Eğitim, bir toplumun en temel ve en kutsal yatırımıdır. Geleceği inşa eder, çocuklarımızın hayallerine kanat verir, onları yarınlara hazırlar. Bu nedenle, eğitim dünyasının şeffaflık, dürüstlük ve güven ilkeleri üzerine inşa edilmesi gerekir. İşte tam da bu noktada, "kara para" ile eğitimin aynı cümlede anılması bile içimizi acıtıyor. Peki nedir bu kara para? En yalın tanımıyla, yasa dışı yollardan elde edilen ve aklanarak yasal ekonomiye dahil edilmeye çalışılan paradır. Suç, sömürü ve yolsuzlukla lekelenmiş bu paranın, en masum yatırım alanımız olan eğitimle hiçbir şekilde buluşmaması gerekir.

Ne yazık ki, kara para aklama yöntemleri arasında özel okullar ve kolejler zaman zaman riskli bir sektör olarak öne çıkabiliyor. Nakit akışının yüksek olduğu, kayıt dışı işlemlerin görece kolay gizlenebildiği ve itibarın paravan olarak kullanılabildiği bu alan, kötü niyetli bazı kişi ve yapılar için cazip bir görünüm arz edebiliyor. Bu kişiler, toplumun gözünde saygın bir konuma sahip olan eğitim kurumlarını, kirli finansal işlemlerini örtbas etmek için bir kalkan olarak kullanma eğiliminde olabiliyorlar.

Ancak, bu genel bir tabloymuş gibi algılanmamalı. Burada kritik ve altı çizilmesi gereken ayrım şudur: Özel okulların büyük bir çoğunluğu, bu tür yasa dışı faaliyetlerin çok uzağında, gerçekten eğitim aşkı ve ideali ile yola çıkmış kurumlardır. Eğitimci kadroları, özverili öğretmenleri, idarecileri ve çalışanlarıyla bu okullar, ülkemizin geleceği için çalışan saygın eğitim yuvalarıdır. Özellikle, belirli bir marka ve eğitim kalitesini temsil eden, şeffaf mali yapıya sahip, denetim mekanizmaları düzgün işleyen ve eğitimi bir ticaretten ziyade bir hizmet olarak gören köklü kurumlar, bu kirli ilişkilerin kesinlikle dışındadır.

Bu okullar, sadece akademik başarıyı değil, ahlaki değerleri ve toplumsal sorumluluğu da öğrencilerine aşılamak için var gücüyle çalışır. Velilerden aldıkları her kuruşun hesabını vermenin, eğitime yapılan yatırımın kutsallığının bir gereği olduğunun bilincindedirler.

Sonuç olarak, eğitim ile kara para gibi yozlaştırıcı bir unsur asla yan yana gelmemelidir. Toplum olarak hepimizin görevi, eğitimi bu tür risklerden korumak ve çocuklarımızı emanet ettiğimiz kurumları dikkatle seçmektir. Eğitim, umutların, temiz ellerin ve parlak zihinlerin olduğu yerdir. Orayı kirletecek hiçbir lekeye izin vermemeliyiz. Emeğiyle, alın teriyle ve samimiyetiyle bu sektöre hizmet eden tüm eğitim çalışanlarının yanında olduğumuzu bilmek, hepimize güç verir. Çocuklarımızın geleceği, ancak bu temiz ve dürüst duruşla aydınlanacaktır.