Ercan ÇELİK Konuyla ilgili yazılı basın açıklaması yapan Eğitim İş Sendikası Tire Temsilciliği, şu ifadelerde bulundu; “Yüce Türk Ulusu'na; 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihidir; ülkemizin doğum günüdür. Türkiye Cumhuriyeti antiemperyalist mücadeleyle kurulmuş ilk devlettir. Türkiye Cumhuriyeti, Türk tarihinin en büyük devrimidir. Mücadelede, kurtuluşta, kuruluşta büyük sevinç yaşayan Kuvayi Milliye'nin öncü neferleri ve onun çocukları olduğu gibi elbette bu büyük zaferden, rahatsız olan bir güruh da vardı. Bugün de varlar. Yarın da olacaklar. Tarih devrimcileri de karşıdevrimcileri de yazar; yazıyor... Ülkemizin adını, sınırlarını, bayrağını, kurucusunu, tartışmayız; tartışılmasına izin vermeyiz. Eski bir belediye başkanı ve eski bir milletvekili olan Osman Baydemir yıllardır ülkemizin bir bölümünü diğer bir bölümünden ayırmak için and içmiştir. Tescilli Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıdır. Bunu tüm söylemlerinden görüyoruz. Daha dün yurt dışından ülkemize yönelik açıklamalarda bulunurken sürekli şekilde doğu ve güneydoğu bölgelerimizden "Kürdistan" diye bahsetmiştir. Ülkemizin bir bölümüne emperyalizmin koyduğu adla "Kürdistan" demek 29 Ekim 1923'ün rövanşını almaktır! Atatürk'ten intikam almaktır. Türk Devriminden intikam almaktır. Gavurun kılıcını sallamaktır. Parçalamanın bölmenin adı hiç bir devirde sıradan bir söylem olarak kabul edilemez. Ülkemizin bir bölümüne "Kürdistan" demek bu cüreti göstermek Türk vatanının parçalanması Türk halkının yok edilmesi anlamına gelir. Atatürk'ten, onun cumhuriyetinden; kuruluş ilkelerinden taviz vermeye kalkanlar tarihin tozlu raflarında yerlerini aldılar; alacaklar... Yeni kuşaklar Vahdettinleri, Ali Kemalleri, Dürrizadeleri, Seyit Rızaları lanetleyerek anıyorlar; anacaklar... Burada asıl yakıcı soruyu sormak istiyorum. Osman Baydemir gibi tipler hangi siyasal iklimden besleniyorlar? Bu boşluğu onlara kim ya da kimler veriyor? Buradan Osman Baydemir'e de onun siyasal takipçilerine de ona bu ortamı sağlayanlara da Oslo'dan beri süregelen açılım heveslilerine de hodri meydan diyoruz. Eğitim İş Tire Temsilciliği olarak Türk Devriminin yılmaz bekçileri olarak şunu söylüyoruz: Türkiye Cumhuriyeti sahipsiz değildir. Eğitim iş Cumhuriyet öğretmenlerinin cumhuriyeti savunma ve onu anlatma görevi olduğunu savunur bu bağlamda Atatürk'e, Cumhuriyete, devrimlerine, ailesine, kurumlarına en ufak bir saldırı olduğunda adı sanı kim olursa olsun karşısında Eğitim İş'i bulmuştur; bulmaya da devam edecektir.”