Ercan ÇELİK

Türkiye’de tarım ve hayvancılık açısından en verimli ovalardan biri olan Küçükmenderes Havzası son yıllarda susuzluk tehdidiyle yüzyüze. Yaklaşık 20 yıl önce 15-20 metre derinlikte suyun bulunabildiği havzada şu anda artezyen kuyuları için 300 metreye kadar iniliyor. Hal böyleyken, Küçükmenderes’te tarım ve dolayısıyla hayvancılık, günden güne zorlaşıyor.

Küçükmenderes’teki susuzluk tehdidini her fırsatta gündeme getiren Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, havzadaki su sorunu çözülmediği takdirde, 5 yıl sonra sulu tarımın mümkün olamayacağını söyledi.

“SU OLMAZSA OT, OT OLMAZSA ET VE SÜT OLMAZ”

Eskiyörük, “Tarım ve hayvancılığın bugün ciddi sorunları var ama hepsinden önce su sorunu ele alınmalı. Su olmazsa ot olmazsa, ot olmazsa et olmaz, süt olmaz. Malesef geleceğimiz büyük tehlikede. Şu an zaten tehlike başladı ama daha canımız yanmadığı için henüz farkında değiliz. Çünkü canınızın yanması için tarımı yaşamanız gerekiyor. Masa başında bunu anlayamazsınız. Ben çiftçiyim. 20 yıl önce başladı canımız yanmaya. Çünkü yeraltı suları her geçen yıl çekile çekile dibe oturdu. Çok az bir su tabakası kaldı. O da belli yerlerde. İnsanlar da o suyu bulabilmek için tarlasını delik deşik ediyor. Ne yapsın? Tarım ve hayvancılığa devam edebilmesi için o suyu bulmak zorunda. O da bitecek yakında. Ben bir yaşayan olarak 5 yıl sonra artık Küçük Menderes’te sulu tarım malesef bitecek.”

“ÇÖZÜM: ATIK SULARI TARIMSAL SULAMAYA KAZANDIRMAK!”

Tarım ve hayvancılığı bitme noktasına getiren su sorununun sadece çiftçiyi değil, tüm vatandaşları ilgilendirdiğinin altını çizen Eskiyörük, çözüm önerilerini de şöyle sıraladı; “En etkili çözüm, atık suları tarımsal sulamaya dönüştürmek. Devlet fazla su tüketen organize sanayilere, belediyelere atık sularını arıtıp, tarımsal sulamaya uygun hale getirmeyi şart koşmalı. Vahşi sulama yasaklanmalı. Damlama sulama sistemlerine geçilerek su, daha tasarruflu kullanılmalı. Devletin bu konuda çok büyük destekleri var. Yüzde 50 hibe, 0 faizli kredi gibi. Fakat çiftçimizin büyük bir çoğunluğu bundan faydalanamıyor çünkü kuyuları ruhsatlı değil. Bu ruhsat konusunda da devlet, damlama sulama yapanlara ruhsat vererek teşvik etmeli.”

“SANAYİDE DE BÜYÜK YANLIŞLAR YAPILDI”

Tire’de faaliyet gösteren kağıt fabrikasının da yer altı sularının tükenme noktasında gelmesindeki payına değinen Eskiyörük, “Plansızlık sadece tarımsal üretimde değil. Sanayide de büyük yanlışlar yapılmış. Dünyada en fazla su tüketen kağıt fabrikası, Küçükmenderes’in göbeğine kurulmuş. Halbuki dünya bunu nehir kenarlarına kurarken, biz en fazla su tüketen sanayiyi ovanın ortasına kurarak, yer altını sömüre sömüre suyu bitirdik. Onun atığı da malesef şu anda Küçükmenderes’e akıyor. Bizim çocukluğumuzda yüzmeye gittiğimiz, balık yakaladığımız hatta susadığımızda içtiğimiz o Küçükmenderes’in suyu şu an baktığınız zaman midenizi bulandıracak derecede iğrenç şekilde sanayi atıklarını taşıyan dere haline geldi.” dedi.

“BU YIL DAHA KÖTÜ GEÇECEK”

Eskiyörük, “Şu an tehlike başladı. Bu yıl, geçen yıl dan çok daha kötü geçecek. Su olmadıktan sonra tarım ve hayvancılığın sorunlarını konuşmanın anlamı yok. Su konusu tüm canlılar için hayati önem taşıyor. Devletin öncelikli kaynaklarını kullanma alanı bu olmalı.” Dedi.

Editör: Haber Merkezi