Hayat insana öyle kesitler sunuyor ki,  insanca düşünenler için bazen kahır sebebi oluyor. Bazen de takdir sebebi oluyor bu yaşamsal kesitler. Görüyoruz gündelik işlerde ekmeğinin peşinde koşarak akşamüzeri bir ağaç altında ya da bir çeşme kenarında yorgunluğunu gideren sonra kimseye bir zararı dokunmadan adam gibi evine çoluk çocuğunun yanına dönenler var. Aynı toplumda ekmeğin, zeytinin, peynirin fiyatını bilmeden aşırı harcama içerisinde aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yeyip içen, her türlü herzeyi yemekten geri kalmayan ancak zenginliği dolayısı ile çevresinde yapmacık saygılarla, gülümsemelerle karşılanan müsrifler de var. Ancak genelde nedense yaşamın kıyısında hayat sürdüren insanların emeklerini her fırsatta sömürmek isteyenler de bu müsriflerdir. Yani hayatın kıyısındaki yaşamlardan beslenen halicin diplerindeki simonlardır bunlar.

 

 

        Bakın müsrifçe harcamalara bu günlerde bol bol şahit oluyoruz. Örneğin duyunca dudaklarımı uçuklatan bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum değerli okurlar; İlçemizde bir okulumuz mezuniyet gecesi için on sekiz bin lira harcamış. Oysa bu rakamla üç tane yoksul aile bir yıl boyunca maişetini karşılar, çocuklarını okutur. İsraf toplumu olduğumuz bir gerçek. Ancak toplumumuz sosyallikten de uzaklaşmış olmalı ki aynı şehirde yaşadığımız yoksullara rağmen, onların gözlerine baka baka lüks hayatlar sürdürmek hangi toplumsal kaideyle, hangi emirle mümkündür ki? Hani komşusu aç yatarken, tok yatan bizden değildi. Bize ne oldu ki bu hale geldik, ya da getirildik.   

 

 

        Bir akşamüzeri çıkıp şu Kaplan yolunda ağaç altındaki, ya da Değirmendere yolunda yorgunluğunu atmaya çalışan, alnının teriyle maişetini kazanan insanlarla sohbet edelim. Bakalım onlar eline fırsat geçirince kendilerini sömürmeye çalışan ve sömürdükleriyle aksırıncaya, tıksırıncaya kadar müsrifçe bir hayat yaşayanlar için ne diyorlar. Onların diyecekleri biriktirdikleri epeyce çoktur. Çünkü bu vatanı biz o garibanların dedelerine borçluyuz. Onlar cephede şehit olurken Halicin altındaki simonların dedeleri bu memlekette mal paylaşıyordu ve bu yaşamın kıyısındaki insanlar bunları ve tarihi hepimizden iyi biliyorlar. Çünkü tarihten darbe alan asıl onlardır. Bu gün yine vatanı müdafaa mecburiyetinde kalsak yine en ön saflarda yer almaktan şeref duyacaklarını her fırsatta ifade etmekten de geri kalmamaktadırlar. Birileri malını parasını kaçırmak için çalışırken onlar vatanın derdine düşeceklerine isimlerini bildikleri gibi eminler.

 

 

        Kimsenin malında parasında kimsenin gözü yok. Ancak yaşamın kıyısında yaşayan bu insanları sömürüp Halicin dibindeki simonlar gibi lüks bir hayat tarzı içerisinde yaşamak da kimsenin hakkı değildir.

 

 

        Akşam üzerleri Kaplan Köyü yolunda, Değirmendere yolunda yorgunluk atan Tirenin emekçilerine selam olsun. Hoşça kalın Sağlıkta kalın.