İlçemizde öne çıkan Eğitim Sendikalarından Bağımsız Eğitim-Sen İlçe Başkanı ve İzmir Bölge sorumlusu Resül Kara Öğretmen Nöbet Görevleri, Hizmetliler, 4/C li personel ve Yasada olmasına rağmen Memurlara İkramiye ödenmemesine ilişkin bir basın açıklamasında bulundundu. Resül KARA’ nın açıklamaları özet olarak şöyle;


ÖĞRETMENLER NE BAKICIDIR NE DE BEKÇİ
        Son iki yıldır öğretmenlerin Okullarda tutmuş olduğu nöbetler hakkında çeşitli sendikaların ve sendikamızın girişimleri oldu. Ancak atlanan bir nokta var ki nöbet görevi yasal olarak öğretmenin görevi değildir ve öğretmen nöbet tutmak istemez ise idarenin öğretmene nöbet görevi vermesi hem yasal olarak hem de Anayasal olarak suçtur. Şimdi neden suç olduğunu yasal olarak ortaya koyalım;
1.) 1739 Millî Eğitim Temel Kanunu 43.Maddesi “Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir. Öğretmenler bu görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlüdürler.” Şeklinde düzenlenmiş olup, bu kanunda öğretmene nöbet görevi verilmesine ilişkin herhangi bir ibare yer almamaktadır.
2.) 2015 Yılı Ağustos ayında Hükümetin yandaş sendikası memur-Sen ile hükümet arasında önceden anlaşılmış kameralar önünde imzalanan 3.Dönem Toplu Sözleşmenin Eğitim Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu bölümü 22.Maddesinde Nöbet Görevi 2016 yılı için iki (2) saat 2017 yılı için üç (3) saat ek ders ücretiyle ilişkilendirilmiştir. 2016 da iki (2) 2017 de (3) üç olmasının esprisi de pek anlaşılmamıştır ama neyse buradan hareketle Yine bir kanuna bakmak gerekir diye düşündük ve konu ek ders ücretiyle ilişkilendirildiğinden dolayı bakılması gereken kanun doğal olarak “439 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Yüksek Ve Orta Dereceli Okullar Öğretmenleri İle İlkokul Öğretmenlerinin Haftalık Ders Saatleri İle Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanunudur.” Bu kanunu da baştan sona inceledik bu kanunun da herhangi bir yerinde Öğretmenlerin nöbet görevi ve bu görev karşılığında ödenecek ek ders ücretine ilişkin bir hüküm bulamadık.
Okullarda nöbet tutan öğretmenler ise bu konuda yasal dayanak oluşturulması gerekmektedir ancak ne Milli Eğitim Temel Kanununda ne de Ek Ders Ücretleri hakkındaki kanunda nöbet görevine ilişkin bir yasal dayanak bulamış olmamıza rağmen. Şimdi de bu hükmün nereden çıkarıldığını bakmak gerekir bu hükmün kaynağını Eski adıyla İlköğretim Kurumları ve Ortaöğretim kurumları yönetmeliği oluşturmaktadır. Ancak Anayasamızın 124.Maddesi yönetmelik çıkartmakla ilgili bir düzenleme getirerek “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.”  Şeklindeki düzenlemeyle kanuna aykırı olmama sınırlaması getirmiştir. Yukarıda bahsettiğimiz öğretmenler ile ilgili Milli Eğitim Temel Kanununda ve ek ders ücretlerine ilişkin Ek Ders Ücretleri Hakkındaki Kanunda Nöbet Görevi ile ilgili herhangi bir ibare, emare v.s yoktur  ve Normlar hiyerarşisinde Anayasa ve yasaların altında bulunan ve kaynağını yasa hükümlerine dayandırmak zorunda olan yönetmeliklerin yasal düzenlemeleri genişletmek, değiştirmek ve bozmak gibi işlevleri bulunmamaktadır.
        Şimdi gelelim Öğretmene nöbetin dayatılamayacağına dair yasal dayanaklara;
1.) 155 Sayılı Milletler arası “İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına” İlişkin İLO Sözleşmesinin 3.Maddesinin (b) fıkrası “"İşçiler" terimi, kamu çalışanları dahil olmak üzere istihdam edilen bütün kişileri kapsar” kapsar şeklinde düzenlenmiştir.
2.) Yine 6 Haziran 1930 yılında ülkemizce kabul edilen Cebri Veya Mecburi Çalıştırmaya İlişkin Sözleşmenin 11. maddesi “ Sadece 18’den yukarı ve 45’den aşağı yaşlarda bulunan sağlam yetişkin erkekler cebri veya mecburi çalıştırmaya tabi olabilirler. Bu sözleşmenin 10 uncu maddesinde öngörülen iş türleri hariç, aşağıdaki tedbirler ve şartlar dikkate alınmalıdır. Mümkün olan her halükarda, konulan işi yapacak ilgililerin bulaşıcı bir hastalığının olmadığının, bedeni kabiliyetlerinin yapılacak iş ve icra edileceği şartlara uygunluğunun idarece tayin edilen bir doktor tarafından önceden tesbit edilmesi. 
Öğretmenler öğrenciler ve genel olarak idari personelin muaf tutulması;”  şeklinde düzenlenmiş olup öğretmenlerin cebri ve mecburi olarak çalıştırılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
3.) Ayrıca Anayasamızın 18.Maddesi “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.” Şeklinde düzenlenmiş olup öte yandan uluslar arası anlaşmaların hükümlerinin iç hukukumuza göre durumları Anayasamızın 90.Maddesinin son paragrafı “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” Şeklinde düzenlenmiştir. 
        Yukarıda da sayıp döktüğümüz üzere öğretmenlere kendi istekleri dışında nöbet görevi verilmesi suçtur. Öğretmenler istemeleri halinde yönetmelik hükmünde usulsüzce de olsa yer alması bakımından müdürlüklerine dilekçe vermek kaydıyla nöbet tutmayabilirler. Zira nöbet görevinin öğretmene dayatılması bir suçtur ve hiçbir öğretmen bakıcı veya güvenlik görevlisi değildir. 

