Biliyoruz ve inanıyoruz ki bu dünya tek nefese dahi güvenilmeyecek kadar fani… İnanıyoruz ki bu fani dünyada bize bahşedilen leziz nimetlerin tek ve yegâne sahibi merhametiyle bütün âlemleri kuşatan Rahim-i Zülcelal Hazretleridir.
Toprağı var eden O’dur. 
Toprak güneş yağmur ilişkisini “kûn” emriyle ihata edip akıllara durgunluk veren mucizesiyle o topraktan nebatatlar bitiren de O’dur. 
İnanıyoruz ki bizi bu fani âlemde var ettikten sonra başıboş ayyaş ve serkeşliğe terk etmemiş; bütün kudreti nazarı nefesi üzerimizde olan da O’dur. 
Gördüğümüz ve görmediğimiz bütün âlemleri biz insanlara hizmetkâr kılan ve insanı başlı başına bir âlem olarak var eden "sevdim var ettim" sözüne insanı muhatap kılan, sevginin var etmek sahip çıkmak yalnız bırakmamak merhametiyle kuşatmak olduğunu öğreten O’dur.
Bunun yanında O’nun bildirmesiyle biliyoruz ki insan tefekkür ettiğinde küçücük bir karıncayla terbiye olabilecek, aldığı tek nefesle hikmetler deryasına dalabilecek ve tek gayesi zerreden kesrete kadar her şeyin sahibi Rahman ve rahim Zülcelal’e kavuşmak ona ulaşmak olacaktır.
Buna binaen madem bunları biliyoruz ve inanıyoruz, her şeyin sahibi O iken insanoğlunun dünyayı bu denli sahiplenmesi pek akıl işi değildir.
Hakeza sahip olduklarıyla yetinmeyip başkasına bahşedilen nimetlere göz dikmesi onu elde etmek için kan dahi dökecek kadar gözünü karartması ihtirasa kapılıp iblisin libasına bürünmesi tefekkür sahibi insanın işi değildir.
Rahim sıfatıyla kendisine inansın ya da inanmasın tüm insanlığı merhametiyle kuşatan her şeyin sahibi Rab ‘’falanca kişi emirlerime uymadı, filanca kişi yasaklarıma dikkate almadı’’ deyip nimetlerinden kimseyi yoksun etmemiştir. 
İnsanoğlunun kendini bu denli nimet sahibi saymak yerine tefekkür ve şükür mülahazasında bulunması gerekir. "Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnız O'na kulluk ediyorsanız."(2.172)
O’nun bildirmesiyle biliyoruz ki; O, azgınları ve şımarıkları sevmez maalesef insanoğlu önce tefekkürü terk etti, sonra onu kaybetme kaygısını ve sonrasında zaten unuttu azdı şımardı. …
"Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez"(Nisa, 36)
Sevilerek var edilip sayısız nimetler verilen bizler, bizi seveni sevdiği için var edeni çok üzdük, onu bir kenara bırakıp her şey bizim sandık öyle ki "bir gün herkes hesap verecek " vaadini duymadık bile..
İnanıyoruz ki ilk ve son söz sahibi Allah (cc) her şeyin sahibidir.
Haddi aşıp azgınlık yapanlar nimetleri kendilerinin sanıp şımaranlar, Rab olana başkaldırmışlardır.
Bu yoldan dönenlere son vakte kadar mühlet veren Rab tövbe etmeyenlerle elbette hesaplaşacaktır.
Hesabın en çetin gününde tefekkür deryasından çıkmış, Kur’an ipini bırakmış, her şeyden bihaber; sarhoş, serkeş, ayyaş bir ruh ile huzura çıkanlardan olmamak dileğiyle var olmanın tadını var edenin varlığıyla yaşayanlardan olmak ümidiyle sevgiyle kalın...