Son günlerde en çok üzüldüğüm konulardan biri bonzai denilen maddenin gençlerimizi yok etmesi. Her geçen gün bonzai yüzünden kıyıda köşede ölen gençlerimizin sayısı artıyor maalesef. Konuyu takip ederken bir yazı ile karşılaştım. Yazının sahibi hocamla da istişare ettik.  Ve bu tip bilgilerin paylaşıldıkça anlam kazanacağına inandığım için sizlerle paylaşmak istedim. Şimdi yine birileri çıkıpta “ Sanane Mesut Şaşmaz bırak gençler ölsün sen 112 ile ilgilen sadece” derlerse şaşırmayacağım. Ama onlardan da rica ediyorum lütfen paylaşalım…


"BONZAİ DEĞİL SENTETİK ZEHİR  
       Bonzai deyince "havalı" bir şey zannediyor gençler. Oysa onun adı "sentetik zehir" şeklinde kazınmalı beyinlere!
      Geçen gün iki delikanlı sokaklarda kriz geçirince hep beraber üzüldük ve sentetik zehirin ne olduğunu bir kez daha öğrendik. Şimdi önemli olduğuna inandığım bazı bilgileri paylaşayım sizlerle.
      Madde bağımlılığını biliyorsunuz. Gençler kendi aralarında toplanıyorlar ve rahatlama adı altında bazı maddeler kullanıyorlar. Kullandıkları çeşitli maddelerin genel anlamda zararlarını görüp, aslında yanlış yaptıklarını düşünüyorlar. Ama gelin görün ki; ne yardan geçebiliyorlar ne serden.
    "Bonzai ne peki? Niçin yeni tehlike olsun?" diye merak edenler için hemen söyleyeyim. Gençlerin son zamanlarda çok rağbet gösterdiği sentetik bir madde. Bağımlılık yapıyor. İçeriğinin çoğu bildiğiniz zehir. Ve bana göre en ciddi tehlikesi, kullanan gençlerin bonzaiyi, esrar veya uyuşturucu gibi bağımlılık maddesi olarak kabul etmemesi!
      Neredeyse beş yıldır her gün muntazaman bonzai kullanan bir genci, madde bağımlısı olduğuna ve bu bağımlılıktan kurtulması gerektiğine ikna edemiyoruz! "Yaa tamam siz kendinize göre haklısınız. Ben bonzai içiyorum diye endişeleniyorsunuz ama; istersem hiç içmeyebilirim. Benim madde kullanan arkadaşlarım var. Onlar madde kullanmadıklarında çok acı çekiyorlar. Ben öyle olmuyorum ki! İstesem hiiççç içmem. Ama işte öyle arkadaşlarla muhabbet olsun diye takılıyoruz. Bizimki tamamen eğlencesine, sohbet ortamı oluşsun diye..." gibi kendilerini kandırdıkları bu cümlelerle, biz uzmanları da ikna etmeye çalışıyorlar.
Aileler çocuklarının odalarında bu maddeyle karşılaşıp endişelendiğinde, anne babayı da sigaradan hallice bir ürün olduğuna ikna ediyorlar. İlginçtir bazı ebeveynler de inanıyor.
       Bir kere şu konuda anlaşalım:


1. En fazla bilinen yan etkisi ani kalp krizi olan Bonzai, yeni nesil bağımlılık maddesidir.
2. Kullanan gençler inatla bağımlılık maddesi olduğunu reddediyor.
3. Çocuklarınızda kullandıklarına dair bir durumla karşılaştığınızda mutlak uzmana başvurmalısınız. Özellikle madde bağımlılığıyla çalışan uzmanlara!


       Siz sevgili aileler, çocuğunuzun bu tür maddeleri kullandığını ne kadar erken fark eder, ona yardımcı olmaya çalışırsanız, evladınızın bağımlılıktan kurtulma şansı o kadar artar. Bu nedenle, erken teşhis belirtilerinin bilinmesi çok önemlidir. Teşhis belirtileri fiziksel ve ruhsal-toplumsal olarak iki grup içinde toplanır. Bunların birkaçının bir araya gelmesi alarmı harekete geçirir.


