Ercan ÇELİK

1953 yılından bu yana Tire’de fermente sucuk imalatı yapan ve Tire’nin sucuğunu Türkiye çapında tanıtan Ege Sucukları, sektörde öncü olmaya devam ediyor. Yaklaşık 1 buçuk yıl önce vefat eden babası Ali Kasap’tan devraldığı bayrağı daha da yukarılara taşımak için yeniliklere devam eden Alper Kasap, ihracat için “Helal Et” sertifikasını aldıklarını söyledi.

“BABAM ÇOK ARZU EDERDİ”

Gazetemize konuşan Alper Kasap, “Şimdiki hedefimiz de ihracat. Bunun için bizden bazı koşullar istiyorlar. Helal Et belgesi gibi. Belediye mezbahalarında, islami şartlara göre kesim ve imalat yapmamıza rağmen bu belgeyi ihracat için istiyorlar. Fermente sucuğumuzu ortadoğuya, avrupaya göndermek istiyoruz. Global Mark şirketinden bu belgemizi geçen hafta aldık. Şu anda ihracat yapmamızda herhangi bir engel bulunmuyor. İhracatımızı gerçekleştirebilirsek, hem devletimize katma değer kazandıracağız hem de babamızın böyle bir şeyi çok arzu edeceğine inanarak mutlu olacağız. Ben attığım her adımı babamın ismini yüceltmek ve yaşatmak için yapıyorum.” Dedi.

“SUCUK İMALATI ZOR İŞ”

Ege Sucukları’nı 1972 yılında Babası Ali Kasap’ın dedesinden devraldığını söyleyen Alper Kasap, “İsmail Kasap bu işe Tire’de 1953 – 1954 yıllarında başlıyor. 1966 yılında Türk Patent Enstitüsü’nden EGE markasını tescil ediyor. O zamanlarda marka tescili yaptırmak mühim bir konu.  1972 yılında babam devraldıktan sonra yaklaşık 48 sene boyunca bu işi yaptı ve babam 1 buçuk yıl önce rahmetli oldu. Ben de 1989 yılından bu yana bu işin içindeyim. Her gün daha çok şeyler öğreniyor. Her sektörde öğrenmenin yaşı yoktur. Kaliteli sucuk ve kaliteli üretim yapmanın ne kadar dikkat gerektiğinin farkındayız. Fermente sucuk imalatı yapmak, çok zor bir iş. Yapım sürecinde geçen süreç, mezbahada danaların kesilmesiyle başlıyor, karkas etin tesise gelmesi ve o eti işleyip sucuk haline getirmemizle sonlanıyor. Bu süreç yaklaşık bir haftayı buluyor. Çok meşakkatli bir iş.” Dedi.

SEKTÖRDE HER ZAMAN ÖNCÜ OLDU

Pek çok konuda yaptıkları yeniliklerle sektörde öncü olduklarını belirten Alper Kasap, “1986 yılında ilk vakumlu paketleme makinemizi aldık. Daha önce sucuklarımızı mumla vakumluyorduk. 1995 yılında dana etinden salam yapmaya başladık. 2005 yılında Tire şiş köfte yapmaya başladık. Hem salam sosislerimiz hem de Tire şiş köftemiz, sucuğumuzda olduğu gibi tamamen dana etinden imal edilmekte olup, en üst segment ürünlerdir. Tire Şiş Köfte bizim yöresel lezzetimiz. İmalat aşamasından, kullandığımız ete kadar üzerinden çok büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Tire şiş köftemizi sadece dana etinden yapıyoruz. Ön kol ve sırt kısmındaki etlerden üretiliyor. Şiş köftemizin içinde sadece tuz bulunur. Başka hiçbir kimyasal, baharat ya da tahıl maddesi bulunmamaktadır. Günümüzün malesef son derece zor hastalıklarından biri Çölyak hastalığıdır. Tire şiş köftemiz bu anlamda çölyak hastalarının rahatlıkla tüketebileceği, kesinlikle gluten içermeyen bir üründür. Sucuğumuzda da kesinlikle irmik, un, soya, sebze lifi gibi katkı maddeleri kullanmıyoruz. Löp eti alıyoruz, kaliteli baharatlarla harmanlayıp, fermentasyondan geçirerek sekizinci gün satışa sunuyoruz. Ürettiğimiz her mamülde ayrı bir mutluluk duyuyoruz. Çünkü, hilesiz, kaliteli mamüller yapıyoruz. En hakiki müşterimiz çocuklardır. Çocuklar sevmedikleri bir ürünü sevmediklerini rahatlıkla söyleyebilirler. Onlar da ürünlerimizi çok beğeniyorlar.“ şeklinde konuştu.

“HATA LÜKSÜMÜZ YOK”

Ege Sucukları’nın bu günlere gelmesindeki en büyük sebep, rahmetli babamız Ali Kasap’ın bize sürekli güvenli gıda imalatı ve ahlaklı ticareti öğütlemesidir. Ben de bu işe en alt kademeden başladım. Bulaşık yıkadım, temizlik yaptım, et sıyırdım. Sucuk imalatının tüm süreçlerini öğrendim ve hala öğrenmeye devam ediyorum. Gıda yaparken hata yapma lüksümüz yok. Bu yüzden son derece disiplinli çalışıyoruz.

Editör: Haber Merkezi