Ne bekliyordunuz ki?

Abone Ol

“Varlığım, Türk varlığına armağan olsun”

 

        Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından her üç yılda bir gerçekleştirilen ve uluslararası ölçekte fen, matematik ve okuma becerilerini ölçen en önemli sınavlardan biri olan PISA 2015 (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sonuçları açıklandı. Test, 72 ülkede 15 yaşındaki çocuklarla gerçekleştirildi.

PISA 2015’te Singapur, test sonuçlarında her üç alanda da lider olarak büyük bir başarıya imza attı. Türkiye ise 2012 yılına göre keskin düşüşe geçti ve 2003 yılı seviyesinin bile altına geriledi. Yani En Sondan ikinci olduk beyler,

        Kesintisiz zorunlu eğitimin on iki (12) yıl olduğu ülkemizde 12 yılda eğitim sisteminde (3) üç kez köklü değişiklikler yaparak dindar nesil yetiştireceğiz, dedesinin mezar taşını okuyacak gençlik yetiştireceğiz diye eğitim sistemini yapboz tahtasına çevirirseniz olacağı budur. Bir ağacı diktikten sonra bile ilk meyvesini bekler, Acı mı? Tatlı mı? Görüp ondan sonra aşı yaparsın. Ama bizde Zorunlu ve Kesintisiz Eğitimi 12 yıla çıkartırlar sonra sonucunu görmeyi bile beklemeden hop sistemi değiştirirler. Bu dediğim ayrı ayrı farklı partilerin siyasi iktidarında olsa belki bir yere kadar aman be onlar öyle, bunlar böyle yaptı diyebilirsiniz. Ancak Aynı hükümet politikalarının eğitimi yazboz tahtasını çevirmesi ve dindar nesil yetiştireceğiz diye diye insanımızı cahilliğe itmesi kabul edilebilir bir durum değildir.

        Millette de almış bir mezar taşı okuma sevdası gidiyor. Kardeşim dedenin mezarında dedenin adı soyadı yazıyor, zaten bunu sen biliyorsun, birde Fatiha yazar biliyorsan bir Fatiha okur gönderirsin hepsi bu. Eğer dünyaya yön veremiyorsan yüzünü dünyaya çevirmek zorundasın diye size hiç kimse öğretmedi mi? Gelişen dünyada O dedelerinin birçoğunun sahip olmadığı imkânlara sahipsin, oku ilim öğren, bilim öğren, dünyaya ayak uydur, dünyaya yön vermeye çalış, Yok, efendim İngilizce öğrenmeyecekmiş de Osmanlıca öğrenecekmiş dedesinin mezar taşını okuyacakmış, dünyada Osmanlıca lehçesini hangi ülkeler kullanıyor hiç düşündün mü? Osmanlıca tarihin derinliklerinde kalmış bir lehçedir bırak onu da Tarihçiler, Araştırmacılar öğrensin, sen öğreneceksen dünyada ilim ve bilimi yön veren İngilizceyi öğren, Matematiği, Fen bilimlerini öğren. Millet uzaya çıkmış sen hala dedenin mezar taşının başında “Ne yazıyor” diye merak içinde bekliyorsun.

        Akıllardan bir an bile çıkartılmaması gereken şudur ki; Ekonominin, Siyasetin, Ticaretin, Çiftçiliğin, Esnaflığın, bilumum iş ve uğraşların en iyi seviyede yapılıp faydalı olabilmesi için geçilecek bir tek kapı vardır, o kapının adı da “EĞİTİM KAPISI” dır. Eğitimsiz hiçbir işi verimli yapamazsınız, yaptığınız işin bir faydasını göremezsiniz. 1938’ den beri bin defa değiştirilen Eğitim sistemimiz aslına rücu ettirilip, Baş Öğretmen, Yüce Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün o günkü adıyla Misak-ı Maarif sistemini alıp tekrar işletmeye başladığımız gün emin olunuz ki iddia ediyorum beş (5) ay içerisinde ne eğitimin sorunu sıkıntısı kalır, ne de eğitim için bunca harcamaya gerek kalır, Yetişen insanımız ve Ülkemiz dünyada bir numara olur ki İğneden İpliğe, Uçaktan, Gemiye her şeyimiz yerli ve milli olur. Ama bunun yerine illaki dindar nesilde ısrar ederseniz sonuçlarını millet olarak görüyoruz ve görmeye devam ederiz. Şunu asla aklınızdan çıkartmayın, Din insanoğlunun nefsinde yaşadığı ve ruhundu yaşattığı bir olgudur, Devletin dini adalet, dinin devleti de hürriyettir. Gençlerimize ilmi ve fenni iyi öğretmenin yolu ise Eğitim sisteminin gerçekten sistem olmasıyla mümkündür.

 

“Hoşça kalın Sağlıkta kalın.”