Ercan ÇELİK

Yazılı olarak basın açıklaması yapan Resül Kara, Tire’de eğitim camiasının ve vatandaşların yaşadığı sorunları Bağımsız Eğitim Sen Genel Merkezi’ne ilettiklerini ve genel merkezin de meclise taşıdığını belirtti. Kara açıklamada şu ifadelerde bulundu; 
 
“Tire de Eğitim Camiasının ve vatandaşların yaşamış olduğu sorunları Genel merkezimize aktardık, Genel Merkezimiz aktardığımız sorunları ve ülke gündeminde bulunan eğitim sorunlarını harmanlayarak TBMM’ ne iletti. CHP Tokat Milletvekili, Plan Bütçe Komisyonu ve Eğitim Komisyonu Üyesi Sayın Kadim DURMAZ' ı TBMM.'nde makamında ziyaret eden Genel Başkanımız ve Genel merkez Yönetimimiz Eğitim Camiasının içinde bulunduğu sorunlara ve çözüm önerilerimize ilişkin dosyayı Sayın Vekilimize sundu. Bu güne kadar Tirede de karşılaştığımız birçok soruna ilişkin olarak hazırlanan dosyamızın genel manada ana başlıkları şu şekilde; 
1.)Öğretmen nöbet yönetmeliğinde yapılan değişiklik öğretmenleri adeta güvenlik görevlisi gibi görmekte olup, öğretmene sorumluluk yüklerken yetki vermemiştir. gerek hukuksal normlarda gerek sosyal hayatta riskin karşılığında ücret ve yetki daima verilirken yeni nöbet yönetmeliğinde alınan risk ne ücretle ölçülüdür ne öğretmene sorumluluk karşılığında bir yetki verilmiştir. Mevzuata ilişkin hükümler birlikte değerlendirildiğinde hukuksal olarak öğretmen nöbetleri isteğe bağlı olması gerekmektedir. Ücreti karşılığında risk almak isteyen veya ücreti olmasa da risk almak istemeyenler tercihte bulunabilmelidir.
2.) Cuma günü cuma namazı vaktinde cuma namazı için idarelere haberdar ederek ibadet için izin almak yerine cuma günleri öğle tatilinin cuma namazı vakti ve yemek vakti kadar tutularak namaz kılan ve kılmayanların fişlenmesinin önüne geçilmeli ve gerekirse mesai, kaybedilen zaman kadar uzatılarak işlerin telafisi yoluna gidilmelidir.
3.)Binlerce norm fazlası öğretmenin sorunu çözülememiştir. Dershanelerin kapatılması ve özel okullara uygulanan teşvikler nedeniyle, liselerin boşalması ile birlikte öğretmen norm fazlalıkları oluşmakta ve binlerce öğretmen norm fazlası durumuna düştüğü için aile birlikleri bozulmaktadır.
4.)OECD ülkeleri arasında Öğretmenlere en düşük ücret veren ülke, Türkiye’dir. Ekonomik güçlükleri öğretmenlerin mesleğini düzgün yapmasına engel olmaktadır.
            Bağımsız Eğitim Sen olarak ; öğretmeni ekonomik olarak rahatlatacak  
            önerilerimiz aşağıda sıralanmıştır.; 
   * Öğretmenlerin maaşları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
* Öğretmenlerin ek ders ücretleri en az 25 TL olmalıdır.
* Öğretmenlere yılda bir kez ödenen eğitim öğretime hazırlık ödeneği, tüm
  eğitim çalışanlarına ödenmeli ve en az bir maaş tutarında olmalıdır.
* 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere bir maaş ikramiye verilmelidir.
* İnternet hizmeti öğretmenlere ücretsiz olmalıdır.
* Öğretmenlere toplu taşıma araçları ücretsiz olmalıdır.
* Öğretmenlerin sınav görev ücretleri en az iki katına çıkarılmalıdır.
* Öğretmenlere temsil tazminatı ödenmelidir.
* Öğretmenlere kira yardımı verilmelidir.
* Öğretmenlerin ek göstergesi 3600 olmalıdır.
* Çocuk yardımları artırılmalıdır. 

