Devlet memurları yer değiştirme yönetmeliği, aile birliği temeline konulmuş bir dinamittir

Herkesin bildiği gibi devlet memuru evlendiği kişinin farklı illerde çalışanlardan oluşabildiğini, evlilik gerçekleştirildiğinde de, haliyle insanlarını aile müessesesinin gereği olarak, aynı evi paylaşabilmek için aynı ilde hatta aynı ilçede çalışmak zorunluluğu olduğunu ifade ederek, evlenen memurların büyük bir çoğunluğu farklı illerde çalışmaları nedeniyle, tayinlerini yaptırabilmenin derdine düştükleri, çoğu zamanda çaldıkları kapının mevcut kanun ve yönetmelikler gereği kapıların yüzlerine kapandığını, bin bir hayalle evlilik yapan memurlar; mutluluk yerine, tayin karabasanı ile sonu belirsiz yaşam çıkmazına girdiklerini, mutlu aile tablosu hayallerinin suya düştüğünü söyledi.

Bağımsız Eğitim-Sen İlçe Başkanı KARA,  “gün geçmiyor ki mevzuat düzenlemelerinin yapılan değişiklerle memurun zora sokulduğunu, ekonomik sıkıntıları had safhada olan memurun birde sosyal problemlerle baş başa bırakılmaya çalışıldığını, aile birliğini bozan uygulamalara maruz bırakıldıklarını söyledi. KARA, Milli Eğitim Bakanlığının da Öğretmen Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde yaptığı değişiklikle bu furyaya katıldığını söyleyerek; Bu yönetmeliğe göre eşi sigortalı olarak çalışan öğretmenlerin, eşleri farklı illerde çalışıyorlarsa BU günden itibaren atamalarının neredeyse hiç yapılamayacağını, eşlerin ayrı illerde yaşamaya mahkum bırakıldıklarını söyleyerek,  bu yönetmelik bu haliyle aile birliği temeline konulmuş bir dinamittir dedi.

Öğretmen Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin, öğretmenin eşi işçiyse en az 3 yıl ayrı yaşamaya mecbur bıraktığını Bağımsız Eğitim-Sen İlçe Başkanı, çünkü;tayin istenen yerde memur olmayan eşin kesintisiz son 3 yıl sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle kendi adına veya bir hizmet akdi ile işverene bağlı olarak çalışmış ve halen çalışıyor olması gerektirdiğini. Bu durumun ülkemiz ekonomik ve sosyal gerçekleri örtüşmeyen durum arz ettiğini söyledi.

KARA, TUİK ve SGK verileri dikkate alınarak yaptıkları araştırmada, 2015 verilerine göre; ülkemizde genç nüfus işsizliğinin Yüzde 20 seviyelerine ulaştığını, Şubat 2015 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranının, %32 seviyelerinde olduğunu söyleyerek,  ülkemizde istihdam dışı kalanları gösteren  tablonun daha vahim bir durum arz ettiğini, Bir aylık süreçte sigortalı çalışan sayısının 182 bin kişi azalması, ekonominin yeni istihdam alanı oluşturamadığı gibi mevcut çalışanların da sürekli olarak işini kaybettiklerini belirterek, bu durumda, sigortalı çalışanların kesintisiz olarak çalışan sayısının çok cüzi oranlarda olduğunu. İşini kaybeden sigortalının yeni iş bulması zor olduğu gibi bulsa bile aradan zaman geçtiği için sigortalı çalışma sürelerinde kesintiler yaşandığını belirterek, sigortalı olarak çalışan kişilerin kesintisiz olarak 3 yıl çalışmasının neredeyse imkansız olduğunu söyledi. KARA, bu durumda da eşi sigortalı olan memur ve öğretmenin tayin olma gibi bir ihtimalinin ortadan kaldırıldığını söyledi. 

 

YETKİLİLERİ AKLI-SELİME DAVET ETTİ

Devlet personel Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerini aklı-selime davet eden KARA; Düşünün, bir koca olarak İzmir’de iyi bir firmada iş buldunuz ve çalışmaya başladınız. Karınız ise Ankara’da memur. Ne yazık ki 3 yıl boyunca karınızın İzmir’e tayini mümkün değil. Ya da bir miktar birikiminiz var ve İstanbul’da bir üretim atölyesi kurdunuz. Bu esnada İzmirli bir memur bayanla tanıştınız ve evlendiniz. Ne yazık ki 3 yıl geçmeden karınızın İstanbul’a tayin aldırması mümkün değil. İşin garabet yönü ise bu 3 yıllık sürenin kesintisiz olmasının istenmesi. Yani çalışırken bir gün bile işsiz kalmanız ve işyeri değiştirmeniz halinde 3 yıllık süre baştan başlıyor ve karı kocanın kavuşması da başka bahara kalıyor. Ya da işverenseniz ve işleriniz bozulursa, ardından da kısa süreliğine işyerinizi kapatırsanız yine 3 yıllık süre baştan başlıyor. Dolayısıyla bu uygulama neresinden bakarsanız bakın çok yanlış, çok hatalı ve gayri insani bir uygulamadır dedi.

YÖNETMELİK  ANAYASAYA  AYKIRI

Anayasamızın 41. maddesi ailenin korunmasını düzenlediğini belirten KARA,  Anayasaya göre; Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Denilmektedir. Dolayısıyla, Devlet ailenin huzurunu korumakla görevlidir. diyerek, Ayrıca bu zulme çocuklarında maruz kaldığını, Demokrasi ve insan haklarının hakim olduğu bir ülkede bu garabet durumun sürdürülmesinin asla kabül edilemez olduğunu. Bağımsız Eğitim-Sen İlçe Başkanı Resül KARA, Anayasanın emredici hükmü gereğince çocuk, anne ve babasıyla birlikte olma hakkına sahip olduğunu ifade ederek, bunun için de Devletin gerekli tedbirleri alması ve teşkilatı kurması gerekiyor.dedi. Zaten ekonomik nedenlerle boşanmaların git gide arttığını ifade eden KARA, kanayan bu toplumsal yaraya bu yönetmelikle tuz ve biber basıldığını sözlerine ekledi. 

KARA, yönetmeliğin bu haliyle, eşi sigortalı olan memur ve öğretmenlere çok çileli bir hayata mahkum edeceğinin aşikar olduğunu söyleyerek, huzur arayan bir ülkede devletin kendi eliyle huzursuzluk yaratmasının mantığı olmadığını belirterek, Aile kurumunu hedef alan bu uygulamanın doğrudan ilgili tarafı olan,  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bu işin takipçisi olmasını, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere bütün Bakanlıklar el birliği ile çözüme ortak olmalıdır dedi.

 Bağımsız Eğitim-Sen İlçe Başkanı Resül KARA, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğinin 14’ncü maddesinin (c) bendinde belirtilen özellikle 3 yıllık bekleme süresinin acilen kaldırılmasının, toplumsal huzur ve aile birliğinin korunması açısından elzem olduğunu söyledi.