Toplumun bugün büyük bir çıkmazı olan sanal iftiralarla her an birileri karalanmaya çalışılıyor.Tabii bu işleri yapan bunun manevi sorumluluğundan haberi yok. Bir haberin kaynağı araştırılmadan doğruluğuna hüküm veriyorsanız ve sanal ortam (facebook , twitter ) yayınlıyorsanız siz de yapan kadar sorumlusunuz demektir.

           Bediüzzaman (ra) : “1939-40 yıllarda her ölen 40 kişinin 39 kaybetmiştir. Kimin için söylüyor o zaman ki ,camii cemaatı için …”

           Peki bu camii cemaatının suçu neydi? İşte bu insanların tek bir suçu vardı. O’da namazdan sonra oturup radyo haberleri dinliyorlardı. Kimisi Almanya’yı kimisi ise Rusya’yı tutuyordu. Onları haklı görüyordu.Orta da bilmedikleri bir şey vardı. Niyet ile düşünce ile tasdikledikleri bu insanların her haline ortak oluyorlardı. Onların yaptıkları günahları oturdukları yerden alıyorlardı.

           Bugün de  bir kişi dese Esed halkına doğru yapıyor .Suriye halkı da bunu hak etmiş dese işte dananın kuyruğu kopuyor. Esed’i desteklediğinden onun mazlumlara yaptığı, bütün zulüm ve katilliklerine ortak oluyor.Suriye halkına da hak etmiş diyorsa o halkta bunu hak etmediyse ki,etmemiştir o halka iftira ediyor.İşte bir insana oturduğu yerden günah olarak bu yetmez mi?

           Diyelim ki ,Sayın Başbakanımız ile ilgili bir haberin doğruluğunu bilmeden evet doğrudur deyip onaylarsak  biz de o  kişiye iftira etmiş oluyoruz.Desek  ki,pişman oldum. Ben sayın Başbakanımızdan özür dilesem ve hakkını helal et desem başbakanım bana hakkını helal edemez.Neden çünkü ona istinat edilen söz onun şahsına ait değil.Başbakanlık sıfatına ait. O zaman onu seçen bütün seçmenleri bulup  onların huzurunda helallik dilemek gerekiyor. Bu da imkansız.

          Bu tıpkı Mısır  veziri ben  , Hz.Yusuf’u  (as) affettim. Hapishaneden çıkabilir demesine rağmen Hz.Yusuf (as) hapishaneden çıkmamış. Demiştir ki, bütün halkın önüne  bana iftira atan çıkacak benim suçsuz olduğumu söyledikten sonra hapishaneden çıkarım. Hakkımı helal ederim. Aksi takdir de ölene kadar burada kalacağım demiştir.Bir Peygamber bunu diyorsa  ve helalleşme yolu olarak da bunu gösteriyorsa  o zaman vay bizim halimize….

          O zaman  gelin yarın altından kalmayacağınız cinayetlere ortak olmayınız. Gözünüzle görmediğiniz hiç bir şeyi onaylamayınız. Yoksa bu sorumluluğun altından asla kalkamazsınız. Yakıtı insan ve taş olan cehennemin dehşetinden korkunuz.

          Peygamberimiz (sav): “Benim bildiklerimi bilseydiniz ,az güler çok ağlardınız.” Buyurmaktadır. Ey Sanal medyayı kullanan kardeşlerim doğruluğunu bilmediğinizi şeyleri onaylayıp yayıyorsunuz ya ,işte sizde o haberi oraya koyan kadar suçlu oluyorsunuz. Belki bir tıkla binlerce cinayete sebep oluyorsunuz. Benim bütün kardeşlerime tavsiyem şu ne olur herkesi güzel görün . Herkes hakkında güzel düşünün ve  herkesin hayatının  güzel olmasını dileyin .

          Çünkü bütün insanlar güzeli hak eder. Çünkü insan Allah’ın  (cc) halifesidir.Yine unutmayın ,söz ağızda iken söze siz sahipsiniz. Söz ağızdan bir çıktımı söz size sahip olur. Telefon elinizde iken telefona siz sahipsiniz. O tuşa dokunup yaydığınızda  o size hakim olur. Bundan sonra da savunulacak yanınız kalmaz. Eğer insansanız ve vicdanınız ölmemişse. Yoksa ben ne söylesem boş.

         Ben yine de sözlerimi şöyle bağlamak istiyorum büyük alimlerin dediği gibi o büyük günde Rabbimin karşısına bu isnat ve suçlarla ne kendim ne de bu işleri yapanla çıkmak istemem. O’ndan dolayı da bana düşen yönü ile ben hakkımı helal ediyorum.  Çünkü benim inancım ve misyonum bunu gerektiriyor.

Saygılarımla…..