Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Karaoğlu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Prevantif Onkoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Rüksan Çehreli, proje kapsamında, “Kanserde Farkındalık” Seminerinde, Tirelilerle bir araya geldiler. Seminere katılım yoğun oldu. 

    Kanserin  vücudumuzu oluşturan hücrelerin kontrolsüz, anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalması olduğunu belirten Prof. Dr. Aziz Karaoğlu, kanserin hemen oluşmadığını, oluşması için uzun bir sürecin geçmesi gerektiğini belitti. Karaoğlu şöyle devam etti: “Kanserin önlenmesinde, kontrolünde ve tedavisinde vücudun savunma sisteminin rolü çok önemlidir. Normal savunma sistemi, anormal değişime uğramış hücreleri yabancı olarak algılayıp hücreleri yok eder, fakat savunma sistemimizdeki yetersizlikler anormal değişime uğramış hücreyi belirleyemediği için bu kontrol mekanizmasının bozulmasına neden olur. Kanser hastalıkları, her yaşta görülebilmekle birlikte daha çok yaşlanma döneminde ortaya çıkmaktadır. Kısaca gelişim sürecini halen tanımaya çalıştığımız kanserin gelişimi; karmaşık, çok aşamalı bir süreçtir.”

 AKCİĞER VE MEME KANSERİ İLK SIRADA

    “Yapılan araştırmalara göre erkeklerde en yaygın kanser türlerinin sırası ile prostat kanseri (%29), akciğer kanseri (%14), kalın barsak ve rektum (%10) kanserleridir. Erkeklerde kansere bağlı en önemli ölüm nedenlerini ise sırasıyla %31 ile akciğer kanseri, %11 ile prostat kanseri, %10 ile kalın barsak/rekrum kanserleri oluşturmaktadır.
Yine kadınlarda en sık görülen kanserler; sırası ile meme kanseri (%30), akciğer kanseri (%12), kalın barsak ve rektum (%11) kanserleri ve rahim kanserleri (%6) oluşturmaktadır. Kadınlarda kansere bağlı en önemli ölüm nedenleri ise sırasıyla %25 ile akciğer kanseri, %15 ile meme kanseri, %11 ile kalın barsak/rektum kanserleri oluşturmaktadır.”  

 
    Erken teşhisin önemini vurgulayan Karaoğlu, bu sayede yaşam süresinin uzamasına dikkat çekti. Konuşmasında sık sık tütünün zararına değindi. Akciğer kanseriyle tütün arasındaki bağlantının önemini ortaya koyan şu çarpıcı bilgiyi aktardı: "Eğer dünyada tütün olmasaydı 10 akciğer kanseri vakasından 9'u olmayacaktı ve hangi tütün ürünü olursa olsun hepsi kanser riskini arttırıyor.” 
Prof. Dr. Aziz Karaoğlu, Kemoterapi tedavisi alan bireylerin kesinlikle kemoterapi ilaçlarının dışında her hangi bir takviye kullanmaması hususunda uyarılarda bulundu. Karaoğlu, medyada yanlış yönlendirmenin olduğunu ve kemoterapi ilaçlarının başka alternatifi olmadığını önemle vurguladı.
 
 CİPS YERİNE ANNE PATATESİ
    Yrd. Doç. Dr. Rüksan Çehreli konuşamasında, insanlığın yüzyıllar öncesinden itibaren bir arayış içinde olduğunu, farklı beslenme şekilleriyle hastalıklara karşı çözüm aradıklarını belitti. Sigaranın zararlarına değinen Çehreli, şişmanlığın kanseri tetiklediğini ve vücut kitle endeksinin mutlaka 20-25 bandında olması gerektiğini ifade etti. Çehreli, beslenmenin anne karnında başladığını ve çocukların beslenme çantalarına üzüm, leblebi gibi gıdaların konulabileceğini, hazır fast food yiyecekler yerine anne patatesi ve köftesinin yer alması gerektiğini ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Rüksan Çehreli, sağlıklı beslenme konusunda bilinen yanlış ve doğru uygulamaları hatırlatarak; doğru beslenmeyle genetik kökenli kanserler dışında kanserin önlenebileceğini belirtti
 
    Seminer  sonrasında Tire Kaymakamı Dr Hasan Tanrıseven’in mesajı katılımcılarla paylaşıldı. Seminere Tire Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Fatih Hayali, Tire Halk Eğitim Merkezi Müdürü Turhan Eke, sağlık çalışanları, kanser tedavisi görenler ve hasta yakınları başta olmak üzere vatandaşlar katıldı.

Editör: Haber Merkezi