Bir zamanlar Aziz Nesin “Türk halkının % 60’ı aptaldır.” demişti. Yaklaşık 30 yıl önce söylenen söz bugün hala geçerli mi derseniz, sanmam. Bir kesimin dışında halkımız artık bazı şeylerin farkına varmış durumda. Ancak birileri halkı hala aptal sanıyor. Bu saltanat sonsuz değil. Ne Menderes’e, ne Demirel’e, ne de Özal’a kaldı bu iktidar. Hepsi de bir süre sonra halk tarafından iktidardan indirildi.  


Başbakana bakın, 17 Aralık olayından sonra halkın karşısında konuşuyor. Hep suçlama. Yok, CHP kendi geçmişine baksın(CHP ne yolsuzluğu yapmışsa. İSKİ olayında müdür Ergun Göknel’in suçu fahiş fiyatla klor almaktı. Ancak yargılandı, hapis yattı. Cezasını çekti.), yok hep kendilerine haksızlık yapılmış, kendileri onca ortaya çıkanlardan sonra mağdur, suçsuz, bu suçlamayı yapanlar suçlu. İyi de ayakkabı kutusundaki dolarlara, para sayma makinelerine, istifa eden bakanların açıklamalarına ne diyeceksiniz? Halkın bir kesimi nasılsa bunları bir güzel inanarak dinliyor. Salla gitsin. Ama takke düştü, kel göründü. 

Aradan kırk gün geçti. Çalınan minareye kılıf bulunamadı. Bu süreçte paralel devletin savcıları(!) bertaraf edildi. Yargıda ve emniyette bir dizi operasyon yapıldı, deliller yok edildi. Kısaca her şey kılıfına uyduruldu. Ve bir ay sonra açıklama geldi: “Evlatlarım yolsuzluğa karışsınlar evlatlıktan reddederim.” Bu halkı resmen enayi yerine koymaktır. Madem bu kadar güveniyorsunuz, neden anında soruşturmaya engel olan bakana, başsavcıya “Müdahale etmeyin, gereken yapılsın.” demediniz? Yargının üzerinden elinizi çekmediniz? Oğlunuz madem suçsuzdu, neden apar topar yurt dışına çıktı? “Dosyaya göre savcı ve hakim ayarlandıktan, deliller karartıldıktan sonra ifade verse ne olur, vermese ne olur?” sorusu akla gelmedi mi sanıyorsunuz? 

HSYK’da değişiklik yaparak “demokrasi tarihimiz için gurur vesilesi oldu. Muhalefet, devletin dirliğini istemiyor” diyen, bu savcıları atayan siz, işinize gelmeyince HSYK’yı baştan aşağı değiştirerek “Hukuk devleti bunu gerektiriyor” deyip karşı çıkanları ihanetle suçlayan yine siz. Savcılar oyuncak oldu sayenizde.

Bir zamanlar Fethullah Gülen en büyük dostunuzdu. Yediğiniz, içtiğiniz ayrı gitmezdi. “Fethullah Hoca, bu milletin en büyük hizmetkârıdır” dediniz. Şimdi birbirinizi yiyorsunuz. Sahte belgelerle subayları yargılayıp hapse attınız. Karşı olanlara “Bu darbecileri iyi tanıyın” dediniz. Ardından “Orduya kumpas kuruldu! Yeniden yargılama yapılsın. Tüm bunlar paralel devletin işi” deyip paralel devlet hikâyesi çıkardınız. Bunları yaparken beraber yapmadınız mı? 17 Aralık’a kadar ortak değil miydiniz?

Savcılar genelkurmayın kozmik odalarına girip arama yapınca hukuk devletinin gereği deyip “Bu ülkenin savcılarının kozmik büroda arama yapmasından doğal ne var?” dediniz. Aynı savcılar MİT’e ait kamyonlarda arama yapınca “Savcıların MİT’in kamyonunu araması ne hadlerine. Bu bir komplo” diye kızdınız. Soruyorum MİT isyancılara silah sevkıyatı yapabilir mi? PKK’ya bir devlet silah yardımı yapsa tepkiniz ne olur? Bir zamanlar Gezi’de polisler kahraman, Taksim sokaklarından destan yazan yiğitlerdi. Oğlunuzu ifadeye çağırınca aynı polisleri, cemaatçi olanı ve olmayanıyla sürgün ettiniz. 

12 yıldır yalan ve iftiralarınızla ülkeyi resmen karanlığa sürüklediniz. Müslüman’ım, dürüstüm deyip halkı aldattınız, duyguları ile oynadınız, % 50 oy aldınız. Halk en büyük yolsuzlukları hem de sülalece iktidarınız döneminde gördü. “Avrupa’da saygınlığımız arttı.” dediniz, duyduk ki “Erdoğan ülkesinin demokrasisini tahrip ediyor.” ABD’nin eski Ankara büyükelçileri Abramowitz ve Edelman) Hangisine inanalım? 

Okullarda din dersini seçmeli yaptınız. SBS’ye neden bu konuda soru koydunuz? Seçmeyenler bu bölümdeki soruları yapamayınca bu dersi seçmeleri zorunlu olmayacak mı? “Okullarda kıyafet serbest öğrenci giyiminde özgür olacak” deyip türbanı okullara soktunuz. Bir öğretmen kot giydi diye uyarı alır, ama öğrenci tesettürlü derse girer çıt yok. 10 yaşındaki öğrenci “dinimizin gereği” diye baskı yapılıp kapatılır, sonra bunun adı inanç özgürlüğü olur.  Bence okullarda din değil, ahlâk dersi zorunlu olmalı. Aslında dersin adı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi. Ancak din okutuluyor, ahlak es geçiliyor, galiba.

Siz hiç hata yapmazsınız. Yapsanız da kabul etmezsiniz. Sizi eleştirmek yanlıştır. Eleştirenler ya ülkenin kalkınmasını istemeyenlerdir, ya darbecidir, ya size dış kaynaklı komplo kurmuşlardır. Eleştiriye kulak verip kendinize çeki düzen vermez, yandaş olmayanı yok etme yoluna gidersiniz. Siz anayasayı yapanlara iki ayyaş, İnönü’yü Hitler’e benzetip diktatör, şehitlerimize kelle, Pamukoğlu’na seviyesiz general, cemaate inlerine gireceğiz, haşhaşi, gazetecilere "sizi tasmalarınızdan kurtardık", valiniz halka gavat, müftünüz düğünde kadınlı erkekli oynayanlara deyyus derken normal, size baş çalan dendi mi tazminat davası açarsınız. Helal olsun.

 Siz bu halkı aptal mı sanıyorsunuz? Bunca hatalarınızdan sonra halkın karşısında bir şey olmamış gibi konuşmanıza şaşıyorum. Merakla bekliyorum. Tüm olanlardan sonra halkım “ben uyumaya olanları görmemeye devam edeceğim, sorun yok” mu diyecek, yoksa “galiba kandırılıyorum, bir şeyler var, bu işte” mi diyecek. İnşallah uyanıp sandıkta gerekeni yapar. Saygılarımla, hoşça kalın.