Kişisel gelişim eğitimleri neden gereklidir?

Abone Ol

 Yaradan insanoğlunun yaradılış haberini meleklere ‘’Ben yer yüzünde bir halife yaratacağım’’ şeklinde veriyor. Nedir halife? Halife; temsil edendir, Allah’ın yeryüzündeki temsilcim dediği üstün varlıktır insan! Allah’ın muktedir, güç, bilgi, ilim gibi sıfatlarının tecellisi olandır insan!

İnsaoğlunun üstlenmiş olduğu bu temsil çok fazla sorumluluk gerektirir. Sorumluluklarımızın başında güzel ahlaklı olabilme, sağlam karaktere sahip olabilme ve bilgiyle, ilimle donanıp donandığımız bu güzelliklerin sonsuz ışığını etrafımıza saçarak aydınlıklar yaratabilme gelmektedir.

İnsan nefes aldığı müddetçe okumak, öğrenmek, çalışıp, üretmek zorundadır. İnsan üstün bilgi sahibi oldukça, ürettikçe kendini bulur ve özgürleşir. Bu sayede zihnen, fikren ve ruhen kölelikten, uşaklıktan kendini kurtarabilir. Aksi halde düşünmeyen, düşünmeyi reddeden, düşünmekten korkan, düşünmek zahmetine katlanmak istemeyen, daima başka birisinin kendisi için düşünmesine alıştırılmış; dogmaların, hurafeleri , peşin hükümlerin arkasına sığınarak bir türlü kendini bulamayan, yaradılış gayesine ulaşamayan biri olur.

Bu nedenledir ki kişisel gelişim eğitimleri, insanımızın bilincini geliştirerek şuurlu, şahsiyetli kişiler haline gelmesine, kensisine, ailesine, vatanına, milletine hayrı dokunan birey olarak yaşamasını sağlar.

Bir tür bilgi yapılandırması olan bu eğitimler, insanı sosyal hayatında, iş hayatında etkili, verimli, güçlü kılar. İnsanımıza yapılan bir nevi yatırımdır ve sadece eğitim alan kişiye değil tüm topluma yapılmış demektir. Böylece çok yönlü olarak gelişmiş bireyler, toplumlar meydana getirilir.

Yine bu eğitimler insanın sahip olduğu potansiyel gücün nasıl kullanılacağının tespitinin başlangıcıdır. Kişinin kendini tanıması, üstün ve zayıf yönlerini keşfetmesi ve kendisini değerlendirmesini sağlayarak kişiliğini nasıl geliştirebileceği sorusuna yanıt buldukları eğitimlerdir.

Yaşadığımız son büyük ihanet olayı, günümüzde ruhen ve zihnen köleleşmiş, birilerinin uşağı olmuş ne kadar çok unvan, mevki, makam sahibi insan olduğunu ve bunların kendi insanına, kendi vatanına, kendi milletine ne büyük kötülükler yapabileceklerini herkese açıkca göstermiştir.

İnsanı kölelikten, uşaklıktan, esaretden kurtaracak olan ancak gerçek ve üstün bilgidir, eğitimdir.

Sonuç olarak insan, mazeret üretme yeteneğini gerçek üretkenliğe dönüştürerek hayat boyu öğrenme ve öğrendiklerini hayatının içine yerleştirerek yaşamının bir parçası yapmaya gayret ettikçe hayatı daha güzel, daha lezzetli, daha yararlı bir hale gelir.

Hayatın tazeliğine karşı hep meraklı gözler olabilmemiz dileğiyle…