Değerli Okurlar, yazımı Mevlana ‘ nın bir sözü ile başlamak istiyorum. “Ne fark eder ki, kör insan için elmas da bir, cam da … Sana bakan kör ise sakın kendini camdan sanma! ” Ne kadar derin ve güzel bir sözdür bu. İnsanın kendi değerinin farkında olmasının ne kadar önemli olduğunu çok keskin bir dille vurgulamıştır. İnsan önce Yaşamak nedir? Bunu sorgulamalıdır. Yaşamak; yemek, içmek, nefes alıp vermek, uyumaktan mı? İbarettir sadece? Bütün bu saydıklarımız canlılar içinde geçerli değil midir? O halde bizi diğer canlı varlıklardan ayıran nedir? İnsan doğmuş olmak, insan olmak için yeterli midir? Ne yazık ki insan doğmuş olmak bizleri insan yapmıyor. Öyleyse insan olmak nedir? İnsan olmak bana göre insanın kendini bilmesi ile başlar, yani insan olduğunun ve bunun ne anlama geldiğinin farkında olmakla başlar. Allah’ın onu nasıl bir varlık olarak yarattığını idrak etmekle başlar. Peki, nasıl insan olunur? Bana göre Allah’ın verdiği zekâyı, aklı, iradeyi doğru kullanmakla, merhametle, şefkatle ve en önemlisi vicdanla insan olunur. Bir kişinin İletişim kurma duygusu ne kadar gelişmiş ise insan olmaya o kadar yakındır. Kendisini karşısındakinin yerine koyabilme yetisini ne kadar arttırırsa, işte o oranda da insan olma yolunda büyük ve değerli bir adım atmış olur.

Acıma duygusunu kaybetmiş, vicdandan yoksun, bencil, çıkar odaklı, ikiyüzlü, nefretle dolu, öfkeli, riyakâr bir varlığa insan demek mümkün müdür? İnsan; ruhunu ne kadar sevgi ile beslerse, af etmeyi, unutmayı, kaybetmek yerine kazanmayı öğrenirse, işte o oranda insan olur ve insan olma onurunu da hak ederek taşır. İnsan olmak bir onurdur. İnsan bedeni ve onuru her şeyden değerlidir. İşte bunun farkında olan insan hem kendi onuruna ve bedenine sahip çıkacak, hem de diğer insanların onurlarını ve bedenlerini kirletmeyecektir. Böyle bir insan kendisine yapılmasını istemediği hiçbir şeyi bir başka insana yapmayacaktır.

Tüm bunlardan hareketle İlçemizde gelişen bir vakayı değerlendirmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde bir eğitim sendikasının yöneticileri bir İlköğretim Okulumuzun önünde poz vererek okulun elektriğinin kesik olmasını dile getirmiş ve bir değerlendirmede bulunmuştu. Bu olaya müteakiben İktidar partisinin İlçe Başkanı aynı konu ile ilgili olarak yine basın yoluyla Okul Müdürünü ver yansın etmiş ve beceriksizlikle, İlgisizlikle suçlamıştı. Şimdi bu güne kadar İlçemiz Eğitiminin sorunlarıyla bu kadar yakından ilgilendiğini hiç görmediğim Sayın İlçe Başkanına burudan sesleniyorum. “Sayın Başkan İlçemiz her gün eğitim için 70 Kilometre yol kat etmek zorunda kalan ve sayıları üç yüz’ün üzerinde olan minik öğrencilerin olduğu bir ilçedir. Acaba bu konuda yapabileceğiniz bir şey var mı? Ayrıca Okul Müdürlüklerini Eğitim Yöneticisi olarak değiştiren bu hükümettir ve nereden nasıl bir bilgi alarak okul müdürü arkadaşa ver yansın ettiğinizi bilmiyorum ama şu hususlarda sizi bilgilendirmek istiyorum. Okulun tadilatı ve tamiratı aşamasında okul boşaltılarak başka bir binaya taşınmış ve tadilat ve tamirat döneminde Milli Eğitim Müdürlüğünce takibata alınmıştır ve bu aşama bittiğinde de okul Milli Eğitimce teslim alınmıştır. Yatım ve Tesisler bölümü ile Bakım ve Onarım bölümü Milli Eğitimlerde bulunur ve inşaattan kalan sorun tamamen Milli Eğitim Müdürlüğünün sorumluluğundadır. Ayrıca kendisi ile teşviki mesaide bulunduğum okulu müdürü arkadaşı iyi tanırım ki kendisi İlçemizde birçok okul müdürü’nün taşımadığı sıfatı taşımaktadır ve yaptığı işin okulunu okumuş ve işinin uzmanıdır. Lütfen insanların elinden önce unvanını alıp sonrada o unvandan dolayı sorumlu tutmayalım dediğim gibi öncelikle kendimizi karşı tarafın yerine koyma erdemini gösterelim.”

O okulun Önünde poz vererek konuyu kamuoyuna duyurma duyarlılığını gösteren Sendikacı arkadaşlar bir nokta da eksik kalmışlardır. Yaptıklarından dolayı hiçbir şekilde olaya müdahil olmayan okul müdürü töhmet altında bırakılmıştır ve “Bizler bu sorunumuzun ilçede çözülmemesi halinde, çözümsüzlüğün nedenlerini derinleştireceğimizi ve yetkili tarafların duyarsızlığını daha ileri boyutlarda teşhir edeceğimizi kamuoyuna saygıyla sunarız.” Dedikleri halde, çıkıp okul müdürünü töhmet altından kurtarıcı açıklamayı yapmamışlardır. Sendika yetkilisi arkadaşlar lütfen üzümü yiyiniz ama bağcıyı da dövdürmeyiniz.

Hoşça kalın Sağlıcakla kalın…