CHP Tire belediye başkan aday adaylarından olan ve PM kararından 2 hafta önce “benim adayım TUNÇ SOYER” diye açıklama yapan İnşaat Mühendisi Burak Alp ERSEN seçime az bir zaman kala karanlık çevrelerin basın yoluyla oluşturmak istedikleri algıya yönelik gazetemize şu değerlendirmeleri yaptı:

“Tunç SOYER, güzel İzmir’e yakışacak doğru-dürüst-namuslu bir insandır. 10 yıldır yapmış olduğu belediye başkanlığı görevi boyunca ne CHP’ye ne de kendi yüzüne kara çalacak hiçbir icraatın içine girmemiş, küçük bütçeli bir belediye olan Seferihisar Belediyesi’nde önemli işler başarmış bir partili belediye başkanımızdır. Kendisine rahmetli babası üzerinden yüklenmelerinden bir sonuç çıkaramadılar, şimdi de yalan-yanlış bilgi ve gerekçelerle karalamaya çalışıyorlar. Bir insanın suçlanacağı alanlar Adliyelerdir. Bir kimse yanlış bir iş veya işlem yapmış ise elinizdeki bilgi-belge ve kanıtlarla gider şikayetçi olur ve gerekli cezayı alması için mücadele edersiniz. Ancak Tunç SOYER’in halkçı anlayışından rahatsız olan iktidar yanlısı bazı çıkar çevreleri, Tunç SOYER’in adaylığının konuşulduğu tarihten beri kendisini yıpratmak ve halk nezdinde itibarsızlaştırmak için her yolu deniyorlar. Aynı çevreler FETÖ ile birlikte orduya kurdukları kumpasın sonucunda, Genelkurmay Başkanının Terör Örgütü Lideri suçlamasıyla hapse atılmasını sağlamıştı. Mevcut başkanımız Aziz KOCAOĞLU ve bürokratlarını 400 yıla yakın ceza istemleri ile yargılatmışlardı. Bu ülkenin yurtsever subaylarını ve aydın insanlarını suçsuz yere yıllarca hapislerde çürütmüşlerdi. Kumpas kurmayı kendilerine iş edinmiş bu tipler şimdi de ipe sapa gelmez iddialarla adayımıza yükleniyorlar. Kendinden olmayan her kesime hain, terörist gibi yaftalarla saldıran bir yapı var karşımızda. Bu Türkiye’deki demokrasi anlayışını geri götüren bir yapı. Bu kötü dil ve anlayış maalesef tüm toplumu olumsuz yönde etkiliyor. Toplumda kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi hareket etmeyen komşusuna-büyüğüne-küçüğüne hain diyebilen bir anlayış oluşmaya başladı. Toplumun ruh sağlığı da bu şekilde bozulmaya başlıyor maalesef. İnşallah ülkemiz üzerindeki bu kara bulutlar dağılıp, yerini aydınlık bir bahara bırakacaktır.

Tunç SOYER’in dili başka bir dil. Sevgi dili, barış dili, kardeşlik dili. İzmir’e yakışan yapıcı ve uzlaşmacı bir dil. Tunç SOYER’le öncülüğünde, değerli başkanımız Aziz KOCAOĞLU ile başlayan İZMİR MODELİ anlayışı daha kapsayıcı ve kucaklayıcı bir şekilde büyüyecektir. İzmir’de; Ankara’daki siyasilerin aksine sevgi ve kardeşlik dili hakim olmalıdır, olacaktır. Tunç SOYER’in televizyon programlarında ve katıldığı mitinglerde kullandığı dil ve açıkladığı projeler bunun en büyük kanıtıdır. 

Tunç SOYER’in İzmir’in dar gelirli ve yoksul kesimleri için, arka sıradakileri için, üreticileri için, kadınları ve gençleri için planladığı ve Cemre toplantılarında açıkladığı projeler İzmir’in marka değerini daha da arttıracaktır.

Ben Tireli hemşerilerimize, yapılan karalamaları boşa çıkarmalarını ve Büyükşehirde Tunç SOYER’e teveccüh gösterip İzmir ortalamasının üzerinde bir oyla ona sahip çıkmaları için çağrı yapıyorum.

Gelin hep birlikte Pazar günü sandıklara gidelim ve oyumuzu Türkiye’nin geleceği için kullanalım.

31 Mart Pazar günü;

Bir oy geleceğin için,

Bir oy iş için, aş için,

Bir oy inandığın gibi yaşamak için,

Bir oy özgürlüğün için,

Bir oy engelsiz bir yaşam için,

Bir oy yediğimiz lokmayı, içtiğimiz suyu ve aldığımız nefesi veren doğa anamız için.

Bir oy, sen ben demeden, hep birlikte yaşamamız için.

Unutma! Sen yoksan çok eksiğiz.

Bir oy hepimiz için.”

Editör: Haber Merkezi