Kapı Çalar, açarlar, jandarmaları görürler. “Oğlun" derler. Gerisi anlaşılır. Baba ocağından yalnızca hıçkırıklarla karışık 2 sözcük dökülür: “VATAN SAĞOLSUN.”
Adı: Yavuz Başayar. Binbaşı. 37 yaşında. Ankara iline kayıtlı. 10 yaşında ve 6 yaşında iki çocuğu var. Asıl görev yerinin Erzincan olduğu, bölücü terör örgütünün Karadeniz yapılanmasına karşı seyyar birlikte yer alarak Tokat’ın Turhal İlçesinde tabur komutanı olarak görev yaptığı öğrenildi. Binbaşı Başayar, bir ay önce, şehit düştüğü bölgede görevlendirildi.
Adı: Turan Kurt. Uzman Çavuş. 42 yaşında. Manisa-Salihli ilçesine kayıtlı. 16 yaşında  oğlu, 12 yaşında kızı var. Emekliliğine 9 ay vardı. Edirne’de görev yaptığı sırada tayini Hakkari’ye çıkan ve 17 Temmuz’da Hakkari’de görevine başlayan uzman çavuş Turan Kurt’un, 2 gün önce eşiyle telefonla görüştüğü, çevrede çatışmaların yaşandığını, 24 saattir postallarını çıkarmadığını söylediği ve “Burada her an her şey olabilir” diyerek helallik istediği öğrenildi.
Adı: Samet Kılıç. Uzman Çavuş, Ordu’nun Perşembe ilçesine bağlı Soğukpınar köyüne kayıtlı. 24 Temmuz’da aynı köyden Merve Kılıç’la evlendiği, 10 gün önce de eşiyle birlikte görev yerine döndüğü öğrenildi. Şehidin kardeşi Sercan Kılıç’ın da kısa bir süre önce askerden geldiği belirlendi.
Adı: Nazir Elitok. Uzman Çavuş. Kırıkkaleli. 2 yıllık evli olduğu ve 9 aylık bir oğlu olduğu öğrenildi.
Adı: Hakan Çil. Uzman çavuş. Kahramanmaraşlı. 3 aylık evli olduğu, annesinin yeni vefat ettiği öğrenildi. Şehidin babasına hemşire gelinini ziyaret için İstanbul’da olduğundan telefonda oğlunun sadece yaralandığı bilgisinin verildiği öğrenildi.
Adı: Vedat Gülder. Er. Ardahan’ın Göle ilçesinde kayıtlı. Şehit er Vedat Gülder’in üç çocuklu ailenin ortanca çocuğu olduğu ve bekar olduğu öğrenildi.
Ve diğerleri: Uzman çavuş Erhan Ar(Yozgat-Yerköy), Jandarma er Sadettin Arslan (Kayseri), Jandarma Komando Er Serkan Altay (Burdur Tefenni - Terhisine 89 gün kalmıştı). Korucu Cabbar Gültekin Hakkârili. 40 yaşındaki evli 6 çocuk babası
Hakkari Çukurca’dan 11 şehit haberinin geldiği günün akşamı, Kuzey Irak’a hava harekatı yapıldı. Diyarbakır 2’inci Hava Kuvvet Komutanlığı’ndan dün akşam artarda F-16 savaş uçakları havalandı. Sınırı geçen jetler, terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’ta bulunan kamplarını bombaladı. Elebaşların kampları vuruldu.
Sayın başbakan sonunda doğru olanı gecikmeli de olsa yaptınız. Peki, 2007’den beri niye beklediniz? 2007 de 118 şehit, 2008 de 150 şehit, 2009 da 135 şehit, 2010 da 141 şehit. Son 1 ayda 84 şehit. Madem şimdi bu harekâtı yapabiliyordunuz, bu cesareti kendinizde buluyordunuz, bunca vatan evladımız ölmeden niye yapmadınız. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu gençlerden biri sizin veya bizim evladımız da olabilirdi. Oğlunun şehit olduğunun haberini alan bir babanın ağlarken dilinden dökülenler; "Çok özlemiştim ben oğlumu..." Buna hangi yürek dayanır cevap verin. Bu işler masa başında posta koyup, ardını getirmemekle olmuyor.
Hükümete, muhalefete hepinize sesleniyorum. Biz M. Kemal Atatürk’ün yoktan var ettiği bir ulusuz. Silahımız, cephanemiz, paramız, ordumuz yokken topraklarımızı işgal edenlere:
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Diyerek Kurtuluş Savaşını kazanmış atalarımızın torunlarıyız. Bize o zaman hiçbir devlet söz geçirememiş, şimdi neden ABD’nin sözünü dinleyelim. Hepiniz birlik olun, birbirinize destek verin. Partililiği bir yana bırakın. Vatanını seven her Türk’ün gönlünde yattığı şu terör lanetini bir an önce sonlandırın. Ne olur, yüreği yanan ana-babaların, eşlerin, çocukların, daha da önemlisi Türk ulusunun bu acısını dindirin. Ocaklar sönmesin artık.
Yüce şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
Bir daha şehit yazısı yazmamak dileğiyle hoşça kalın. Saygılarımla.