Bu aile ocaklarına, kaçıncı ateş düşüşü? Meydanlara çıkıp kaçıncı kez terörü lanetleme günü düzenleyişimiz? Kaçıncı kez bu acı son olsun, Allah bir daha bu acıları yaşatmasın diye haykırıp, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez diye haykırışımız? Yeter artık, yetsin artık diyoruz. Yetmiyor. Kana susamış terör canavarı hala can almaya devam ediyor.
Bingöl’deki 33, Şemdinli Derecik’teki 28, Şırnak Taşdelen’deki 27 şehitten sonra Çukurca’daki 26 şehit bu PKK"nın 4. büyük katliamı. Üstelik bir gün önce yazılan 8 şehit haberinin mürekkebi henüz kurumadan. Hani terör bitecekti. Hani artık şehit haberleri gelmeyecekti. İktidarın başlattığı “Demokratik Açılım”ın üzerinden yaklaşık iki buçuk yıl geçti. Bu süreçte iki gün önce verilen 24 şehitle beraber toplam 234 asker ve 24 polis olmak üzere 258 güvenlik görevlisi şehit oldu. Hatırlayalım, “Kürt açılımı” olarak başlayan bu açılım “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” olarak değiştirilmişti. Hani milli birlik, hani kardeşlik?
Dostlar kimse kimseyi aldatmasın. Şu an Türkiye’de bir iç savaş var. Bu gerçeği görmezlikten gelip proje yaratmanın anlamı da yok. Madem bir savaş durumu var, sen de bu savaşı yöntemine göre yap. Git, uçaklarla bombala, biz şu kadar yeri vurduk, şöyle yaptık, de bunlar fasa fiso. Bombalamanın ardından yığ bölgeye yirmi bin askeri, onlar da karadan didik didik ederek ilerlesinler. Bak o zaman terör bitiyor mu?
Birkaç yıl önce tam sonuç alınacaktı, iyi bir harekât gerçekleştiriliyordu. Amerika “Dur ne yapıyorsun, nereye gidiyorsun?” dedi. Harekât bitti. Devam edilseydi, o zaman sonuç alınacaktı. O zaman saldırı durdu, adamlar kaçtılar, şimdi boş alanları bombalıyoruz.
Terörle mücadele 1984 yılından beri sürüyor. 2001’de terör bitmiş gibiydi. O yıl teröre bir şehit bile verilmedi. Öcalan yakalanmış, ortalık durulmuştu. O zaman idam edilmeliydi, diyenler var. İdam çözüm değildir. Onu idam edersin, yerini bir başkası alır. Terör devam eder. Üstüne üstlük idam ettiğin kişiyi de kahraman yaparsın. İdam etmezsin ama onu ve yandaşlarını da cesaretlendirecek davranışlarda bulunmazsın. Sen adama özel oda ver, televizyonunu seyretsin, oradan emirler versin, “sesini kes otur oturduğun yerde” deme. Adamını, bakanını ayağına gönder, görüştür. Partisinin hapisteki adayını milletvekili seçilince meclise sok, dokunulmazlık zırhından yararlandır(Nedense bu başka parti adayları için geçerli olmuyor). Gitsin polisine tokat atsın, sen güvenlik görevlinin ardında durma. Meydanlara çıkıp Apo posterleri asıp bayraklarını açsınlar, Kandil’den inen PKK’lıları Habur’da törenlerle karşıla. Ayaklarına dek hâkim ve savcı gönder. “Pişman değiliz.” dedikleri halde “Pişman oldunuz.” deyip serbest bırak. Diyarbakır’daki Demokratik Toplum Kongresi’nde demokratik özerkliğini ilan etmelerine ses çıkarma. Sadece  “Sabrımızı taşırmayın” diye nutuk at. Sabır mı kaldı?
Teröre karşı neden bir türlü indirici darbeyi vuramıyoruz? Çünkü bu işi piyade yapar. Askerlikte "zafer piyadenin süngüsünün ucundadır" diye bir söz vardır. Piyade bir türlü Kandil'e giremiyor. Çünkü buraya girilmesi için ABD ve Irak ile anlaşmak gerek. Ne zaman TSK ve piyade Kandil'e gider işte o zaman sonuç alınır. Zavallı Mehmetçik de “gel beni vur” diye kışlasında beklemez.
Bu konuda sorumluluk hükümettedir. CHP ve MHP terörle mücadele için hükümete destek vereceklerini açıkladı. Hükümet sınır ötesi kara harekâtı yapmakta isteksiz davranıp, terörün kaynağı olan Kandil’i havadan bombalama ile zaman kaybetti. Geç kalındı.
Terörle ilişki kurar, açılımlarla yol alacağınızı sanırsanız, her açılımın ardından terör bir kale daha kazanır ve siz devamlı vermek zorunda kalırsınız. Bugünlere böyle gelindi. Yanlış politikalar ve buna paralel düzenlemelerle askerin eli kolu bağlandı, terörle mücadele edemez konuma sokuldu. Asker operasyon yapmak için validen izin almak, operasyon sonunda savcıya ifade vermek zorunda bırakıldı. Adeta teröre karşı insiyatif kullanamaz terör örgütünün saldırısını bekler konuma sokuldu.
Kürt yurttaşlarımızın çoğunluğunun ülkenin, ulusun birlik ve beraberliğinden yana oldukları, terörü lanetledikleri bilinmektedir. Terörün, alınacak akılcı önlemlerle bir an önce bitirilmesini istiyor, bekliyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa diliyorum.
Saygılarımla, hoşça kalın.