Ulema; “1 Kasım seçimleri memleket meselesi haline gelmiştir”

AK Parti İzmir Milletvekili Nesrin Ulema, 1 Kasım seçimlerinin son zamanlarda yaşanan iç ve dış gelişmeler göz önüne alındığında memleket meselesi haline geldiğini söyledi. Ulema, “Ülkemizin yarınları için milletimizin en doğru kararı vereceğine inancım sonsuz. Halkımız birlik ve beraberlikten yana oy kullanacaktır” dedi. Tire’de, köy, mahalle, muhtarlık ve ev ziyaretlerinde bulunan Ulema, 1 Kasım öncesi, “Haydi Bismillah” diyerek yola çıktıklarını hatırlattı. “7 Haziran’da, toplumun bize verdiği mesajlar üzerinde titizlikle çalıştık” diyen Ulema, “Emeklilerden, gençlere, kadınlara, engellilere, çiftçi ve esnafa kadar insana dokunan ve toplumun her kesimini kapsayan yeniliklerle dolu bir seçim beyannamesi hazırladık. 13 yıllık iktidarımızda, demokrasi, sandık ve kalkınma devrimi gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.

Koalisyonun neden kurulamadığını ve terörün şu andaki durumunu millete iyi anlatmak gerektiğini belirten Ulema, “7 Haziran sonrası milletin verdiği mesaj doğrultusunda koalisyon çalışmaları için heyetler görevlendirildi. Öncelikle, AK Parti, MHP koalisyonu için çalışmalar başlatıldı. Ama Sn. Bahçeli her türlü teklifimize ‘hayır’ dedi. Zaten, 8 Haziran’da yaptığı açıklamada ise ilk seçim kararını veren de Bahçeli’nin kendisi oldu. Unutulmamalı ki, Sn Bahçeli uzlaşmadan uzak tavırlarıyla Cumhuriyet tarihinde ilk kez kurulan seçim hükümetine bakan vermeyerek, HDP’li 2 bakanın kabineye girmesini sağladı. Ayrıca, MHP’nin önde gelen sağduyulu isimleri Tuğrul Türkeş ve Meral Akşener’in önünü kapatarak, partisine darbe vurdu. CHP ile yapılan görüşmelerde ise dış politika ile özellikle 3’ncü havalimanı ve enerji gibi büyük yatırımlar konularında birlikte çalışamayacağımız anladık” dedi. 

Bu ülkede yaşayan vatandaşların, “artık bu topraklarda PKK terörünü bitirelim, barış olsun, sorunlarımızı mecliste çözelim” diye HDP’ye bir fırsat verdiğinin altını çizen Ulema sözlerini şöyle sürdürdü. “11 Temmuz’da, KCK eylemsizlik kararından vazgeçti. Ardından Suruç’ta bomba patlatıldı. HDP ise PKK’yı asla kınamadı ve teröre destek verdi. Gerçek yüzlerini gösterdiler. Eş başkanlarının sırtlarını nerelere dayadıklarına ilişkin beyanatları, bir tükürükle PKK’nın Türk ordusunu boğabileceği türünden haddi aşan bir takım söylemler devreye girdi. Dokunulmazlık zırhına bürünen HDP milletvekillerinin kendi araçları ile silah sevkiyatına aracılık ettikleri ortaya çıktı. Yatağında uyuyan iki polisimizin şehit edilmesi ve ardından özyönetim ve özdenetim ilan edenlere karşı AK Parti ve Türkiye Cumhuriyeti tabii ki gerekeni yapacaktı. ‘taviz verdiniz, bunlara siz fırsat verdiniz’ diyenlere söylüyorum. Türkiye milli savunma araçları ile terörün üstüne gidiyor. Bu topraklarda eline silah alıp, hak, hukuk aradığını iddia edenler şunu iyi bilsinler. Tek bir terörist kalmayıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Türkiye’nin kalkınıyor olması, çok önemli projeleri hayata geçirmesi bazı güçleri rahatsız etti. 8 Haziran’da, Türkiye içindeki istikrarsızlıktan faydalanmak isteyen karanlık güçler PKK terörünü meydana sürdüler.”