ÖZET: :((Kudüs işgali evangelizm ve siyonizmin ortak bir projesidir.1099 da haçlı seferleri ile başlıyan Avrupa’nın Kudüs hayalleri 200 yıldır siyonizmin emelleri ile ortak hareket etmektedir.Evangelizmin Haçlı zihniyetinin önüne geçerek kıyamet senaryolarına dayanan bir dünya hedefleri Siyonizm ile Orta-Doğu kurgularında birleştirdi.Bu amaçla en başta Türk dünyası olmak üzere İslam coğrafyası üzerinde operasyonlara başlanıldı.))


Evangelizmin ve Siyonizmin ortak hedefi olan Orta-Doğu ve kutsal topraklara ulaşabilmek için birinci şart Osmanlı-Türk devletinin yıkılmasıydı. Türk’ler islamiyetin bahadır ve korkusuz bir milletiydi ve en büyük engel onlardı.
Birinci adım bu gücün çökertilmesi yok edilmesiydi. Eğer bu başarılamayacak olursa -B- planı devreye girecek Osmanlı parçalanacak , küçük devletçikler üretilecek ve yok edilemeyen
Türk’ler asimile edilecekti. Bu amaç uğruna yıllarca Osmanlı Devleti’nin içinde hatta en merkezinde Bizans oyunları çevirerek cirit attılar.
Evangelizm’de asıl gaye hedefe ulaşmaktır. Hedefe ulaşmak için düşmanlarıyla dost olunur her kılığa girilir her zillete katlanılır her zalimlik acımasızca gerçekleştirilir sonunda kendilerince mutlu sona ulaşılır.
Osmanlı sadece savaşlarda askeri güç olarak mağlup edilmedi , toplumsal inanç ve milli değerleri yıpratıldı.
Medeniyetin beşiği olan beş asırlık koca devletin damarlarından , barışın hoşgörünün ve insanlığın timsali necip milletin içine evangelizm ve siyonizm virüsü enjekte edildi sinsice.
Özümüzden uzaklaşarak kendimizden yabancılaştığımız bir süreç başlatıldı. Yenilik denilerek, garplılaşma adı altında Tanzimat ve meşrutiyet kılıfı içinde zehir enjekte edilerek derin uyku dönemine girdik.(7)
Derken, 1nci dünya savaşına ince diplomatik hilelerle Osmanlı dahil edildi, neticesinde Osmanlı Devleti parçalandı. Orta-Doğu planının ilk adımı olan Kudüs 2 Aralık 1917’de İngilizler tarafından işgal edildi.(8)


Kudüs işgal edilmeden İstanbul işgal edilemezdi. Daha sonra aynı İngilizleri İstanbul’un işgalinde gördük.
Hedef Türk’leri tamamen yok etmek bin yıl önce kaptırdıkları Anadolu’dan sürüp çıkarmaktı. Ancak başaramadılar. İnşallah ebediyen de başaramayacaklar.
Türkler misak-ı milli sınırları içerisinde yeni bir devlet kurmayı başardılar. Çok şükür Allah’a ancak bu noktada projenin ‘B’ planı devreye giriyordu. Madem Türkleri Anadolu dan çıkaramadık o halde
Türkleri kendilerinden uzaklaştırıp Anadolu’daki izlerini silmeliyiz projesi devreye girdi.
Meşhurdur Lozan görüşmeleri sonrası İngiliz Avam Kamarasında Sömürge Bakanı Lord Gurzon elinde kur’an kürsüye çıktı. İngiliz Avam Kamarasına hitaben “Bu Kur’an Müslümanların elinde oldukça biz onlara hakiki hâkim olamayız. Ya kur’an’ı ortadan kaldıracağız bu mümkün görülmemekte ise Türkleri Kur’an’dan uzaklaştıracağız”. Türk’lerin bağımsızlığının tanınmaması için İngiliz Avam Kamarasında şiddetli tartışmalar sürer. “Niçin Türklerin istiklalini tanıdınız?” Şiddetli itirazlara karşı Sömürge Bakanı şöyle devam eder.
“Biz bundan sonra Türk’lerin elindeki kur’anı onlardan uzaklaştırıyoruz. İşte asıl bundan sonra Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine (haşmet ve ezici kuvvetlerine) kavuşamayacaklardır. Zira biz onları maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz.”(9)
Kudüs’ün İngiliz işgaliyle siyonizmin Orta-Doğu ayağına ilk basamak atılmış oldu. Tam yüz yıl önce 11 Aralık 1917’de İngiliz askeri Kudüs’ü Osmanlı’lardan teslim alarak işgal ettiler. İngilizler bu işgalin gerekçesi olarak Balfour Deklarasyonu diye bilinen İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour’un 2 kasım 1917 de ilan ettiği Filistin topraklarında Yahudilere bir vatan kurulmasını vaad eden tek sayfalık bildiriye dayandırıyorlardı.

Halbuki Theoder Herzl (10) adlı siyonizmin ateşli bir savunucusu bu uğurda Abdülhamid Han ile çok çetin bir mücadeleye girmişti. Theoder Herzl’in başaramadığı Siyonist hedefe 2nci meşrutiyetle Selanik Mebusu olarak meclise giren Emanuel Korosso üstlendi ve Sultan 2nci Abdülhamid ’in huzuruna çıkarak Filistin topraklarının Osmanlının tüm iç ve dış borçları karşılığında Yahudilere satılmasını teklif etti.
Sultan 2nci Abdülhamid Han’ın cevabı çok şiddetli ve ibretlikti. “ Kanla alınan topraklar parayla satılamaz. Derhal defol çık.” İşte Siyonist hareketin Türk’lerle mücadelesi bu andan itibaren en şiddetli kavgalarına adım atılmış oluyordu. (devam edecek)

(7)….Özellikle II. Mahmud döneminde 1830 lu yıllarda başlayan “Islahat hareketleri” Batı hayranlığının içimizde gizli bir asimile hareketini netice veren davranış bozukluğunu başlattı.
(8)….İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour tek sayfalık bir deklarasyon hazırlayarak Siyonizmin ayak seslerini Kudüs’e taşıdı.Filistin ‘de bir Yahudi Devleti kurulması gerektiği konusunda 2 aralık 1917’de hazırladığı deklarasyon ile Kudüs’ün işgalini uluslar arası zeminde haklı bir nedene dayandırdı. Ne acıdır ki tam yüz yıl sonra 6 aralık 2017 de aynı acı sahne ABD Başkanı Trump vasıtasıyla tekrarlandı.
(9)….. 1923 de Lozan görüşmeleri
(10)…. Theodor Herzl, politik siyonizmin kurucusu,gazeteci. Tevrat’ ta anlatıldığı iddia edilen “ vaat edilen topraklar” üzerinde İsrail devleti kurmak için çabalayan aktivist. Sultan Abdülhamid ile çok uğraştı ancak 1904’de öldüğünden İsrail’i göremedi.