Her ne kadar yazımızın başlığı bir belirsizlik ifadesi olan “muamma” olsa da her yıl olduğu gibi 10 Kasım’da ulusça Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının yıl dönümünü anlamına haiz şekilde anacağımıza şüphemiz yok. Ancak bu yıl, 10 Kasım’ın ara tatiline denk gelmesi nedeniyle, okullardaki anma törenlerinin geleneksel formunda gerçekleştirilmesi teknik olarak mümkün olamamaktadır.

Takvim hazırlanırken 10 Kasım gibi milli ve tarihi önemi son derece yüksek olan tarihlerin öncelikle göz önünde bulundurulması bir zorunluluktur. Anma günlerinin anlamını ve ruhunu yaşatabilmek, ancak bu tarihlerin eğitim-öğretim takvimi içinde aktif olarak yer almasıyla mümkün olabilir. Bu tür tarihlerin tatil dönemlerine denk gelmesi, anma etkinliklerinin doğal akışını ve kitlesel katılımını olumsuz etkilemekte, anmaların kurumsal ve toplumsal hafızadaki yerini zayıflatma riski taşımaktadır.

Ancak, kamu kurumlarına ve ilgili yetkililere olan inancımız tamdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, bu anlamlı günü eğitim-öğretim takvimi içinde en yakın iş gününde veya dijital ve sınıf içi alternatif etkinliklerle en anlamlı şekilde idrak ettirecek planlamayı yapacağına inanıyoruz. Benzer şekilde, devletin tüm birimlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının, 10 Kasım’ın anlamına uygun şekilde gerekli tüm hazırlıkları yaparak toplumu bir araya getireceğine güvenimiz tamdır.

Sonuç olarak, takvimler bir günü işaret etse de yüreklerdeki sevgi, saygı ve minnet hissi takvimlerle sınırlı değildir. 10 Kasım’da, siren sesleriyle birlikte başlayan o derin saygı duruşunu evlerimizde, sokaklarımızda aynı huşu ile yaşayacağız. Asıl olan, Atatürk’ü anmanın biçiminden ziyade, onun bize bıraktığı cumhuriyet, bilim ve akıl mirasına sahip çıkma sözümüzü her koşulda teyit etmektir.