GENEL İDARİ HİZMETLER-YARDIMCI HİZMETLER-TEKNİK HİZMETLER VE SAĞLIK HİZMETLER SINIFINDA GÖREV YAPAN EĞİTİM ÇALIŞANLARININ ÖNCELİKLİ SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
EĞİTİM ÖĞRETİME HAZIRLIK ÖDENEĞİ SORUNU : Milli eğitim Bakanlığında eğitim öğretim hizmetleri sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarına, her yıl öğretim yılı başında “Eğitim Öğretime Hazırlık Ödeneği” adı altında ödenek verilmektedir. Bu ödeneğin GİH-YHS-THS-SHS personeline de verilmesi gerekmektedir.
FAZLA MESAİ SAATLERİ VE ÜCRET SORUNU: 
Kanun gereği haftalık çalışma saati 40 saat olarak belirlenmiş olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığında GİH-YHS-THS-SHS sınıflarında görev yapan eğitim çalışanlarının günlük 10-12 saate, haftalık 50-60 saate ulaşmaktadır. Hafta sonlarında ise nöbet v.b. gibi görevlendirmeler yapılmaktadır. Arada oluşan fazla çalışma saatleriyle ilgili hiçbir ücret ödenmemektedir. Bu adaletsizliktir. Fazla çalışma ücreti verilmesi gerekmektedir.

GÖREV TANIMLARI SORUNU: Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan eğitim çalışanlarının çalışma stratejileri, çalışma usulleri ve kadrosal görev tanımları bulunmamaktadır. Eğitim çalışanlarının kadrosal görev tanımlarının olmaması ve amirlerin verdiği (işiyle ilgisi olup olmadığına bakılmaksızın) tüm görevlerin görev kabul edilmesi eğitim çalışanlarının ulaşılmak istenen modern çalışma hayatını ve çalışma arzusunu baltalamaktadır. Çalışma düzenini ve barışını bozmasına neden olan bu belirsizlik giderilmelidir.
GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVLARI: Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan GİH-YHS-THS-SHS personellerinin kariyer yapmalarına olanak tanıyan Görevde Yükselme Sınavları her yıl yapılmalı ve siyasi müdahalelerden arındırılmalıdır. 
PERSONEL İHTİYACI SORUNU: Okul ve kurumlarda GİH-YHS-THS-SHS personel ihtiyacı hat safhadadır. Genel olarak okul aile birliklerinin üzerine yük olarak binmiştir ve okul aile birlikleri asli görevlerini yerine getiremez hale gelmiştir. Bu uygulama yanlıştır. Okul ve kurumların personel ihtiyacına göre personel alımı gerçekleştirilmelidir.
EĞİTİM ÇALIŞANLARINA AİT KREŞ VE ETÜT MERKEZİ SORUNU: Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan eğitim çalışanlarının 0-6 yaş çocuklarının İl/İlçe milli eğitim müdürlükleri binası bünyesinde veya en yakın uygun bir yerde sadece Eğitim çalışanlarının çocuklarının alınacağı “Kreş”lerin kurulması ve yine aynı usulle “Etüt Merkezleri”nin de Milli Eğitim Bakanlığının emriyle kurulması sağlanmalıdır. 
HİZMETLİ KADROSU KALDIRILMALIDIR MEVCUT HİZMETLİLER MASA BAŞINDA DEĞERLİNDİRİLMELİDİR: Gelinen noktada Yardımcı Hizmetler sınıfı Personelinin yaptığı işler Hizmet alım ihaleleri veya İşkur protokolleriyle Devlet Memuru olmayan kimselere yaptırılırken bu kadroya da özürlü personel dışında alım yapılmamaktadır. Mevcut Yardımcı hizmetler Kadrosu personeli ise masa başı işlerde istihdam edilmektedir. Yardımcı Hizmetler Sınıfı Personeli Kadrosu kaldırılarak kadrodaki Personelin hiç bir kıstasa tabi tutulmaksızın Genel İdari Hizmetler Kadrosuna geçirilmesi ve yapmış oldukları yada yapabilecekleri görevlerde değerlendirilmesi gerekmektedir.
4/C STATÜSÜNDE İSTİHDAM EDİLEN PERSONELİN SORUNLARI
1) 4/C Statüsünde istihdam edilen personele 2016-2017 Toplu Sözleşmesinde 159.-TL Ek ödeme verilmesi hukuksuz bir uygulamadır, şöyle ki; 6111 Sayılı KHK'nin Ek 9.Maddesinde yapılan düzenleme "Aynı İşe eşit Ücret" ilkesine bağlı olarak yapılmıştır. Ancak bu durum diğer çalışma gruplarında peyder pey uygulamaya konulmuş olup 4/C li personel bu ödemeden yararlanmayacaklar arasında sayılmamasına rağmen bu ek ödemeden yararlandırılmamıştır. Bu durum karşısında idare hukukuna giden 4/C'li personel davaları kazanarak 3.000'den fazla personel bu ödemeyi almaya başlamıştır. 4/C'li personelin idari yargı kararıyla bu ödemeden yararlanmaya başladığını gören idare Memur-sen ile toplu sözleşme masasında 159.-TL gibi komik bir rakamla 4/C'li personelin idari yargıya gitmesini önlemiştir. Oysa yargı kararıyla bu ek ödemeden yararlanan personel 450 ile 500.-TL almaktadır. Bu da Anayasamızın 10.Maddesine rağmen aynı statüdeki fiili olarak aynı işi yapan personeller arasın üç çeşit ücret uygulaması olup mevzuata ve yasalara aykırı bir durum yaratılmaktadır.
2) 4/C statüsü fiilen ve uygulamada 4/B statüsüne dönüşmüş durumda olup, Toplu sözleşme masasından çıkan kararın uygulanarak 4/C Statüsünde çalışan personelin taşeronda çalışan personelden önce 4/B kadrosuna derhal geçirilmesi elzemdir.
3) 4/C'lilerin kadroya geçmeleri ve kariyer-liyakat sistemine dâhil edilmeleri şarttır.

