Yarın 7’den 70’e Türk ulusu olarak bir kez daha en büyük bayramımızı kutluyoruz. 88. yıldönümünü kutladığımız en büyük devrimdir Cumhuriyet. Bizlere cumhuriyet yönetimine sahip olmanın onurunu, gururunu, coşkusunu yaşatan ulu önderimiz, büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sevgi, saygı, minnet ve şükranla anıyoruz.
En büyük Türk Devrimi olarak bildiğimiz cumhuriyet, barış ve eşitliğe dayanan gerçek bir halk yönetimidir. 1921 Anayasası'nda bir hükümet biçimi iken, 1924 yılında anayasamıza değişmemek üzere girmiştir. Günümüz anayasasında da 1.maddede “Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.” hükmü yer alır. Bu madde hiçbir şekilde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez.
Cumhuriyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Her vatandaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Çok partili yaşamdan vazgeçilemez(Demokrasi). Yasalar önünde eşitlik temel ilkedir. Temel hak ve özgürlüklere yer verir. Ulusal bağımsızlığa yer verir. Rejim, bir kişi, zümre ya da sosyal sınıfın çıkarları doğrultusunda düzenlenemez. Bu nedenle sınıf egemenliğine dayalı diktatörlük(Komünizm) ile ırkçılığı ön plana çıkaran ve bir ırkın başka ırkları yok etmesine yönelen diktatörlüklere(Faşizm ve Nazizm) karşıdır.
Bugün sahip olmakla övündüğümüz her şeyi cumhuriyete borçluyuz. Hiç düşündünüz mü cumhuriyet ile nelere sahip olduğumuzu veya cumhuriyet olmasaydı nelerden mahrum kalacağımızı? En başta tıpkı geçmişte Osmanlı’daki gibi tek kişi tarafından yönetiliyor olacaktık. Bizi  yöneten zümre ya da kişi tarafından keyfi verilen her karara uymak zorunda kalacak, söz söyleme ya da itiraz etme hakkımız olmayacaktı. Kişinin yaşamı, padişahın ve diğer yöneticilerin iki dudağı arasındaki söze kalacaktı. Demokrasi, hak-hukuk, özgürlük olmayacaktı.
Sevgili hanımlar, sana gerçek değerini veren cumhuriyettir. Cumhuriyet olmasaydı kadın-erkek eşitliği olmayacaktı. Afganlı yazar Khaled Houssein bir eserinde Afganistan’da cumhuriyet rejiminin Taliban yönetimi tarafından yok edilmesini anlatıyor. Kitapta Taliban, yönetimi devralınca Afganlı vatandaşlara koyduğu kuralları sıralıyordu. Bu kurallar arasında beni en çok etkileyen kadınlara uygulanan yasaklardı: Kadınlar burkasız dolaşamayacaklar; tek başına seyahat edemeyecekler, açık alanlarda kahkaha atamayacaklar, meslek sahibi olamayacak, doğru düzgün bir eğitim alamayacaklar.
Cumhuriyet rejimi barışçıdır. “Yurtta barış dünyada barış” ilkesi esas alınıp savaşçılık reddedilmiştir. Cumhuriyetimizin kurucusu savaş ve barış hakkında  şunları söyler:
“Ben savaş yanlısı olamam. Çünkü savaşın acıklı durumlarını herkesten iyi bilirim. Savaş zorunlu ve hayati olmalı… Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Millet hayatı tehlikeye uğramadıkça savaş bir cinayettir.”
Bir tarafta sülale saltanatı ve astığı astık-kestiği kestik, savaşçı bir hükümdarlık ve hilafet, diğer tarafta bunların küllerinden doğan yepyeni, bağımsız ve modern bir cumhuriyet. 6 asırlık saltanatı tanımayıp cumhuriyeti kurmak, 4 asırlık hilafeti kaldırmak kolay iş değildir. Cumhuriyetin kurulmasının ardından ardı ardına gerçekleştirilen devrimlerin topluma mal edilmesi kolay olmadı. Bu süreçte devrimlere karşı çıkan gericilere karşı katı tutum içinde olunması zorunluydu. Elbette devrimler gerçekleşirken önüne çıkan engelleri yıkıp geçecek, silip süpürecektir. Devrimlerin nasıl gerçekleştirildiğinin en güzel örneği, Küba devriminin lideri Fidel Castro’nun “Ben bu devrimleri başaramazdım” demesidir.
Son yıllarda, bazı aydınlar, "İkinci Cumhuriyet" diye bir saçmalık ortaya attılar. Liberal aydın denen bu kesimlerin, demokrasi, insan hakları ve Kürt sorununa yönelik çözüm önerileri, AB’ye tam üye olmanın olmazsa olmaz şartı olan Kopenhag Kriterleri ile gündemdeler. Oysa bu kavramların, ülkeyi getirdiği nokta ortada.
Bugün, cumhuriyetimizin işleyişinde bir sorun varsa bunun en büyük nedeni seçmendir. Seçmen Cumhuriyete sahip çıkmak ve yaşatmak zorundadır. Biz hep bir ağızdan devrimlerin devrimini gerçekleştirerek ‘Cumhuriyeti’ kuran Ata’mıza sesleniyor, söz veriyoruz:
“Yaktığın ışığı asla söndürmeyeceğiz, ilke ve devrimlerine her zaman sahip çıkacağız, kurduğun Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacağız.”
En büyük bayramımız kutlu olsun. Saygılarımla, hoşça kalın.