiz dertlerine çözüm bulmaya giden insanlar, dualar edip dilekte bulunduktan sonra ‘Alperen Dede’ kabrinden ayrılıyor. Eğer dilekleri kabul olursa yeniden kabir başına giderek pilav yapıp birlikte götürdükleri diğer insanlarla birlikte yiyerek hayratta bulunuyorlar. Yemekten artanı ise orada bırakarak geri dönüyorlar.

 

 

“ATLARIN BAĞLI OLDUĞU MEŞE KAZIKLARI YEŞERİP MEŞE AĞACI OLMUŞ !”

Böylesine ilginç bir ziyaret ritüeli olan, kimin yattığı bilinmeyen bu kabirle ilgili köylülerin bildiği hikayeyi Akkoyunlu Köyü Mutarlığı 1. Azası Baki Gürer, şöyle anlattı: “1982 yılında 93 yaşında ölen ninem ‘Alperen Dede’ yatırı ile ilgili olarak anlatılan hikayeyi bizlere, zamanında 40 kişilik bir süvarı grubunun bulunduğu ve bunların bugünkü yerde düşmana karşı mücadele ederken şehit düştükleri, komutanları olan dedenin ise şehit düştüğü yere defnedildiği, bu şahsiyetlerin atlarının iplerinin bağlı olduğu yere çakılı olan kazıkların meşe ağacından yapıldığı ve zamanla bu kazıkların kök salarak tepecikte yeşeren ve şimdilerde koca birer ağaç olmuş olan meşeleri meydana getirdiği, kurumuş vaziyette olan en büyük meşenin ise komutan olan dedenin kabrinin yanında yer aldığı şeklinde anlatırdı.”

Yatır dedenin yer aldığı küçük tepeciğe zaman zaman insanların geldiğini ve dileklerde bulunduğunu ifade eden aza Baki Gürer, “Kimisinin çocuğu olmuyor, çocuk istiyor. Kimisinin borcu çok, çıkış istiyor. Kimisi iş, kimisi ev, kimisi ise eş istiyor. Herkes başka başka şeyler istiyor.” dedi.