Ergün ÇELİK

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Tire’nin geleneksel lezzeti koruk şerbetinde sezon açıldı. Bağlardan özenle toplanan koruklar Işık Ailesi’nin elinde o meşhur şerbete dönüşüyor. Kentte yüzyıllardır tüketilen koruk şerbetine ilgi günden güne artarken, Tire’de üretilen enfes lezzet turizm bölgeleri başta olmak üzere yurdun dört bir yanına gönderiliyor. Yaz aylarında sıcaklara bağlı yaşanan halsizlik ve kurdeşen gibi rahatsızlıklara da faydası olduğu bilinen şerbet her koruktan olmuyor. Kaliteli ve lezzetli şerbet sadece Yediveren Koruğu’ndan elde ediliyor.

“TALEPLERE YETİŞEMİYORUZ”

Eşi Lütfiye Işık ile birlikte 40 senedir koruk şerbeti yaptığını belirten 71 yaşındaki Mustafa Işık, koruk mevsimi geldiğinde taleplere yetişemediğini söyledi. 18 tane kafeteryaya sürekli üretim yaptığını kaydeden Işık, Tire’nin meşhur şerbetini İstanbul’a kadar gönderdiklerini söyledi. İlçede ‘Korukçu Mustafa’ olarak da bilinen Mustafa Işık, yaptığı açıklamada şöyle konuştu;

“Ben Mustafa Işık. Tire’nin eski kahvehanecilerindenim. Bu koruk işini 35-40 seneden beri aralıksız yapıyoruz. Şimdiye kadar ürünlerimizde hiçbir katkı maddesi kullanmadık. Ne renklendirici, ne tatlandırıcı ne koruyucu kullanmadık. Bu ürünün tamamen doğal olmasını sağladık. Başarımızın ürünlerimizin sevilmesinin tek sebebi budur. Doğal olmasıdır. Temizliğimize çok dikkat ediyoruz. Üreticilere koruğun yetiştirilmesini bile tarif ediyoruz. Tedarikçilerimiz korukları itina ile yetiştiriyorlar bize de tertemiz koruklar geliyor. Bazen vatandaşlara şerbet yetiştiremiyorum. Aşağı yukarı 18 tane kafeye ürün veriyorum. Tire dışında Bodrum Antalya gibi turistik merkezlere hatta İstanbul’a kadar ürün gönderiyorum. Ama o şerbetleri buradan donuk olarak gönderiyoruz. Orada ürünlerimiz çözülüyor. Ondan sonra içime hazır hale geliyor.

“NESİLLER BOYU SÜRSÜN İSTİYORUM”

35 senedir eşi Mustafa Işık’a şerbet yapımında yardımcılık yapan Lütfiye Işık, Tire’ye özgü olan koruk şerbeti geleneğinin nesiller boyu sürmesini istediğini söyledi. 62 yaşındaki Lütfiye Işık, yapımı binbir emek isteyen şerbeti şu cümlelerle anlattı;

“Eşim Mustafa Işık ile beraber 35 senedir yaz aylarında sezonluk koruk şerbeti yapıyoruz. İçimi çok güzel. Yöremizi tanıtmak amaçlı çalışıyoruz. Üretimimiz Haziran 15 gibi koruklar büyüdüğü zaman başlıyor, Ekim ayının ortalarına doğru havanın sıcaklığına bağlı devam ediyor. Biz bu koruk şerbetinin sadece Tire’ye özgü olduğunu biliyorduk ama şimdi artık koruk şerbeti meşhur olduktan sonra herkes bizim yöremize özel diye söylenmeye başladı. Ben de televizyon programlarında yemek programlarında görüyorum ama yıllardır biz bu koruk şerbetinin Tire’ye ait olduğunu biliyoruz.

Ben koruğumuzun Tire adıyla bilinmesini çevresinin genişlemesini istiyorum. Sadece Tire’de kalsın istemiyorum. Tek amacım tek gayem bu. Bu tanıtılsın istiyorum. İlerde bizden sonraki nesle bir koruk şerbeti yapanlar vardı densin. Bu böyle nesiller boyu sürsün. Koruklarımızı temin ettiğimiz arkadaşlar kesip getiriyorlar. Biz bunları tek tek ayıklıyoruz. Sapından ayırıyoruz. Ondan sonra onu iki yada üç kere yıkıyoruz. Makinadan geçiriyoruz. Makinadan geçirdiğimiz koruğu bir kere tülden geçiriyoruz. Bu birinci aşama. İkinci aşamada şekerliyoruz sulandırıyoruz. Tekrar tülbentten geçirip kıvamına getiriyoruz. Sonra tekrar süzgüden geçirerek şişeleme işlemini gerçekleştiriyoruz.

İçime hazır kıvamda buzdolaplarında saklıyoruz. Alan arkadaşlar bunu çalkalayarak tüketir. İçerisine tekrardan ne su ne şeker ilave gerekmiyor. Biz tam kıvamında bunun satışını sunuyoruz.

Normal bir buzdolabında 2 gün dayanır. İçinde koruyucu madde olmadığı için bu süre kısadır. Ama dipfrizde donduktan sonra yıllarca saklanabilir.

Editör: Haber Merkezi