2012 Yılı acısıyla tatlısıyla geçti gitti demeyelim herkes kendince bir not düşsün isterim takvimlere. Geçtiğimiz yıl bir kıyamet söylentisiydi aldı başını gitti. Ama koptu mu kopmadı mı? muallâkta, Müşfik Kenter’i kaybettik, Obama elinde beysbol sopasıyla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyla görüşme yaptı, Atatürk’ün Türk Milletine armağan ettiği bayramlar millete kutlatılmadı, Oransal olarak teröre en fazla şehidi 2012’de verdik. Göktürk-2 uydusu tüm karşı olmalara rağmen ODTÜ’nün zafer kazanması ve kabullenilmesiyle fırlatıldı. Karşı olanlar dahi bu olayı sahiplenmek zorunda kaldı. Ama sonunda intikam kılıçları çekildi mi? elbette ki çekildi ve bizler bu kılıçları gördük. Bir devlet adamı dizi film senaryosuna yön verdi. Enerjiye yüklü miktarlarda zam yapılarak ülkenin bir tarafına ücretsiz enerji kullandıran politikalar ücretsiz kullanılan enerjinin giderini Kaçak Kullanım Bedeli vesaire adı altında başka bir bölgedeki vatandaşın sırtına yükledi ve bu ilk defa bu kadar yüksek perdeden 2012 yılında seslendirildi.  Türkiye’de ekonominin büyümesinden söz edenler enflasyonu kâğıt üzerinde yokmuş gibi gösterenler dünyada en yüksek enflasyona sahip üçüncü ülke olmamıza bir tepki vermedi. Ancak enflasyon karşısında ücretlerde 250 liralık erime karşında çalışan ve emekli kesime de bir şey vermesi düşünülmüyor olacak ki,  geçen yıl yandaş sendikalarla yapılan toplu sözleşme kararı olan %3’ ün üzerine çıkılmayacağı sinyalleri gelmekle birlikte,  büyüyen ekonomiden payı çalışan kesime vermeyenler bu büyüme payıyla ne yapıyorlar merak konusu olmuş durumda. Gemicikleri, limanları, hastaneleri, anladık da, satılan yolları anlamakta güçlük çekiyoruz. Hiçbir masrafı kalmamış otomatiğe bağlanan bir gelir kapısının Devletin elinden çıkarılması acaba yanlarına elde edilen gelirle devlet yeni yollar yapıp da sivil ekonomiyle rekabet mi edecek sorusundan başka bir çağrışım yapmıyor insan kafasında. 30 bin Mehmetçiğimizin katilinin affedilmesi ya da ev hapsine çıkarılması, Milletvekili olup meclise girebileceğinin 2012 yılında yüksek sesle seslendirilmesi ve kendilerini üst düzey olarak niteleyenlerce sahiplenilmeye çalışılması bu millet için en üzücü olay olmalı herhalde.

        Sadece bunlar mı daha saymakla bitiremeyeceğim o kadar çok şey var ki.  Ama konu başlıklarında dikkati çeken bunlardı. Birde benim deyimimle 4×3 Eğitim sistemine geçiş var ki tam bir fiyasko ve keşmekeşin içine sürükledi tüm eğitim camiasını. Ya çocuklarımız onlarda bu kadar değişiklikten sonra serseme döndü. Ülkedeki bir değişiklik ilçemizde üç hatta dört değişiklik olarak yankı buldu. Veliler, öğrenciler, idareciler, öğretmenler neye uğradığını şaştı. Yıllarca para etmeyen saman bu yıl üretici tarafından üretilmeyince bir anda balyası 7-8 liradan 24 liraya yükseldi ve ithal edilmeye başlanılarak üreticimizin elindeyken para ettirilmeyen malın ithal edilince nasıl para ettiği cümle alemce görüldü. Şimdi de hasat üzerindeki zeytinin yağ ürünü ithal edilmeye çalışılıyor. 10 yıldır yerinde sayan zeytinyağı fiyatları belki 2013 yılında ithal edilince tavan yapar ne dersiniz?

        2013 Yılının barış, kardeşlik, Bereket dolu bir yıl olması, TürkMilletinin devletini sahiplenen, işçisine, memuruna, sanayisine, tarımına sahip çıktığı bir yıl olması, yalansız, dolansız, dürüst akılcı bir yıl olması dileğiyle, Tanrı milletimi  korusun ve yüceltsin…

 

       Hoşça kalın sağlıkta kalın.