Dünyanın çeşitli yerlerinde Türk milletine karşı soykırımlar ve asimile etme politikaları dün olduğu gibi bugün de planlı bir şekilde sürmektedir. Doğu Türkistan’ da Türkmenler, Çin mezalimi altında çeşitli işkencelerle öldürülmekte ve medeni dediğimiz Avrupa devletleri buna seyirci kalarak ne kadar vahşi ve medeniyetsiz olduklarını göstermektedir. Ermenilerin yaptığı katliam ve soykırım hareketlerini görebilmek için ise tarihin tozlu sayfalarına gitmemize hiç gerek yok. Bundan 19 yıl öncesine gitmemiz yeterlidir. Azerbaycan Devletinin Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeni güçleri tarafından 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat’ta bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî rakamlarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70′den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakini öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocuklar bile bundan nasibini almıştır.  Evet vahşetin boyutu budur. Filistin’e yapılanlara tepkisiz kalmayalım, ama; gerek Doğu Türkistan’ daki, gerekse Azerbaycan’ daki dahası Arz üzerindeki yapılan Türk soykırımlarına ve Türklere karşı girişilen mezalimi’de bir Türk Toplumu ve Türk Devleti olarak tepkimizi en üst perdeden gösterip gerekli girişimlerde bulunulması gerektiği inancındayım.

Nedense o vahşi Avrupa, olmayan Ermeni soykırımı ile ilgili  tasarısını her yıl bizim önümüze çıkarırken, Ermenilerin ve Çinlilerin halen gözlerinin önünde Türklere kırım uygulamasını nasıl görmezden geliyorlar bunu anlamak mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak soyumuza  sahip çıkmak bizim en birinci vazifemizdir. Türk milleti olarak Filistin’deki  dindaşlarımızdan önce Doğu Türkistan’daki hem dindaşlarımızı hem de soydaşlarımızı sahiplenmek, onların acılarıyla, kederleriyle kederlenmek, onları daima hatırlarda tutmak, sesimizi tüm dünyaya haykırmak bizlerin vazifesidir. Hocalı’da soyumuza karşı uygulanan soykırımı unutmamak. hatırda tutmak ve bu vesile ile Avrupa’nın ne kadar hissiz, ne kadar cani, ne kadar vurdum duymaz, ne kadar medeniyetten nasibini alamamış olduğunu tüm dünyanın gözleri önüne sermek Türk milletinin boynunun borcu olsun. Biz Türk milleti olarak elbet borcumuzu bir gün kapatırız. Tarihte borcumuzu kapatmışızdır. Borçlarımızı nasıl kapattığımızı da Avrupa gayet iyi bilir.

Buradan Devletimizi idare eden Hükümet yetkililerine Hocalı’daki katliamı masaya yatırmaları için, Çinlilerin Doğu Türkistan’daki  Türk Katliamlarını durdurmaları için harekete geçmeye çağırıyorum. Biliniz ki böyle bir harekette Türk milleti top yekün yanınızda olacak ve gücünden fazlasıyla sizlere destek verecektir. Çünkü oradaki insanlar bizim hem dindaşımız hem de  soydaşımızdır.

 

Hocalı ve Doğu Türkistan’ı unutmamak ve Zulümlerin sona ermesi dileğiyle sağlıcakla kalın.