Tire Belediyesi’ne ait taşocağında 2003 yılında geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybeden işçi Sezai Seviniş’in Tire Adliyesi’ndeki davası tam 10 yıldır sürüyor. Sürdürdükleri hukuk mücadelesinden yorgun düştüklerini belirten talihsiz işçinin oğlu Hakan ve eşi Medine Seviniş “bu dava daha ne kadar sürecek, mahşere kadar mı?” diye soruyor

İzmir’in Tire ilçesinde, Seviniş ailesinin adliye koridorlarında verdiği “hukuk mücadelesi” aralıksız tam 10 yıldır devam ediyor. Tire Belediyesi’ne ait “taşocağında” 2003 yılında geçirdiği kaza sonucu 54 yaşında hayatını kaybeden işçi Sezai Seviniş’in, Tire Adliyesi’nde süren davası bir türlü bitmek bilmiyor. Bu güne kadar en az 40 kez mahkeme önüne çıkıp, dava süresince de 5 hakim değiştirdiklerinden yakınan talihsiz işçinin oğlu Hakan Seviniş (38), “Yaşanan süreçte, ne yazık ki bu güne kadar bir arpa boyu kadar bile yol alamadık. 2003 yılında Tire Belediyesine dava açtık. Karşı taraf, mahkemeye sunduğu sudan bahanelerle her seferinde davayı ileri bir tarihe ertelemeyi başarıyor. Son olarak 21 Kasım’da  tekrar hakim önüne çıktık. Ancak, mahkeme 21 Aralık tarihine ertelendi” dedi. 



141 BİN LİRA TAZMİNAT İSTİYORLAR
Tire Belediyesi’den toplam 141 bin lira tutarında tazminat talep ettiklerini ifade eden Seviniş, “Mahkeme lehimize sonuçlandığı takdirde, bu tazminatı yasal faizleriyle birlikte almaya hak kazanacağız. Hayatımı şoförlük yaparak kazanıyorum. 10 yıldır avukatımın ücretini ödeyebilmek için otomobilim dahil, elimde avucumda ne varsa sattım. Eşten dosttan borç para alarak, gücüm yettiğince mahkeme masraflarını karşılamaya çalışıyorum. Annem Medine (57) ve kız kardeşim Seçil (36) Seviniş ile kabus dolu günler geçiriyoruz. Artık, sürdürdüğümüz bu hukuk mücadelesinden yorgun düştük. Annemin gözyaşları dinmiyor. Bu dava daha ne kadar sürecek, mahşere kadar mı? Geç gelen adalet, adalet değildir” diye konuştu.



ÜZERİNE KAYA DÜŞTÜ
Aileyi acılara boğan talihsiz kazanın 2003 yılının 21 Aralık tarihinde meydana geldiğini belirten oğul Seviniş, sözlerini şöyle sürdürdü. “Babam Tire Belediyesi’nde taşeron işçi statüsünde traktör şoförü olar çalışıyordu. Kazanın yaşandığı gün, taş ocağında dinamitle kayaları parçalıyorlarmış. Dinamitlerden biri patlamamış. Babam patlamayan dinamitin yanına giderken aniden patlama meydana gelmiş. Üzerine kaya yuvarlanan babam feci şekilde oracıkta can vermiş. Adli Tıp, dolaşım yetmezliğinden dolayı ölüm raporu düzenledi. O dönemde taş ocağı ruhsatsız olarak çalışıyordu. Olaydan yıllar sonra taş ocağına ruhsat verildiyse de, verilen ruhsat taş ocağının çevreye verdiği zararlardan dolayı iptal edildi.”



“KAPIMIZI KİMSE ÇALMADI”
Mahkeme salonlarında acısının devamlı tazelendiğinden şikayet eden talihsiz işçinin gözü yaşlı eşi Medine Seviniş (57) ise “Ebediyete intikal eden eşimin geri gelmeyeceğini biliyorum. Ancak, bu süreçte, ‘siz nasıl geçiniyorsunuz?’, ‘Ne yiyor ne içiyorsunuz?’, ‘Bir ihyacınız var mı?’ diye sorup, kapımızı çalan kimse yok. İnsanlar bu kadar vefasız olmak zorunda mı? Ailecek çok zor yıllar geçirdik. Bir an önce adaletin tecelli etmesini istiyoruz. Bir dava 10 yıldır sonuçlanmaz mı? Mahkemeyi kazanarak, hak ettiğimiz tazminatı almak istiyoruz. Eşimin haksız bir şekilde öldüğünü düşünüyorum” dedi.

Editör: Haber Merkezi