Bizler dost muyuz düşman mıyız?

Değerli okurlar geçtiğimiz pazar günü oynanan TİRE SPOR ile SALİHLİ maçı için söylüyorum. Yine bir bardak suda fırtınalar, yine şiddet yine kavga, gülerim ağlanacak halimize. Doksan dakikada eğlence amaçlı bir müsabaka maç esnasında önce kışkırtmalar, ardından küfür, daha sonra restleşmeler ve kötü son kavga. Suçu allayıp pullamışlar sahip çıkan olmamış.

Değerli dostlar şahsım adına bu müsabakaya ben gidemedim, gelişen olayları sitemizden ve müdahil olanlardan haberdar oldum. Bir de maç haberinin yorumunu okuyunca dedim ki; “Bu olaya yorumda bulunmak artık neredeyse farz oldu.” Bilmiyorum sizler de okudunuz mu? Yorumlara ne kadar basit ve yavan, biri diğerine pekmezini akıttım, diğeri yok ödemişi desteklediniz… İşte değerli dostlar milletçe şunu anlamış oluyoruz; bizler kimseyi rahatsız etmeden eğlenmeyi dahi bilmiyoruz. Arabaların camlarını kırmalar, çocukları dövmeler, hakaretler… Peki bizler kimiz? Onlar kim? hepimiz bu VATANIN evlatları değil miyiz? Karşımızda PKK mı var? Ne kadar basit olaylar yüzünden gözümüzü kırpmadan birbirimize düşman oluyoruz. İki kardeş ilçe vatandaşı böyle yaparsa dıştakiler bizi nasıl bölmez?

Aklımızı başımıza alalım değerli dostlar başka TÜRKİYE yok. Bizler birbirimize sahip çıkmaz isek başka birileri gelir bizleri yönetir. Nitekim gidişatı seyretmek, görmek zor değil. Dünyanın her yerinde müslümanlara antipatik düşüncelerle bakılıyor. İçimizdede ocu, şucu,bucu, diye gayet rollerini güzelce oynuyorlar, hala uyanmanın zamanı gelmedi mi? Ne olur provokatif düşüncelere karşı dik durmayı artık ilke haline getirmeliyiz. Bağışlayın değerli dostlar ama ortada kavga gibi anormal bir olumsuzluk var. Umudumuz bir daha yaşanmaması…

Haftayı neredeyse hep karamsar olaylarla başladık, ne yapayım şikayet etmek basitlik ama taa ki iş zülfiyare dokununcaya kadar. İkinci mesele şu değerli dostlar;
Hepinizin malumu yeni adliye binası, ne olmuş bu binaya? Binada bir şey yok değerli dostlar, iş binanın kuzey ve batı cephesindeki araçların park etmelerine engel olma adına koyulmuş sabit babalarla ilgili. Yolun karşı tarafı esnaf dükkanı tabi esnaf müşterileri ile alış verişin aksamaması için dükkan önlerine park yaptırmıyor. Adliye yönüne babalar yerleştirildi peki vatandaş arabasını nereye koymalı? Tabi ki alternatif adliyenin üstündeki imara açık arsalara. Peki bu gün tamam yarın arsa sahibi burası benim izin vermiyorum derse? Eh o zaman gelsin bir daha düşünürüz.

Değerli yetkililer evet bir çok yerde güvenlik düşüncesiyle bu gibi tedbirler kaçınılmaz, peki koskoca İSTANBUL Emniyet Müdürlüğü Binası önünde böyle sabit babalar niçin yok? Oradaki uygulama şu; adliyede işi olan tüm vatandaşlar güvenlik güçlerine (polis) derdini makul ve mantıklı şekilde anlattıklarında izin alınıp geçici bir süre park edilebiliyor. Bu arada İstasyon Caddesi’nde de uygulanan aynı yöntem o cadde için geç kalınmış bir uygulama. Sebebine gelince yola geçici park eden araçlar diğer araçların kaza yapmalarına sebebiyet verdiğine de bizzat tanıklık ettim.

 

İkinci mesele de buydu değerli okurlar. Üçüncüsü ise yine vatandaşın huzuru için,  kontrolsüz motosiklet kullananlarla ilgili. Burada EMNİYET’imize bir önerim var, şehrimizin ana caddelerine radar koymak veya mobese kameraları ile kayıtta tutmak kontrolsüz, tehlikeli ve egzos sesinin çevreye verdiği rahatsızlığı denetim altına almak sorununa çare olmaz mı? Sanki yol motosiklet sürücülerine ait, bazıları ise aynı motosiklette motorun sesinden çok müzik sesi çıkıyor. Nereden geliyorsa ses, başta kullanan, daha sonra çevre, bütün olumsuzluklara mecbur maruz bırakılıyor. Peki emniyetimizin vatandaşın hayatını tehlikeye atan, motosiklet sürücüleri için bir çalışması var mı? Ne düşünüyorlar merak ediyorum.

 

İşte değerli okurlar bu hafta da saksıdan sızanlar bunlardı. Kavgasız, yasaksız, tehlikesiz motosiklet sürücüleri ile huzurlu günler diliyorum.

 

SAYGI ve MUHABBETLERİMLE.