Yine Dağlıca. Yine sayısı açıklanamayan şehitler. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Hem teröre, hem de terörü siyaset malzemesi olarak kullananlara lanet olsun. Artık yeter. Neden her gün yeni şehit haberleri ile uyanıyoruz. Bu vatanın evlatları, askerleri, polisleri ne zamana kadar birileri için feda edilecek? Vatan için şehit elbette verilir, verilecek de. Ancak bu ulu önder Atatürk’ün dediği gibi “Milleti savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz. Lakin milletin hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.” Peki, biz niye her gün şehit veriyoruz? Birisi halk 400 vekil çıkaracak oyu vermeyip başkan olamadı diye. Bunu ben değil kendileri söylüyor. Diyeceksiniz ki “Milletin hayatı tehlikede değil mi? Bu PKK belası ne?” Bu bela şimdi mi ortaya çıktı? 12 yıldır bu bela ile kol kola, gül gibi geçinen, yaptıklarına göz yuman siz değil miydiniz? Ne oldu da şimdi savaş açtınız?

Dün Dağlıca’da iki araca mayınlı saldırı yapıldı. TV’lerdeki açıklamalara bakıyorum. Açıklama şu: “Ölü ve yaralılar var.” Kardeşim ölü sayısı kaç? Ürkütücü boyutlarda mı? Kimileri 16 şehit diyor, kesin bir sayı yok. O bölgeden gelenlerden aldığım duyumlar gerçek mi diye aklıma takılıyor. Deniyor ki her gün 2, 3 veya 5 ölü var deniyor, aslında rakam açıklananın en az 2-3 misli. İnşallah değildir. Ancak ölü sayısı neden açıklanmıyor? Peki, bu olay ortaya çıktığında başbakan ne yapıyor? Bir şehit ailesi çocuğunu almış yanına, Konya’da Türkiye-Hollanda maçını izliyor. O statta o çocuk mutlu muydu? Hiç sanmam. Ortalıkta kan gövdeyi götürüyor, meclis tatilde. Burada Tayfun Talipoğlu’nun paylaştığı tweet de dikkat çekici: “Birisi hala 400 vekil istiyor, öbürü “galibiyeti şehitlerimize hediye ettik” diyor. Bunlar ne içiyor merak ediyorum.” Ne 400 vekilmiş. Helal olsun size.

Olay ortaya çıkmış, cumhurbaşkanı yandaş bir kanalda soruları yanıtlıyor. Sunucunun “Bir metro açılışında söylediğiniz '400 vekil istiyorum' sözünüzün bu çatışmalı ortama gelmesinde etkili olduğu söyleniyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusuna şu yanıtı veriyor: “Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya bir Anayasa'yı inşa edecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok daha farklı olurdu." Yani diyor ki: “AKP'ye 400 milletvekili verip tek başına iktidar yapsaydınız, ben anayasayı, rejimi değiştirip başkanlık sistemine geçecek, başkan olacaktım.” Arabın derdi kırmızı pabuç. Ocaklar sönmüş, yüreklere ateşler düşmüş, o 400 vekil peşinde. Sen Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanısın, senin 550 milletvekilin var. Halâ kime neye 400 milletvekili vermiş olsaydınız, diyorsun. İktidar olmak için orada kalabilmek daha ne yapacaksın? Bu ülke Sultan Süleyman'a kalmadı ki sana kalsın.

Hele hakaretlere ne demeli? Kendilerine hakaret edildi diye yüzlerce dava açanlar, cenazelerde feryat eden ve hükümetin yanlış politikalarına isyan eden şehit babaları için 'karakteri bozuk', şehit ağabeyine “paralelci, vatan haini”, şehidin kız kardeşine “Ağabeyin de bu mesleği seçmeseydi” demekte sakınca görmüyorlar. Bu acıyı anlamamaktır. Onun duygularını paylaşamamaktır. Acaba onlar çocuklarını askere gönderdiler mi? Oğulları şehit olup o acıyı yaşadılar mı? Kılıçtaroğlu en güzel cevabı vermiş: “Her gün şehit haberleri ile yüreğimizin yandığı bu ortamda bile, 400 vekil hesabı yapan Cumhurbaşkanı’nın utancı tüm ülkeye yeter!” Başka söze gerek yok.

Bu terörü bitirecek, bu işi çözecek tek parti HDP. Madem Türkiye’nin partisisiniz, madem analar ağlamasın, diyorsunuz, üzerinize düşeni yapın. Ne edip edin, PKK’ya silah bıraktırın. Ancak halka karşı PKK’ya silah bırakın çağrısı yapıp, ardından PKK’yı desteklerseniz, size de yazıklar olsun. Bu iş silahla çözülemez. Mecliste yer aldınız. Halk size 80 vekillik verdi. Bu işi mecliste samimi olarak siz çözün. Bu vatan evlatları bir hiç uğruna ölmesin. PKK bu yaptıkları ile en çok size zarar veriyor.

Ve siz diğer partiler. Bir an önce meclisi toplayın. Terörü, akan kanları durdurmak için üzerinize düşen görevi yerine getirin. Hükümet IŞİD ile mücadele edeceğiz dedi, kaç IŞİD’li yakalandı? Söyleyeyim 3. IŞİD’e karşı tek adım atılmadı, şimdi bizi vuruyor. Daha vuracağından ayrı. İnanın bir vatansever olarak ABD’ye bile kafa tutmaktan çekinmeyen Kıvrıkoğlu gibi komutanların varlığını çok arıyorum.

49 günde 81 şehit. Tabi gerçek rakam ise. Ben barış istiyorum. Kimse ölmesin, analar ağlamasın. Huzur içinde bir ülke istiyorum. Saygılarımla, hoşça kalın.