Tire’ye UFO düştü: tanıklar anlatıyor

Sirius Ufo Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Haktan Akdoğan, geçtiğimiz akşam HaberTürk Televizyonu’ndan yayınlanan “Öteki Gündem” e konuk oldu. Daha önce Tire’deki UFO vakalarının yoğunluğu dolayısıyla defalarca Tire’ye gelen Akdoğan, son olarak Tire Çoban Mezarlığı mevkiinde yaşayan 4 kişilik bir ailenin uzaylı bir varlıklar olan temasını açıkladı. 

Akdoğan aynı programın önceki bölümünde Ege’de bir köye UFO düştüğünü söylemiş fakat bu köyün ve ailenin ismini vermemişti. Konuyla ilgili araştırmasını ve görüşmelerini tamamlayan Akdoğan, UFO’nun Tire’de Çoban Mezarlığı Mevkii’ne düştüğünü açıkladı. 

Ali Gacaner, eşi Mukadder Gacaner, oğlu Tayfun Gacaner ve Gelini Türkan Gacaner Tire’ye düşen uzaylıyı birebir gören tanıklar. Tire’nin batısında yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta olan Çoban Mezarlığı mevkiisinde kırsalda bir evde yaşayan aile, Haktan Akdoğan’a başından geçenleri anlattılar. Ali Gacaner o korku dolu geceyi şöyle anlatıyor; “14 Haziran 2008 tarihinde gece saat 12:30 sıralarında oğlum, eşim ve gelinim ile birlikte evin bahçesindeydik. Hava sıcak olduğu için avluda oturuyorduk. Bir anda büyük bir gürültüyle bir ateş topu düştü. Hepimiz çok korktuk. İlk başta, uçak ya da uydu parçası düştü sandık. Köpekler havlamaya başladı. İneklerimiz bile zincirle bağlı olmalarına rağmen kendi etraflarında dönmeye başladılar. Hemen biz ailecek ateş topunun düştüğü yere yöneldik. O tarafa baktığımızda karşımızda şeffaf, ışıklar saçan bir varlıkla karşılaştık. Büyük gözleri ve kulakları vardı. Yaklaşık 1,60 m. Boyundaydı ve bize bakıyordu. Biz üzerine doğru yöneldiğimizde gözlerini bizden ayırmadan yavaş yavaş geri geri gidiyor, bizden uzaklaşıyordu. Biz çok korkmuştuk.”

Gelinim hemen ev telefonumuzdan polisi aradı. Polise gelin bizi kurtarın dedi. Polis, bulunduğumuz alanın yetki alanları dışında olduğunu söyleyerek, bizi jandarmaya yönlendirdi. Hatta jandarmanın değil, direkt komutanın numarasını verdi bize. Biz bu numarayı aradıktan yaklaşık 20 dakika sonra çift kabin bir araçla yaklaşık 10 kişiden oluşan bir jandarma ekibi geldi. Başlarında başçavuş vardı. Başçavuş ve askerler burada üzerlerini değiştirdiler. Silahlarını tam şekilde doldurdular ve varlığın olduğu yöne doğrulttular. 

Komutan askerlere ‘siz burada bekleyin’ dedi ve bir askere el feneri vererek onunla beraber varlığa doğru yöneldi. Varlığa iyi yaklaştıktan sonra ona birşeyler sıktı ve omuzundan tutarak onu yakaladı. Yakaladıktan sonra hızlıca geldikleri çift kabin araca bindirdi. Varlığı araca bindirirlerken ayağının alt kısmını gördük. Bembeyazdı. Jandarma varlığı alıp buradan uzaklaştı ve bize konuyla ilgili herhangi bir bilgi vermedi.”

Vakaya tanık olan aileyle yaptığı bu özel röportajı HaberTürk televizyonunda paylaşan Haktan Akdoğan, daha sonra olayı yorumladı. 4 kişinin tanık olmasının yaşanan vakanın gerçekliğini ortaya koyduğunu belirten Akdoğan, ihbar üzerine gelen birimin olay yerinde üzerine özel bir kıyafet giymesinin, gelen birimin hazırlıklı olduğunu gösterdiğini söyledi. Akdoğan “ Bu konuyla yaklaşık bir yıldır ilgileniyoruz ve araştırıyoruz. Tanıkların doğru söylediklerine eminiz. Olay 2008 yılında olmasına rağmen hala daha aynı heyecanla anlatıyorlar adeta olayı tekrar yaşıyorlar. Biz bu konuyla ilgili Jandarma Alay Komutanlığı’na başvurduk fakat bilgi alamadık. Bu birşeylerin yaşandığını ve örtbas edildiğini gösteriyor.”dedi.

“Literatüre baktığımıda tanıklardan aldığımı bilgiler doğrultusunda bizce gördükleri biyolojik bir varlık değil. Çünkü dünya dışı varlıklar öncü keşif gemileriyle yaptıkları bu seyahatlerde hiçbir zaman tek varlık dolaşmaz. Araçlarla 2 olur 3 olur 5 olurlar. Bir de ana gemiyle irtibatlı olurlar. Bu vakada bir araç da yok. Bizce bu varlık oraya bir şekilde bırakılmış. Android olabilir. Robotik bir varlık olabilir. Biyolojik bir varlık olduğunu düşünmüyoruz. Ama dünya dışı kaynaklı olma ihtimali çok yüksek. Çünkü belli bir formda varlık tasvir ediyorlar. Bu tür kanıtları belki özellikle bırakıyorlar.”

“Bu karşılaşma kesinlikle çok enteresan bir karşılaşma. Önemli bir konu. Çok büyük bir gürültüyle düşüyor. Düştükten sonra da hareket ediyor. Kafasını çeviriyor. Yürüyor. Onlar nereye bakarsa o da kendini o yöne doğru çeviriyor. Gözleri ve kulağı olduğunu söylüyorlar. Kolları ve omuzları var. Vakanın meydana geldiği yer bir arazi. Orada birçok hayvan da var. Köpekler var. Hepsi varlığın etrafını sarıyor fakat yaklaşamıyorlar. Dolayısıyla hayvanların da tedirgin olduğunu görüyoruz. Bu da literatürde hayvanların tepkileriyle de çok örtüşüyor.”