YARDIMCI HİZMETLER SINIFI VE  4/C KALDIRILMALIDIR
Yardımcı hizmetler sınıfı ile kangren haline gelen 4/C uygulamasının kaldırılması gerektiği inancındayız.  Bu pozisyonlarda çalışmakta olanların öğrenimlerine uygun memur statüsüne geçirilmesinin doğru olacağını düşünüyoruz. Zaten önemli bir kısmı fiilen memur kadrolarında çalışmaktadır. Bu pozisyonlarda çalışanların önemli bir bölümü, ön lisans veya lisans eğitimini tamamlamış durumdadır.
4’C kapsamında istihdam edilenlerin görev tanımlarının olmaması ayrı bir handikaptır. Geldikleri kurumlardaki tecrübeleri ne olursa olsun, makine operatörü de, veznedar da, çaycı da aynı görülmektedir.”
       Bu durum Konfederasyonumuzca Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Sn. Ahmet ERDEM’ e iletilmiş olup bakanlıklardan bu konuda girişim beklenmektedir.

MEMURLARA İKRAMİYE NEDEN YOK, ANLAYAMIYORUZ!
“Memurlarla imzalanan toplu sözleşmenin üzerinden fazla bir süre geçmedi. Yasa hükmüne rağmen, memurlara ikramiyenin gündeme gelmemesi memurlar açısından incitici. Kamu işçileri 6772 sayıl Kanunla 58 yıldan beri ikramiye alıyor ve bu yıl imzalanan toplu iş sözleşmesi ile de 500 lira tutarında “Denge Ödeneği” adı altında 7. ikramiyeyi aldılar. Memura neden ikramiye verilmediğini, ya da Sözüm ona yetkili sendikalar tarafından neden ikramiye istenmediğini anlayamıyoruz. 

Editör: Haber Merkezi