1790 yılında Fransa’nın Macom kasabasında doğan Lamartine Büyük toprak sahibi, aristokrat bir ailenin çocuğuydu. Küçük yaşta doğaya aşık oldu. İlk eğitimini annesinden aldı. Hariciyeciliği meslek olarak seçti Napolı, Toskana, Londra Ateşeliklerinde ve Atina Maslahatgüzarlığında bulundu.

 

Napoli’de insan ve doğa aşkını birleştirerek ünlü Greziella romanını , 1817 yılında Fransa’nın ünlü kaplıca kenti Aix – les –Bons’da tanıdığı bir bayan için ünlü “Göl Şiirini” yazdı. 1820 yılında ilk şiir kitabı olan “Şairce Düşünceler”i yayınladı. 1830 yılında Fransa Bilimler Akademisi Üyeliğine seçildi. Lirizmin kurucusudur. 1830 yılında Atina Büyükelçiliği’nden istifa eden Lamartine milletvekilliğine adaylığını koydu fakat kazanamadı. Kazanamadığından da üzülmedi. Kızı Julia’nın verem olmasından ötürü kızını kurtarmak için kurak iklimde yolculuk yapmak için bir gemi kiraladı fakat kızı Julia 6 Aralık 1832’de Beyrutt’ta öldü. Kızının ölümü üzerine Lamartine şu satırları yazmıştır :

 

 

“Doğduğum günden beri ıstırap insanıyım,

Kalbimde kan yerine gözyaşı dolaşıyor .

Bütün güzellikleri Tanrı elimden aldı ,

Kalbime gözyaşları dolarak taşlaşıyor . “

 

 

20 Mayıs 1833 günü Lamartine gemisiyle İstanbul’a geldi. Sarayburnu açıklarında demirledi. Bâbıâli Lamartine’yi karşılamak için Vezir Namık Paşa ve Halil Rıfat Paşa’yı görevlendirdi. Lamartine İstanbul’da iki aydan fazla kaldı. Topkapı Sarayı’nı ve Kütüphanesini gezdi. Padişah II. Mahmut tarafından Beylerbeyi Sarayında kabul edildi.

 

1834 ve 1839 yıllarındaki seçimleri Bağımsız Milletvekili olarak kazandı. Milletvekili olarak mecliste bulunduğu 1847 yılında yazdığı “Jirördenler Tarihi” isimli eseriyle siyasal görüşünü belli etti ve 1848 Devriminin oluşmasına neden oldu. 1848 Devrimiyle oluşan 5 kişilik Başkanlık Konseyinde Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.

 

 

Politikasını kansız bir hayat ve mazlumların ezilmemesi üzerine kurdu. Lamartine politikada başarılı olamadı çünkü tok sözlü, hassas yürekli, şair bir kişiydi. Rakibi Luis Napeleon’un III. Napeleon olarak kendini imparator ilan ettiği 2 Aralık 1851 günü fiilen politikadan ayrıldı. Fransa’da çiftçilik yaparak hayatını sürdürmesine imkan kalmayan Lamartine Osmanlı Sadrazamı Mustafa Reşit Paşa’yave Padişah Abdülmecid’e kendisine İstanbul veya İzmir’de bir çiftlik verilirse Avrupa’dan getireceği yeniliklerle çevredeki tarım ve ticaretin gelişmesinde hizmeti olacağını bildirmiştir. Lamartine 24 Nisan 1849’da Mustafa Reşit Paşaya şunları yazıyordu :

“Zat-ı âlilerine, şevketmaab Sultan Hazretlerine hitaben istidamı takdimle kesb-i şeref eylerim. Tetkikatınızdan da anlaşılacağı üzere memleketimde meydana gelen hadisele, beni başka yerlerde ekmeğimi kazanmaya zorlamaktadır.”

“Ben yazılarımda bilhasa ‘Şarkta Seyahat ‘ adlı kitabımda Türklerin dostluğunu, kendilerine karşı beslemekte olduğum dostluk hislerini belirtmiş bulunmaktayım. İşte bana Türkiye’ye iltica kararını verdiren sebep budur.”