TAŞIMALI EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ AKSAKLIKLAR
1) Taşımalı Eğitimde Bütün Şehir Yasası uygulamasıyla bir çok sorunlar yaşanmaktadır. Bu yönetmeliğin STK larla iş birliği içinde derhal değiştirilmesi gerekmekte. Öğrenci taşınan yolların dağ veya ova yolu olduğuna bakılmaksızın derhal tehlikelerden arındırılması ve Öğrencilerin can güvenliğine öncelik verilmesi gerekmektedir.
2) Taşımalı Eğitim sisteminde, coğrafi özellikler nedeniyle bazı köy ve mezralar, eğitimin yapıldığı okulların bulunduğu belde ve ilçelere çok uzak kalmaktadır. Bu durum öğrencilerin eğitim yerine çile çekmesine neden olmaktadır. Bu nedenle; taşımalı eğitime kilometre sınırlaması getirilmelidir. Bu yerleşim yerlerine ortak uzaklıkta merkezi okullar yapılıp 5-10 taşımalı mahal bu yakın taşıma merkezi bölge okullarına taşınmalıdır. Bu şekilde hem kamu kaynağı boşa heba edilmeyecek hem de yaşları 06 ila 14 arasında değişen öğrenciler günde 90-100 Kilometre gibi uzun yolculuktan kurtarılmış olacaktır. Sonuç olarak taşımalı eğitim, birçok sorunu bünyesinde barındırmaktadır. Aşamalı olarak bu yöntemden vazgeçilip köylerin toplulaştırılması yoluyla yerinde eğitim sistemine geçilmesi şarttır.
3)Taşımalı eğitim yapılan okullardaki yönetici ve öğretmenlerin ek ders ücretlerinin iyileştirilmesi gerekmektedir.”

Editör: Haber Merkezi