Tire Süt Kooperatifi Mahmut Eskiyörük, temel ilkelerinin üreticiyi kendi toprağında yaşatarak, yerel üretimin devamlılığını sağlamak olduğunu söyledi


Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, kırsalda refahın anahtarının kooperatifçilik olduğunu söyledi. Kooperatifin, yaklaşık yarım asırdır bölge üreticine hizmet verdiğini ifade eden Eskiyörük, “temel ilkemiz, üreticiyi kendi toprağında yaşatarak, yerel üretimin devamlılığını sağlamaktır” dedi. 13 yılı aşkın bir süredir kooperatifte yönetim kurulu başkanlığı görevini üreticiden aldığı güçle sürdürdüğünü hatırlatan Eskiyörük, “süreç içersinde önemli mesafeler aldık. 2012 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından “Örnek Kırsal Kalkınma Modeli” gösterildik. Kısa sürede dünyanın en başarılı kırsal kalkınma modeli haline geldik. Öncelikle, Tireli çiftçinin sütünü mamüle dönüştürerek, marka yarattık. Aracıyı ortadan kaldırarak, hem gıda güvenilirliğini, hem de üreticinin emeğinin karşılığını almasını sağladık. Küçük aile işletmelerinin ekonomik ve sosyal refah seviyesinin yükselmesinde önemli rol oynadık” şeklinde konuştu.

“KOOPERATİFİN ASIL SAHİBİ ORTAKLARIMIZDIR”
Göreve geldiğinde, günlük üretim rakamlarının ortalama 35 ton civarında olduğunu, bugün ise 2 binden fazla ortak sayısıyla günlük 200 ton ve üzeri süt üretimine ulaştıklarını belirten Eskiyörük, “Kooperatifin asıl sahibi ortaklarımızdır. Üreticimiz, her gün sağdığı sütü, kooperatifin süt alım merkezlerine teslim ederken, ihtiyaç duyduğu yemi, gübreyi, yakıtı kooperatiften ediniyor. Bir telefonla, tarlasını sürecek olan traktör arazisine geliyor. Kooperatifin makine parkındaki ekipmanlarından yararlanıyor. Üye kartıyla, kooperatifin marketinden uygun fiyata alış veriş yapıyor ve harcamaları, üründen elde ettiği kazançtan düşülüyor. Böylece kooperatif kanalıyla sütünü iyi fiyata satan üretici, temel ihtiyaçlarını da ucuza almış oluyor. Öte yandan, verdiğimiz eğitimlerle sütün kalitesini önemli ölçüde arttırmayı başardık. Üreticiden alınan sütler antibiyotik ve kesik kontrolünden geçiyor. Köylere kurulan soğutma tankları ve tankerlerle sütü fabrikaya ulaştıran soğuk zincir sayesinde süt kalitesinden hiç bir şey kaybetmeden günlük olarak tüketiciye ulaşıyor. AB standartlarına göre sütte kabul edilebilir limit, mg’da 100 bin bakteriyken, kooperatifin sütlerindeki bakteri miktarı mg’da 5 binin altında. Sütün kuru madde, bakteri ve somatik değerlerine göre üreticiye artı veya eksi değerlerde prim veriyoruz. Kalite arttıkça pazar değeri, dolayısıyla kazanç da artıyor. Bu da üreticiyi motive ediyor” dedi. 

“TOPLUMSAL BARIŞIN ANAHTARI KOOPERATİFLEŞME OLMALIDIR”
Kooperatiflerin hem ekonomik hem toplumsal barışın sağlanmasında bir reçete olduğunu savunan Eskiyörük sözlerini şöyle sürdürdü. “Büyüklerin küçüklere yaşama şansı bırakmadığı bir ortamda, insanlığın en büyük korkularından biri olan açlığın da kooperatifçiliğin gelişmesiyle önlenebileceğini düşünüyorum. Şirket tarımcılığı büyük ölçeklidir ve temel amacı kar elde etmektir.  Küçük üretici ise zarar da etse üretmeye devam eder. Çünkü bu onun yaşam tarzıdır. Aile çiftçilerini refaha kavuşturamazsak mecburen göç etmek zorunda kalırlar ve toplumsal barış zedelenir. Onların emeklerinin karşılığını almasını sağlayan kooperatifçilik, hem göçün önlenmesi hem de üretimin sürdürülmesi yönünde atılan temel adımlardan biridir.”

Editör: Haber Merkezi