    BELİRTİLER
       Fiziksel belirtiler genel olarak bitkinlik, dalgınlık, uyuklama, uyku bozukluğu, konuşma güçlüğü, burun akıntısı, lüzumsuz terleme, yersiz titreme, genel dengesizlik, gözde kanlanma, gözaltlarında yorgunluk halkası gibi morluk oluşması, göz bebeğinde daralama, kabızlık, ishal, mide-bağırsak yakınmaları, yürüme bozukluğu, solunum güçlüğü... şeklinde sıralanabilir.
      Psikolojik belirtilerse duygu durumu değişiklikleri yani duygularda dengesizlik, ilgi-istek kaybı, donukluk, bilişsel bozukluklar, öğrenme güçlüğü oluşması, başarıda azalma, bakımsız dış görünüş, gerçek dışı konuşma, içe kapanma, aşırı para harcama, suça eğilim, evden uzak kalmaya başlama, sinirlilik halleri şeklinde sıralanabilir.
      Aslına bakarsanız madde kullanan kişiyi ayırmak için çok aman aman ölçütler yok. Bazı standartlar bir araya gelince fark ediyorsunuz kullandığını. Veya dikkatli anneler bir anda yakalıyor madde kullanan çocuğunu!
      Çocuğunuzun madde kullandığını fark ettiğinizde neler yapmanız gerekiyor biliyor musunuz? Hemen söyleyeyim;
     Öncelikle sakın ve kesinlikle paniğe kapılmayın.
     Ümitsizliğe ve duygusal olarak çöküşe geçmeyin.
     Bazı  cahil ailenin yaptığı gibi, akşam eve gelen çocuğunuza şiddet veya darp uygulamayın.
     Çocuğunuzun sosyal çevresini inceleyip, sorunun kaynağını tespit etmeye çalışın. En fazla takıldığı arkadaşlarını gözden geçirin. Çünkü büyük ihtimalle onlarla birlikte kullanıyordur bu maddeleri.
      Evladınıza panik ve öfke ile kötü/itici davranmayın. Zaten evde bir şeyler yolunda gitmediği için veya bazı eksik duygulardan dolayı içiyor olabilir. İçmesine neden olacak yeni durumlar oluşturmayın.
      Uzman bir hekimin bilgisine başvurun. Başvurduğunuz kişi, anlattıklarınız doğrultusunda sizi yönlendirecektir. Size yapılan yönlendirmeye göre ortak hareket edin.
      Pek çok aile, çocuğunun madde kullandığını anlayınca, kolundan tutup uzmana getirmeye çalışıyor. Gençler, eğer bu işten kurtulmak istiyorlarsa geliyorlar; ama zaten isteyerek içiyorlarsa gelmiyorlar. Dolayısıyla ilk randevuyu siz anne babalar kendiniz için alın. Uzmanın karşısına oturun. Başınızdan geçen durumu tek tek anlatın. Uzmanın sorduğu sorulara cevap verin. Böylece uzmanla işbirliğiniz başlamış olur. Uzman, anlattıklarınız doğrultusunda sizi yönlendirecektir. "Al oğlunu/kızını getir bir konuşayım" derse, alır götürürsünüz. Yok, başka bir yol çizerse ona göre birlikte hareket edersiniz. Yani uzmana götürmemek ne kadar büyük hataysa, doğru zamanda ve doğru şekilde götürmemek de o kadar büyük hata olur. Hele de madde bağımlılığı gibi hassas bir konuda risk alacak durumda değilseniz..!
          Bunların dışında çocuğunuzu sıkıp bunaltmadan sevgi ve şefkat gösterin.
...
        Konu önemli, anlatılacaklar uzun. Ben kendi adıma son bir kaç aydır gençlerin dilinden ve bedeninden düşmeyen bu Bonzai tehlikesine karşı sizleri uyarmak istedim.
Aman dikkat...!

        Gerçi her şey bizim onlarla aramızda güzel bir ilişki kuramamamızla başlıyor biliyor musunuz? Keyiflerin yerinde olduğu, herkesin birbirini tam bir bağlılıklı sarıp sarmaladığı, kalplerin birbiri için attığı, evde huzurun olduğu ortamlarda gelişmiyor bu tür madde kullanımları...
İçinizi ferah tutmak istiyorsanız, ilişkilerinizi ferah tutun...
Sevgiler...

Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman&Psikoterapist)"