Sayın başkan sürekli engellendiğini ifade ediyor. Acaba Tayfur Çiçek gerçekten engelli mi?

 

Gerçi hiçbir mazeret, başarının yerini tutmaz ama sanırım Tire gibi lafla peynir gemisinin yürütülmeye çalışıldığı bir memlekette, mazeretler her zaman reyting açısından önemli bir yer tutuyor.

 

Dört yıldır eren yeten bir mazeret duyuyoruz Tire’de. Birincisi, belediye 18 trilyon borçla devralındığı için borçlu bir belediyemiz var. İkincisi, bu 18 trilyon içinde 25 ton kolonya faturası gibi kolonya kokusundan çok yolsuzluk kokusu taşıyan iddialar… Bunca zamandır bu iddiaların bir hal yol çaresine bakılıp ortadan kaldırılmadığı gibi, üstüne şimdi bir de “engel” efsanesi ekleniyor.  

 

2009 seçimlerinden bu yana hatta öncesinden itibaren, gündeme pompalanmaya çalışılan mazeretler gerek hukuksal gerekse de iş ve sorumluklar açısından sonuçlandırılmadan yenilerini ortaya koymak mızıkçılıktan başka bir şey değildir. Bu nedenle “engel” konusuna önceki iddialar ispatlanmadan itibar etmemek gerekiyor.

 

Sormak istiyorum…

 

Şimdi bu 18 trilyon borç içinde yolsuzluk, kamu malına zarar verme gibi suçlar var ise 4 yıldır neden ortaya konmadı. Halka belgeleri ile neden açıklanamadı?  Her gün duyuyoruz, belediye başkanları bile bu gibi suç iddiaları ile soruşturmaya tabi tutuluyor. Kiminin kollarına kelepçe takılıp adalete teslim ediliyor. 18 trilyon, az para değil. 4 yıldır bunun hesabı neden sorulmamış? Neden suçlular ortaya çıkarılıp gerekli cezalar verilmemiş? Bir belediye başkanının mazeret üretmekten çok böyle sorumlulukları da yok mu?  

 

Yoksa şu 18 trilyon borcun kamu malına zarar verecek şekilde yapıldığı ve kolonya faturaları üzerinden konuşulan yolsuzlukların hepsi de birer asparagastan mı ibaret?

 

Hukukta ve ahlakta bir kural vardır. İspatlama sorumluluğu müddeiye yani iddia sahibine aittir. Aksi halde iddia bir müddet sonra iftira hükmüne düşer ki, bu da hem hukuksal hem de ahlaki anlamda suçtur. 

 

Ben 18 trilyon borcun belgeler ile açıklandığı, yolsuzluk yapıldığına dair kanıtların gösterildiği, laftan ve söylentilerden başka bir kanıt göremedim son 4 yıldır. Siz gördünüz, duydunuz mu? Kanıt yoksa susacaksınız. İddianızı ispatlayamıyorsanız, işinize dönecek ve yapıp yapamadıklarınız ile konuşacaksınız.

 

Engel konusuna gelince…  Şöyle bir konu var. Her şey sayın başkanın kontrolünde olunca iyi güzel, başkalarının başarısı olunca, Tire için iyi bile olsa kötü…

 

Örneğin, Tire’ye fakülte açılması konusunda muhalefet başarılı olursa, bina için para almak gerekir, başkan bey ön planda olursa para falan gerekmez.

 

Diyelim Tire’ye hava limanı açılacak. Bu konuda muhalefet başarılı girişimlerde bulunursa uçakların inip kalkması için bile para ödemesi gerekir, ama başkan bey bu işin siyasi rantına sahip olursa uzaya mekik göndermek için bile araziler bedavaya tahsis edilir.

