Nurettin Gönen“Babam neden kapattı dükkânını?” Ve fabrika benzemiyor babamın dükkânına” Diye düşündü 16 yaşında. “Gündeliğim artar mı?” diye düşündü 20 yaşında. “Babam ellisinde öldü, Ben de böyle tez mi öleceğim?” Diye düşündü 21 yaşındayken. “İşsiz kalırsam” diye düşündü 22 yaşında. “İşsiz kalırsam” diye düşündü 23 yaşında. “İşsiz kalırsam” diye düşündü 24 yaşında. Ve zaman zaman işsiz kalarak “İşsiz kalırsam” diye düşündü 50 yaşına kadar. 51 yaşında “İhtiyarladım” dedi, “babamdan bir yıl fazla yaşadım…” Şimdi 52 yaşındadır. İşsizdir.”… Yıllar önce yazılmış bir şiir bu… Nazım Hikmet tarafından. ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’ isimli o unutulmaz şiiri… Şiir daha da uzun ama köşeme sığmayacağı için hepsini yazamadım, sadece gördüğünüz dizeleri yazdım… Büyük şairimizi sevgi ve rahmetle anıyorum… Aradan yıllar geçti ve bu kaygıları yaşamaya devam ediyoruz. Umarım önümüzdeki günlerde böyle kaygıları artık taşımayız. En azından çocuklarımız taşımazlar bu kaygıları… Yaşamınızdaki her şeyin daima iyi gitmesi dileklerimle… Sevgiyle, hep… GÜNÜN GERÇEĞİ O, kendini bilen bir insandı… Ve kendisinden başka bir şey bilmediğini hayatı boyunca çevresine çaktırmadı… GÜNÜN İNSANI ‘Konuşurken eskiden: Sürç-ü lisan ederdik… Şimdilerde: Felc-i lisan ediyoruz.’Diyen arkadaşı günün insanı ilan ediyorum… GÜNÜN SORUSU Sürekli canına okunan bir toplum okumayı ne zaman başarır? GÜNÜN KOMİĞİ ‘Hayat bu, kimisine ilk göz ağrısını unutturmaz, kimisine de İLK KARIN AĞRISINI!’ Diyen arkadaşı günün insanı ilan ediyorum… GÜNÜN SÖZÜ Hiçbir şey için "BENİMDİR" deme, sadece de ki; "YANIMDADIR" Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder... DAİMA SENİNLE KALMAZ… (H. Lawrence) GÜNÜN DİZESİ Şarkım ne gelip geçici övgüler düzer ne de başkalarına ün katar, yoksul ülkemin kök salmıştır toprağına. Orada, her şeyin bittiği ve her şeyin başladığı yerde, söylerim o her zaman yiğit ve derin sonsuza dek yeni olacak şarkıyı. (Victor Jara) BAŞARI AZİMLE GELİR O zamanlar elektrik var mıydı? Gaz lambası ile gecelerini aydınlatıyorlardı. Küçücük şirin mi şirin bir köyde gözlerini dünyaya açmıştı. Ailenin üçüncü çocuğuydu. Nur topu gibi bir çocuktu. Adını Cengiz koydu babası. İsmi gibi güçlü, gözü pek olsun diye. Baba çok sevinmişti. Bir çocuğu daha oldu diye. Her sabah olduğu gibi köy kahvesine gitti. Gözlerinden nasıl da belli oluyordu sevinci. Kahveye gider gitmez hemen çayı geldi… Osman Bey çevresinde sevilen, saygın bir yeri olan adamdı. Sim siyah gözleri, keskin bakışları vardı. Gür saçlı, sert mizaçlı bir adamdı. Ama pamuk gibi bir kalbi vardı. Cengiz de babasına benziyordu. Karakaş, kara göz… —Ağabey oğlun olmuş hayırlı uğurlu olsun, dedi Memo. Oğlun olmuş deyince Osman Bey’in bakışları hemen sevgiyle doldu. Evet dercesine hafiften gülümseyerek başını salladı, —Oğlumu okutup köye muallim yapacağım, dedi Biri orada lafa karıştı, —Nasıl okutacaksın Osman. Şartlar çok kötü. Köyde okul yok. En yakın okul beş kilometre uzaklıkta. Kışın günü karda kışta nasıl gidecek? Osman Bey kafasını kaldırarak, —Okuyacak başka çıkarı yok. İsmi gibi güçlü, gözü pek olacak benim oğlum. Cengiz yedi yaşına geldiğinde, babası ne yaptı etti okula yazdırdı Cengiz’i. Cengiz okumaya çok meraklıydı. Okula bin bir rezillikle gidip geliyordu. Akşam eve geldiğinde karanlık iyice çökmüş oluyordu. Cengiz, gaz lambasının yanına iyice sokulup zorlukla ders çalışmaya çalışıyordu. Zorla da olsa okuyacaktı. Muallim çıkacaktı. Herkes uyuduğunda Cengiz, lambanın gazını daha da kısarak ders çalışmaya çalışıyordu. Gaz fazla gitmesin de babasına masraf çıkarmasın diye. Bir yıl böyle karda kışta bin bir zorluklarla gidip geldi okula. Hiç bir zaman gocunmadı, şikâyet etmedi… Havalarda iyice ısınmış artık okul yaz tatiline girmişti. Çocuklar bahçede oyun oynarken, Osman Bey derin, derin düşüncelere dalmıştı. Nasıl emek veriliyordu çocuğa, bağa, bahçeye. Kısacası her şeye… Emek verilmeyen hiçbir şey adam olmuyor dedi içinden. Bağa bahçeye bakmazsan kuru bir topraktan başka ne olabilir ki. Geçimini yoksa nasıl sağlayacaktı. Emek verilen her şey çok kıymetli, tatlı oluyordu. Mutlulukla bir çocuklara baktı, bir de gözü gibi baktığı bahçeye… Cengiz şu anda öğrencilerine azmi aşılamaya çalışan örnek bir öğretmen… Sevgiyle, hep…