Dallarında dünya ve Türkiye birincilikleri bulunan öğrencilerin sorularını yanıtlayan Büyükerşen, “Öğrencilik hayatım oyunca ‘aferin’ aldım. Çok çalışacaksınız. Çalışmak, çalışmak ve yine çalışmak. Bütün mesele bu” diye vurguladı

Koç Eğitim Vakfı “Yılın Eğitimcisi” ödülünü alan Eskişehir Belediye Başkanı,  Kent Koleji Okulları Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Özel Kent Koleji Gaziemir Kampüsü’nde Dünya ve Türkiye birincisi 6 öğrenciye röportaj verdi.

Mars’ta Yaşam Projesi Dünya Birincisi Sudenaz Çelik, Buz Pateni Dünya Rekortmeni Efe Cetiz, Atletizm 100m-200m Türkiye Şampiyonu Simay Özçiftçi, Atletizm Türkiye Şampiyonu Emir İlbasan, Satranç Türkiye Şampiyonu Ela Bursalı, Kule Atlama Türkiye Şampiyonu Alper Tancı, Büyükerşen’e sorular yöneltti. Okul yöneticileri ve öğrencilerinin de izlediği röportajda önemli mesajlar veren Büyükerşen, “Her ödülün içinde bir ‘aferin’ vardır. Öğrencilik yıllarımda dahil olmak üzere aferini hayatım boyunca aldım. Öğretmenlerimizden, anne babalardan ya da yakınlardan başlayan aferinler böyle büyüyerek size geliyor. Aferin aldıkça mutluluk duyuyorsunuz ve yaptığınız işlerin toplum tarafından kabul edilmesi başarılı bulunması, verdiğiniz zahmetler sizin en büyük ödülünüz oluyor” dedi.

“Beşikten mezara kadar herkes eğitim görmeli!”

Öğrencilere ve eğitim sistemine her zaman katkıda bulunmak istediğini, yaşamı boyunca bu yönde çaba sarf ettiğini belirten Prof. Dr. Büyükerşen, “Eğitimin amacı, öğrencilerin Türkiye’de okullarda verilen bilgilerle yetinmeyip kültürel donanımlarını arttırmaları, düşünmeleri, yargılamaları ve sorgulamalarını sağlamaktır.  Atatürk ilkelerinden ve laiklikten taviz vermeyecek, Cumhuriyetten vazgeçmeksizin insanlık uğruna devamlı çalışacak gençler yetiştirmek lazım. Tecrübeler fikir olarak düşünce olarak gelecek kuşaklara yardımcı olur. Bir atasözü vardır ‘Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse’ diye. Demek ki gençsiniz enerjiniz var yapabilirsiniz ama nasıl yapacağınızı yaşlılardan öğrenirsiniz. Eğitim sistemini değiştirebilme şansım olsa bugünkü eğitim sistemini A’dan Z’ye değiştirmek ilk amacım olurdu. Hep kararlı olun, verdiğiniz kararlarda belirlediğiniz hedeflere ulaşmak için her gün bir öncekinden daha fazla çalışmanız gerekmektedir” diye konuştu.

TEGV Kuruluş Süreci

Prof. Dr. Büyükerşen, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV)’i  kuruluş süreci hakkında da bilgi verdi. Büyükerşen, “Rahmetli Vehbi Koç’un kızı Suna Hanım ve ile bir öğle yemeği vaktinde Eğitim Gönüllüleri Vakfı fikrini ortaya attık. Biz aydınlar veya yetişmiş olanlar bir araya geldikçe eğitimin nasıl yerlerde süründüğünü görüyorduk. ‘Peki biz ne yapabiliriz’ diye hep düşünürdük. Eğitim yalnız bırakılmayacak kadar önemli bir uğraş alanıdır. Eğitim demek yaratıcı bilgilere sahip kuşakları yetiştirmek demektir. Çok çalışan sorunları tespit edip o sorunların üstesinden nasıl geleceğini bulmak son derece önemlidir. İnsan beyni çalışa çalışa parlar. Sizler ne kadar çok derslerinize çalışır, ne kadar çok kitap okur ve yaratıcı hobiler edinirseniz iyi olur. Çok çalışacaksınız çalışmak çalışmak ve yine çalışmak bütün mesele bu” diye vurguladı.

Açıköğretim’de 1.4 Milyon Öğrenci Okuyor

Türkiye’de Açıköğretim modelinin kuruluşu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Büyükerşen, şunları söyledi : “Neden öğrenciler üniversiteye giremiyor? Neden kontenjanlar sınırlı sorularını sorup cevap alamıyordum. Sonuç olarak okulların, üniversitelerin, dersliklerin, öğretim elemanlarının sayısı sınırlıydı kampüsler gelişmemişti. Düşündüm taşındım mademki dört duvar engelliyor öğrencilerin okuyamamasını o zaman duvarsız üniversite nasıl olur diye düşünmeye başladım. Kendimi sorgularken içinde yaşadığımız toplumu ve devleti de sorguladım. İnsanları evinden çıkmadan nasıl eğitiriz dedim. İletişim bilimleri aracılığıyla iletişim araçları sayesinde öğrencilerin kendi kendilerini nasıl deneyeceklerini düşündüm. Mademki devletiz ve gençlerimiz okumak istiyor o zaman ‘Açıköğretim’ kurma fikri geldi aklıma. Kitap yazımını değiştirmeye Açıköğretime göre uyarlamaya çalıştık, televizyon ile nasıl ders işlenir diye düşündük. Aslında biz normal yollarla doğumunu sağlayamadığımız açık öğretimi sezaryenle doğurmuş olduk. Açıköğretimin bugün 1 milyon 400 bin öğrencisi var”

Editör: Haber Merkezi