 

Başkan bey isterse güzelim araziler, kafe bar yapılsın diye tahsis edilebilir, ama iş halkın isteğine, muhalefetin görüşlerine gelince, borçlu belediye psikolojisi ile devletin yatırımına arsa satmaya kalkışılır. Devletten 1 milyon alınca başı göğe eren sayın başkan, aynı devletin parasını Yanıkkonak üzerindeki projelerde savurmaktan hiç geri durmaz… İlçeye futbol takımları kazandırmak için harcanan paralar birden bire öncelikli oluverir.

 

Var mı böyle bir mantık. Var…

Adliye sarayında, SGK’nın Tire’ye gelmesinde gördük bunu…

 

Ama kentsel dönüşümde başkan bey işin başında olunca ve herkes kendisine biat edince billboardlarda çarşaf çarşaf “Tire’de kentsel dönüşüm” başlıyor yazacak, muhalefet ya da halk proje ile ilgili görüşlerini ve girişimlerini ortaya koyunca proje engellenmiş olacak…!

 

Tire Belevi duble yolu için plansız projesiz 3 beş dozer başkan beyin isteği üzerine çalışmaya başlayınca güzel, muhalefet projenin Tire’nin kaderini değiştirecek şekilde büyük ölçekte ele aldığında ve bu konuda mühendislik verilerine itimat ettiğinde, başkan beyin çalışması engellenmiş oluyor. Kendisine karayollarından “yaptığınız çalışmada güvenlik ve trafik konularında gerekli tedbirlerin alınması” yazıyor, başkan bey tedbir almak yerine çalışmayı durduruyor. Gerekli kamulaştırma çalışmalarının hangisini yaptığı, o yol çalışması için kaç metrekare kamulaştırma yaptığı ise ayrı bir muamma…

 

Devlet Tire’ye bu gün ve gelecekte tüm ihtiyaçları modern bir şekilde karşılayacak şekilde Öğrenci Yurdu yapmak için ödenek çıkarıyor, sırf muhalefet konuyla ilgileniyor diye arsa tahsisi aylardır yapılmıyor. Ama başkan beyin kendisi eski itfaiye arsasında bir apartman şeklinde 4 kişilik odalarda 64 öğrencilik özel ve paralı bir öğrenci yurdu yapınca, devletin yurdu gereksiz oluveriyor.

 

Tire’ye önce öğrenci yurdu lazım ki, yarın fakülte açılması konusunda avantajı olsun derseniz, başkan beyin fikri tam tersi. Ona göre Tire’ye önce fakülte lazım. Büyük ve kapsamlı bir yurt işi sonraki iş…

 

Ben başkan beyin engellendiğini falan düşünmüyorum. Eğer engelleniyor olsaydı bu gün SGK Tire’de olmazdı, Adliye binası yapılmaz,  Emniyet binası, Öğrenci yurdu ve Tire Belevi duble yol yapımı için ödenek çıkmaz, çalışmalar başlamazdı. Millet kültür merkezi yapılsın diye bas bas bağırırken, başkan bey Kent Müzesi’ne trilyonlarca lira devlet desteği alamazdı.

 

Zaten bir belediye başkanı eğer “yetenekli” ise,  mazeret üretmeyi ve ben bilirimci tavrını bir kenara bırakıp, söz verdiği projelerini gerçekleştirir. Biz de çıkar, yetenek “siz”siniz başkanım! diye alkışlarız. Yok, dört yıldır dinlediğimiz gibi sürekli mazeret dinleyecek isek; “yeteneksizsiniz başkanım!” demeye de hakkımız olduğunu düşünüyorum.

 

İşte son günlerin meşhur engel konusu bu çerçevede ele alınınca durum çok daha farklı bir şekilde açığa çıkıyor.

 

Tireliler, son dört yıla baktığında, astığım astık, kestiğim kestik ve dediğim dedik diyen belediye başkanımızın, aslında hemen hemen her konuda “engelsiz” olduğunu çok iyi biliyor.

 

Ve eğer varsa bir engel,

Engel “siz”siniz  sayın başkan..!