Sevgili dostlar, bugün değişik bir konu üzerinde yazmaya karar verdim. Konu tiyatro. Sizlere açık yüreklilikle ifade edeyim ki ben tiyatroyu hem sinemadan, hem de televizyon dizilerinden daha çok seviyorum.
Günümüzde sinema filmlerine, televizyon dizilerine ilginin daha fazla olduğu bilinen bir gerçek. Toplum tiyatrodan uzaklaşmaya başladı. Mutlaka tiyatrodan vazgeçemeyen bir kesim var, ama eskisi gibi olmadığını herkes biliyor. Çocuk oyunları bilhassa çok önemli. İlk izlenim, yani bir çocuk tiyatroyu izleyip sevdiği takdirde hayatı boyunca bu böyle sürer gider ve kendi çocuklarına da bu sevgiyi aşılar. Ancak bunu yapabilmek için bir yerden başlamak ta şart. Türkiye nüfusunda o kadar çok çocuk var ki. Bunun yanı sıra onları tiyatroya yollamayacak, izin vermeyecek birçok ta veli var. Önce bu velilerin bilinçlendirilip tiyatroya gitmesinde herhangi bir sakınca olmadığı onlara anlatılmalı.
Tiyatroyu sevdirmek için Atatürkçü Düşünce Derneği olarak büyük çaba harcıyoruz. Ben yönetime girmeden önceki dönemlerde yönetimde olan arkadaşlar Tire’ye tiyatro getirseler de izlesek diye beklerdim. Daha sonra yönetime geldiğimizde bu konuya büyük önem verdik. İlk olarak Turgut ÖZAKMAN’ın ünlü eseri “Şu Çılgın Türkler” oyununu getirdik. Samsun Sanat Tiyatrosu’nun bu oyunu şehrimizde büyük bir ilgi ile izlendi. Ardından yine aynı ekibin “Diriliş: Çanakkale 1915” oyununu halkımıza sunduk. Büyük bir ilgi bekliyorduk. Ancak üzülerek belirteyim umduğumuzu bulamadık. Yönetimdeki arkadaşlarım bilet satmaya çıktığında karşılaşılan durum şu: “Hangi tiyatro geliyor?”, “Hangi gün?”, “Saat kaçta?”, “Konusu ne?” Bu sorular yanıtlandıktan sonra son söz söyleniyor:“Konu komedi olsaydı gelirdim”, “O gün benim işim var”, “Misafir gelecek.” İyi de madem gelmeyeceksin, niye yokuşa sürersin. Baştan “gelmek istemiyorum” de.
Daha sonraları Ankara Ekin Tiyatrosu’nun “Deccal”, “Deliler Boşandı” ve “Memleketin Birinde”; Samsun Sanat Tiyatrosu’nun “Satılık Mahalle”; İstanbul Kara Tiyatro’nun “Yetti Gari” ve son olarak İzmir Şehir Tiyatrosu’nun “İşte Budur” oyununu halkımız için getirdik. Daha ünlü oyunculardan kurulu tiyatrolar da getirilebilir. Ancak bu ekiplerin istedikleri ücret fazla oluyor. Biz anlaşmamızı yaparken bir rakam civarında anlaşıyoruz. O ekip adına biletleri satıyoruz. Kısacası gelir elde etme gibi bir düşüncemiz yok. Büyük kentlerde 25 ile 35 TL arasında değişen ücrete oynanan oyunları biz halkımıza 10-12,5 TL arasında izlettirmeye çalışıyoruz. Amacımız tiyatroyu Tireli hemşerilerimize sevdirmek.
Bu büyük oyunlarının yanında elbette küçükleri de ihmal etmiyoruz. Her oyunun yanında küçükler için çocuk oyunları da getiriyoruz. Oyun sırasında sevgili yavrularımızın attıkları çığlıklar, kahkahalar görülmeye değer. Bazı velilerden “Neden sık sık getirmiyorsunuz?” diye olumlu eleştiriler alıyoruz. Keşke her ay getirebilsek.
Tiremizde de tiyatroya gönül vermiş değerli kişiler var. Nurettin Gönen, Halis Cenk Dolu, Ayhan Kuşçu gibi. Hatta son izlediğimiz Ayhan Kuşçu’nun yazıp yönettiği “Acil Servis” adlı oyun büyük bir kalabalık ve ilgi ile izlendi. Bunda oyunun ücretsiz oluşunun payı büyüktü. Ancak oyunu izlerken şunları gözledim. Tire halkı yavaş yavaş tiyatroya ısınıyor. Umarım böyle devam eder. Tire’de çok yetenekli gençler var. Ellerinden tutulur, kendileri de azimle devam ederlerse ileriki yıllarda adlarından sıkça söz edilecek, bundan eminim.
Önümüzdeki günlerde tiyatro etkinlikleri ardı ardına geliyor. Önce büyük usta Levent Kırca “Azınlık” oyunu ile 8 Kasımda Tire’de. Bu değerli sanatçıyı bize Tire Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi izlettirecek. Şimdiden yerimi ayırttım bile. Yine Halis Cenk Dolu’nun yazıp yönettiği “Eşrefpaşalı” oyunu yakında sizlerle buluşacak. Tire ADD olarak kasım sonlarında bizim de bir oyunumuz olacak. Hem büyükler, hem çocuklar için Ankara Kültür Tiyatrosunun “Fehim Paşa Konağı” adlı oyununu şehrimize getireceğiz. Tek isteğimiz siz hemşerilerimizde tiyatro sevgisi oluşturmak. Ulu önder Atamızın “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” sözünü unutmayalım. Yine M. Kemal’in “Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkâr olamazsınız.” sözleri doğrultusunda sanatçıya hak ettiği önemi verelim.
Saygılarımla, hoşça kalın.