İnanın yazarken bile öfkeden titriyorum. Karaman’da 8-10 yaşlarındaki 45 erkek öğrenciye cinsel tacizde bulunduğu, on çocuğa tecavüz ettiği iddia edilen sınıf öğretmeni şerefsiz tutuklandı. Gözaltına alma olayı aslında 10 gün önce gerçekleşmiş. Ancak haber yayınlanınca bir saat geçmeden, Karaman Adliyesi’nden arayan biri haber yayılmadan derhal kaldırılmasını istemiş ve kaldırılmış. Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı tecavüz iddiaları ile ilgili haberlere yayın yasağı getirip konuyu eleştirmeyi dahi yasaklamış. Bu nedenle 4 Mart’ta ortaya çıkan olay, ancak 13 Mart tarihinde ülke gündemine girebildi.

Bu skandal ilk değilmiş aslında. Tecavüz olayıyla gündeme gelen Ensar Vakfında daha önce de tecavüz olayı gerçekleşmiş. 2008’de Çorum'daki Ensar Vakfı'na ait yaz Kuran kurslarında 15 yaşındaki iki kız çocuğu hocaları tarafından tecavüze uğramış. Aileleri olayı öğrenip polise gidince bir lisede Din Kültürü öğretmenliği yapan Ensar Vakfı Çorum Şube Başkanı Z.İ.'nin kızlara tecavüz ettiği, tecavüze uğrayan kızlardan birinin 3,5 aylık hamile olduğu ortaya çıkmış. Ensar Vakfı'nda kızlara tecavüz eden hoca utanmadan Çorum'da yerel gazetelere din ve ahlaki konular hakkında yazılar yazıyormuş. 4 yıl 8 ay hapis cezasına çaptırılmış. Tutuklulukta geçirdiği 2 yıllık süre dikkate alınıp tahliye edilmiş.

Karaman’daki şerefsiz, Ensar Vakfı, Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezun ve Mensupları Derneği’ne yakın kişilerin kiraladığı evlerde gönüllü olarak ders vermeye talip olmuş. Sabahları okulda ders veriyor, akşam da gelip bu çocukların evinde kalıp çocuklara tecavüz ediyormuş. Tacizlerini 2012 yılından beri sürdürüyormuş. 4 yıl boyunca tek bir soruşturma açılmamış. İfadesinde önce “ev özlemi çeken, gece korkan çocukların bazen yanında yattığını” söyleyip iddiaları reddeden sapık daha sonra her şeyi itiraf etmiş. 10 yaşından beri erkeklere ilgi duyduğunu, tedavi olmak istediğini anlatmış.

Buraya kadar her yerde olabilecek bir olay gibi bakılabilir. İşin acı yanı bundan sonrası. Önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu "Bir kere rastlanmış olması kurumu karalamak için gerekçe olamaz" diyerek saçmaladı. Şaşkınlığım sürerken Ensar Vakfı’na destek veren Başbakan Davutoğlu, “Bir sapık üzerinden rant devşirmeye çalışanlar var. Davası insan yetiştirmek olan bir vakfı karalamak da ayrı bir ayıp… Biz Ensar Vakfı’nın hizmetlerine şahitlik ediyoruz” diye konuştu. Olayı her zamanki gibi paralele bağlamaya çalıştı. Ardından bir destek de Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’dan geldi: “Topyekûn bir camiayı töhmet altında bırakmak doğru değil.

Ancak işin en acı yanı MHP'nin mecliste “Çocuk İstismarını Önleme Komisyonu” kurulması önerisine 3 muhalefet partisi “evet” derken iktidar partisinin “hayır” demesi ve önergenin reddedilmesini iktidar partisi milletvekillerinin alkışlaması idi. Ey AKP vekilleri tepkiler karşısında utanıp kabul etseniz de bu utançla tarihe geçeceksiniz. Alkışlarken hiç yüzünüz kızarmadı mı? İşinize gelince her kuruma kayyum atanıp kurumlar kapatılıyor da adı Ensar olunca mı kanun değişiyor? Bu olay sizin evladınızın başına gelse yine böyle mi davranırdınız? Nasıl bir istismar ve oy depolarına yönelik çarpık ilişki içinde olduğunuz, halkı aldattığınız açıkça ortaya çıktı. Ama anlayan kim?   

Hayretler içindeyim. Nereye gidiyoruz? Neler oluyor canım ülkemde? 9-10 yaşındaki çocuklar için yurt açılması yasak ama dinleyen de yok, denetleyen de. Yasalarımıza göre lise ve yüksek öğrenim için yurt açılabilir. Yasalara uymayan vakıf olabilir mi? Ancak burası Türkiye. Bu yaştaki çocukları nasıl ve niçin yurt denilen bu yerlerde topluyorlar? Sözde dindar nesil yetiştirecekler. Ey Aile Bakanı bir kereden bir şey olmaz deyip Ensar Vakfı’na toz kondurmuyorsun ama 4 yıldan beri devam eden bu olayın hiç mi farkına varıp o şerefsizi oradan atmadılar? Devlet bu olaya resmen göz yummuştur. Ey Karaman valisi ve Milli Eğitim Müdürü, hani o şerefsizi tanımıyordunuz? Sizi ziyarete geldiğinde elini sıktığınız şerefsiz kadar siz de sorumlusunuz. Ey Karaman halkı, siz neden tepki göstermezsiniz? Olay protesto ediliyor, katılım 100 kişi bile değil. Ya cumhurbaşkanına ne demeli? Her taşın altından çıkar ama çocuklar için tek kelime etti mi? Başbakan Aile Bakanını koruduğu kadar çocuklara değer verdi mi?

Cinsel istismar her yerde olabilir. Önemli olan üstünü kapatmaya çalışmamak. Bu olaya kim destek veriyorsa şerefsizdir. Suç işleyene, göz yumana, ortam hazırlayana, üstünü kapatmaya çalışana en ağır cezalar verilsin ki bir daha yapmaya cesaret edilemesin. Bana kalsa bunlar hemen idam edilmeli. Teşhir edin bu canavarı. Herkes tanısın. En ağır ceza sadece ona değil, üstünü örtmeye çalışanlara da verilsin, Tecavüze uğrayan kişiyi “rızası var” diyerek suçlu bulan mahkemelere de lanet olsun. O çocukların gözlerinin içine baktığınızda hiç mi vicdanınız sızlamayacak?

Kadın herkesin içinde kahkaha atamaz. Hamile kadın sokakta dolaşmamalı. Kadın tecavüze uğruyorsa ölsün. Hangi ana baba kızının kucağa oturmasını ister, deyip her şeyden tahrik olur, şehvete kapılırsanız olacağı bu. Kadına bakış açınız, dinin istismarına kendiniz dahil herkese taviz vermeniz, denetimsizliğiniz sonucu bu alandaki suç oranı döneminizde % 800 artmış, bilmem farkında mısınız? Zarrab’ın önüne yatanı savunup bunda bir şey yok deyip Kılıçdaroğlu’nun aynı cümlesi ile ortalığı ateşe veren vekiller size de helal olsun. Kılıçdaroğlu da bir kere dedi. Hani bir kereden bir şey olmazdı? İktidarın böyle destek verdiği bir yerde eşlerimiz, çocuklarımız, torunlarımız, bacılarımız Allah’a emanet.

Saygılarımla hoşça kalın.