Menderes’in hatalı davranışlarına kaldığımız yerden devam edelim.
2. CHP ve İnönü’yü halkın gözünden düşürme ve CHP’yi engelleme eylemleri: 14 Aralık 1953’te çıkarılan yasa ile CHP mallarına el konur. Köylere dek gidilip İnönü ve CHP genel sekreteri Kasım Gülek kötülenir. “Yakında ananızı bacınızı gâvurlara teslim edecekler, Gülek, ABD’de okudu, o bir kabuklu dinsiz gâvurdur” diye namussuzlukla, dinsizlikle ve komünistlikle suçlanır.   

30 Nisan 1959. İnönü, Kurtuluş Savaşı'nda karargâh olarak kullandığı Uşak'taki evi ziyaret etmek isteyince Uşak valisince engellenmek istenir. Valinin bu yasadışı buyruğunu kabul etmeyen Emniyet Müdürü ve Jandarma Komutanı aynı gün görevden alınır. Ertesi gün tren istasyonuna giden İnönü'nün arabası durdurulur. Yürümekte olan İnönü atılan taşlarla başından yaralanır, İzmir'e başından kanlar akarak ulaşır. İzmir'de planlanan CHP toplantısı engellenir ve Demokrat İzmir gazetesi basılır. 

4 Mayıs 1959. İstanbul'da İnönü'nün arabasının önü kesilir. Hem de trafik müdürü tarafından. Aynı anda önceden hazır bekletilen birçok hapçı ve serseri bir anda arabanın çevresini sarar. Amaç İnönü'yü linç etmektir. Bir binbaşı olaya müdahale etmesi ile linç girişimi son anda engellenir. 


14 Mart 1960. İnönü Kayseri'ye giderken yolu yine kesilir. Feci şekilde hırpalanır. Olayın gazetelere yansıması iktidar tarafından yasaklanır. Basın, muhalefet partisine ait haberleri yazamaz olur. Yazmaya yeltenen birçok gazeteci içeri atılır. Gazeteler, gece kalıp değiştiremeyeceği için, yasaklara karşı sütunları kazıyıp beyaz sütunla çıkarak iktidarı protesto ederler. 
Tüm bunlara karşın, DP iktidarı 12 Nisan 1960 günü bir bildiri yayınlar. Bildiride CHP'yi “silahlı ve organize olmuş bir ayaklanma yapmaya hazırlanmakla” suçlar. Aynı bildiri bazı gazetelerin olayları çarpıtıp yalan haber yazarak CHP'yi desteklediğini bildirmektedir. Oysa ne CHP'nin bir şeyleri sakladığı vardır, ne de CHP'nin bir ayaklanma başlatmaya niyeti.


3. Halkın temiz din duygularını kötüye kullanma: Menderes, 27.11.1954‘te Meclis kürsüsünden milletvekillerine “Sizler anayasayı değiştirip, hilafeti bile getirebilirsiniz " sözünü edebilmiştir: “Türk Milleti Müslüman’dır, Müslüman kalacaktır. İslamiyet'in bütün icabeti vatandaşlarımız tarafından tam bir serbestlik içerisinde icra olunacaktır.” Sanki milletin dini ibadetlerine engel olanlar vardı. 


4. Yalan vaatler: Milletin kültür seviyesini çok iyi değerlendiren Adnan Menderes, %15 i okuryazar olan Türk halkına çok güzel ve duymak istedikleri şeyleri söylüyordu. "Türkiye'yi küçük Amerika yapacağız" diyordu. Hiç kimse de çıkıp "Peki bunları hangi paralarla yapacaksınız?" demiyordu. 


5. 1958 de ABD askerlerinin Türkiye'de üs kurmalarına izin verilmesi. Türkiye'nin 6 bölgesine NATO kisvesi altında Amerikan üsleri yerleştirilir. Ülkemiz göz göre hem de tek silah atmadan fiilen işgal edilir, Askeri ve ekonomik bağımsızlığımız böylece sona erer. ABD’nin sözde üs kurma amacı, o zamanki adı ile baş düşmanı SSCB’ni radarlarla gözetleyip dinlemek ve gelişen Türkiye'ye Rusların saldırısını önlemekti! Ankara, İzmir, Erzurum, Adana, Diyarbakır, Malatya üsleri yanında Sinop'a bile üs ve radar kurulur. Bu üsler halen faal olarak durmakta ve aklına estiği ülkeyi de vurmaktadır. 


6. TL’nin değerinin süratle düşmesi: Ve bu durum bu güne kadar süregelir. Menderes büyük ve affedilmez tavizi sonunda Marshall yardımı adı altında yardım alarak vaat ettiği bölgelere yatırımlar yapar. Yardımlar, vaat ettiği yatırım ve hizmetlerin yüzde birini bile karşılayamaz. Ama olan olmuştur. Menderes Hükümeti bu hatasını anladığında artık çok geçtir. ABD yerleşmişti bir kere ülkemize. Kayseri uçak fabrikası kapatılır, değeri 2 dolar olan paramız devalüe edilir, Kırıkkale silah fabrikası NATO’ya göre düzenlenir. İlaç üretimimize son verilir, çeşit çeşit mallar ithal edilir, enflasyon başlar vs, vs.  


7. Millet Partisi'ne oy verdiği için Kırşehir'in ilçe yapılması: 1954 seçimlerinde Millet Partisi’ne oy verdiği için Kırşehir, DP tarafından çıkarılan bir kanunla ilçe yapılır, Nevşehir’e bağlanır. "Kırşehir faciası diyorlar. Eğer memlekette ilçe kalmak bir facia ise ülkemizde halen 500 ilçe vardır. Onlar da bu hale göre facia içindedirler." sözleri Menderes’in laf ebeliğine güzel bir örnek oluşturur.
Kırşehir üç yıl ilçe olarak kalır. Haziran 1957’de Kırşehir yeniden il yapılır. Ancak Kırşehir’in yeniden il olma tasarısı görüşülürken Bölükbaşı, bazı ilçelerin Kırşehir’de kalması gerektiğini vurgular. İsteği kabul edilmeyince başta Celal Bayar olmak üzere meclise ve meclis başkanına ağır sözler söyler. Bunun üzerine dokunulmazlığı kaldırılır, tutuklanıp cezaevine girer. Seçimlerde hâlâ hapistedir. Milletvekili seçildiği halde Menderes, serbest bırakılmaması için elinden geleni yapar. DP’nin "Demek bize oy vermezsiniz" hışmına CHP’ye oy veren Malatya da uğrar. İlçeye dönüştürülmez, ancak Malatya ve Adıyaman diye ikiye bölünür. 
1960 devriminden sonra, Yassıada Mahkemesi’nde Celal Bayar, A. Menderes ve DP’nin önde gelen yöneticileri Kırşehir’in ilçe yapılması davasından yargılanıp mahkûm olurlar. Menderes, mahkemede ilçe yapılması kararını “fahiş hata” olarak nitelendirir ve pişmanlığını ifade eder.
Devam edeceğiz. Şimdilik hoşça kalın.