“Hayatımın yarısından fazlasını bilhassa kırlarda geçirmiş olduğumdan, ziraatte kullanılan usulleri bildiğimden dolayıdır ki Majeste Sultan Hazretlerinden üzerinde bir faaliyet gösterebileceğim bir toprak bahşetmesini istedim.”

“Bu arazinin İzmit, Marmara veya İzmir yakınlarında olmasını arzu ederim. Bu suretle eşim kış aylarındaki İstanbul eylencelerinden de mahrum kalmamış olur.”

“Bu talebimi yaparkenbüyük itimadımı arz etmek isterim. Dileğimin kabulu halinde başhedilecek arazinin benim adıma tahsisini teklif ederim. Ortak kullanmayacağım. Şayet yanımda bazı dostlarımı alacak olursam mütehayit gibi kullanacağım.”

“Sözlerime nihayet verirken ,rica hususunda kati ve resmi bir cevap almadan evvel, Fransa’daki mallarımı tasviye etmeyeceğimden sonucun bildirilmesini istirhamla arz ederim.”

“Bu vesile ile Hürmetlerimi bildiririm.”

Lamartine

 

 kaynak: http://www.habertire.com/lamartine-tirede-haberi.html

Sadrazam Mustafa Reşit Paşa Lamartine’nin mektubunu Osmanlıcaya çevirterek çıkacak kararın Hükümet Kararı olması için çalışmıştır. Fakat Lamartine’ye İstanbul yakınlarında veya Bursa Ovasında çiflik verilmeyip Tire Kazası Burgaz Ovasındaki çiftlikler verilmiştir. 1 Ağustos 1849 tarihli cevabi mektubunda Lamartine Osmanlı İmparatorluğunun tüm kararlarını kabul ettiğini bildirerek Yetkili Vekili sıfatıyla hemşerisi ve Macon Milletvekili Charles Rolland’ı atadığını bildirir. Lamartine’nin Charles Rolland’a verdiği vekaletname Paris’teki Osmanlı Büyükelçisi Kalimaki Bey tarafından da onaylanmıştır.

Lamartine yabancı uyruklu bir kişi olduğundan tapu işlerinde bir karışıklığa sebep olmamak için toprak sahibi olarak Mustafa Reşit Paşa görünüyordu. Lamartine bu toprakların kiracısı durumunda oluyordu. Mustafa Reşit Paşa’nın sadık adamlarından Manol Baltacı, Charles Rolland ve Dışişleri Bakanlığı Tercüme Kalemi Memurlarından Ahmet Vefik Efendi (Paşa ) arasında yapılan antlaşmayla Lamartine’e şu 4 çiftlik bırakılıyordu:

 

1. Akmesçit Çiftliği 20000 Dönüm

2. Tulum ve Subaşı Çiftliği 8000 Dönüm

3. Hayreddin Çiftliği ve Yeni Çiftlik 5500 Dönüm

4. Rahmanlar ve Işıklar Çiflikleri 5500 Dönüm

 

İşletilmesi Lamartine’e bırakılan alanın toplamı 38500 Dönümü buluyordu. İsmi geçen çiftlikler içinde zeytinlikler, binalar, ahırlar, meralar, ormanlar, dükkanlar, han, kahvehane ,değirmen, Menderes Nehrinin iki kolu da bulunuyordu.

 

Lamartine “Doğuya Yeniden Seyahat” isimli kitabında arazisinden şöyle söz eder:

“Hemen hemen küçük bir imparatorluk arazisi kadar… Bu arazinin genişliğini gördüğüm zaman hayretten donup kaldım. Bu hayretim bu kadar büyük araziyi ekip biçmekteki aczimi düşünmüş olmamdandır. Mahvoldum diye bir üzüntüye düştüm. İlk bakışta bu büyüklükte bir arazi üzerinde sürüleri, insanları, meskenleri ve hayatı sağlamak ve saadeti getirmek için 500bin Franka ihtiyaç vardır.”

“Kışın ovaları, yazın bağları 30 – 40 bin koyunu besleyebilir. Her koyun kuzusu ile senede 3-4 Frank kâr sağlar. Eğer 20 – 30 bin koyun bulmak için gerekli sermaye bulunursa çok kolaylıkla kesin bir servete kavuşulur.”

Yazı Devam Edecek